Varlık kiralama şirketinin işleyiş ve amacının diğer anonim şirketlerden farklı olduğu göz önünde bulundurularak anılan şirketlerin kuruluş, tescil, tasfiye ve işleyişe ilişkin mevzuat hükümlerine tabi olmaması daha önce düzenlenmiştir. Uygulamada ortaya çıkan gereklilik nedeniyle söz konusu hükümlerin 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yer alan hükümler olduğu belirtilmiş ve şirketlerin denetleme ve sermaye yükümlülüklerinden de muafiyeti sağlanmıştır.
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Metnin ilk hali
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel veya Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
Madde ile 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna yeni tanımlar eklenmektedir.
4749 sayılı Kanunun 7/A maddesinin birinci fıkrası esasen muhafaza edilmekle birlikte, uygulamada yaşanan ve ileride yaşanması muhtemel tereddütlerin izalesini teminen bazı değişiklikler yapılması gerekmiştir.
Bu madde kapsamındaki varlık kiralama şirketlerinin kamu tüzel kişiliğini haiz olmadığını tasrih etmek ve uygulamada bu konudaki tereddütleri gidermek için bu şirketlerin özel hukuk tüzel kişiliğini haiz olduğu açıkça belirtilmiştir.
Kira sertifikası ihraçlarına konu olan varlıklar üzerinde, ihracın vadesi süresince ihraç koşullarına aykırı herhangi bir hukuki işlem tesis edilemeyeceği daha önce düzenlenmiş olup, üçüncü tarafların iyi niyetli iktisaplarının önüne geçilmesi amacıyla söz konusu düzenlemenin ilgili taşınmaz sicil kayıtlarına şerh edilmesi gerekli kılınmıştır.
Kira sertifikası ihraçlarının gecikmeye mahal vermeden gerçekleştirilmesi amacıyla tapu sicilinde değişiklik dahil gerekli her türlü işlemlerin münhasıran Hazine Müsteşarlığının yazılı başvurusu üzerine gerçekleştirilmesi öngörülmüştür.
4749 sayılı Kanunun 7/A maddesi kapsamındaki devir ve kiralama işlemleri, benzer diğer devir ve kiralama işlemlerinden farklı olarak finansman amacıyla tesis edilmektedir. Bu kapsamdaki varlık kiralama şirketlerinin tek fonksiyonunun ihracın gerçekleştirilmesi olduğu, idari harcamaları ve personeli bulunmadığı da dikkate alındığında bu şirketlerin ilave idari ve mali yükten arındırılmasının operasyonel kolaylık sağlayacağı ve işlemlerin amacıyla uyumlu hale geleceği değerlendirilerek tamamı Hazine Müsteşarlığına ait olanların ilgili mevzuat uyarınca tesis edilen defter tutma ve fatura kesme, beyanname verme gibi diğer yükümlülüklerden muaf tutulması öngörülmüştür. Bu şirketlerin denetiminin Müsteşarlık denetimi çerçevesinde gerçekleştirileceği tavzih olunmuştur. Ayrıca, tamamen finansman amacıyla yapılan ve ihracın vadesi sonunda ilgili kuruma geri satılacak olan varlıkların kiralanması işlemlerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun kira sözleşmelerini düzenleyen dördüncü bölümünden muafiyet sağlanmış olup, bu işlemlerde taraflar arasında düzenlenecek sözleşme hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu varlık kiralama şirketlerinin anonim şirket statüsünde olması nedeniyle 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu uyarınca belirli bir aidat ödemesi gerekmektedir. Ancak, bu şirketlerin amacı ve mahiyeti sadece finansman sağlamaya yönelik olduğundan ilave mali bir yük oluşmaması amacıyla tamamı Hazine Müsteşarlığına ait olanlara söz konusu Kanundan muafiyet sağlanmıştır. Ayrıca, bu şirketlerin 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelere tabi olmadığı tasrih edilmiştir. Bu şirketlere devredilen taşınmazların, ihracın vadesi sonunda tekrar ilgili kuruma satılacağı göz önünde bulundurularak deprem sigortasından da muafiyet sağlanmıştır. Nihai olarak da bu varlıkların haciz ve ceza takip hukuku başta olmak üzere ilgili diğer mevzuat kapsamında devlet malı statüsünün ihraç süresince de muhafaza edileceği hükme bağlanmıştır.
Madde ile 4749 sayılı Kanun kapsamında Hazine Müsteşarlığı tarafından sağlanan garantilerin tümü için garanti ücreti alınması ve uygulama usul ve esaslarının buna göre belirlenmesini sağlamak üzere 8 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında gerekli düzenlemeler yapılmaktadır. Ayrıca, aynı maddenin altıncı fıkrasında yer alan "yatırım harcamalarına kıyasla öncelikli olarak" ibaresinin yürürlükten kaldırılması ile borçlu kuruluşların her taksit ödemesini kapsayacak şekilde kredi ödemelerine ilişkin kaynakları ayırmaları konusunda gerekli önlemleri almalarının sağlanması hedeflenmektedir.
4749 sayılı Kanunun 11 inci maddesi, Hazine Müsteşarlığının garantisi altında sağlanan veya dış borcun ikrazı suretiyle kullandırılan krediler çerçevesinde yapılacak geri ödeme yükümlülüklerini karşılamak üzere Dış Borç Ödeme Hesabının oluşturulması konusunda düzenlemeler içermektedir. Bahse konu maddede yapılan değişiklikle, yerel yönetimler tarafından Müsteşarlık garantisi altında ihraç edilecek tahvillerin geri ödemeleri için de Dış Borç Ödeme Hesabı kurmaları zorunlu hale getirilmektedir.