Yürürlüğe girdiği tarihten günümüze kadar geçen 80 yıllık süreçte, Borçlar Kanununun içeriğinde bazı değişiklikler yapılmış olmakla birlikte, bunlar köklü ve önemli değişiklikler değildir. Kanunların birer sosyal varlık olarak, aynen canlı varlıklar gibi zamanla yaşlanmaları, kendilerinden beklenen işlevleri tam anlamıyla yerine getirmekte güçsüz kalmaları, bu sebeple de günün şartlarına ve ihtiyaçlarına gereği gibi cevap vermemeleri, herkesçe kabul edilebilecek bir gerçektir.
-
Favorilere ekle veya çıkar
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Salt metin olarak göster (Kelime işlemcilere uygun görünüm)
Metnin ilk hali
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel veya Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
GENEL GEREKÇE
I. Genel Olarak
Türk Hukuk devriminin temel taşlarının en büyüğü olan “Türk Kanunu Medenîsi”nin tamamlayıcısı ve âdeta beşinci kitabı olarak bilinen 818 sayılı “Borçlar Kanunu”; Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 22 Nisan 1926 tarihinde kabul edilmiş, 8 Mayıs 1926 tarihli ve 366 sayılı Resmî Ceride’de yayımlanmış ve 4 Ekim 1926 tarihinde, 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsi ile birlikte yürürlüğe girmiştir.
Bu gerçek, kanunların ve özellikle hukuk hayatında büyük önemi olan temel kanunların baştan sona gözden geçirilerek, o günün şartlarına ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek hâle getirilmesini zorunlu kılar. Nitekim, aynı ihtiyaç ve zorunluluk, daha önce Türk Kanunu Medenîsi için de söz konusu olmuş, bu ihtiyaç, uzun çalışmalar sonucunda hazırlanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe konulmasıyla karşılanmıştır.
Aynı ihtiyaç ve zorunluluk, temel kanunlardan birisi olan, 818 sayılı Borçlar Kanunumuz için de söz konusudur. Bu nedenle, Adalet Bakanlığı’nca, yürürlükteki Kanunu baştan sona gözden geçirmek, tamamlayıcısı ve ayrılmaz bir parçası niteliği ile beşinci kitabını oluşturduğu Türk Medenî Kanunu ile uyumunu sağlamak ve özellikle günümüzün ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir tasarı hazırlamak üzere, akademisyenlerden ve uygulayıcılardan oluşan bir “Borçlar Kanunu Komisyonu” kurulmuştur.
Borçlar Kanunu Komisyonu, yaklaşık sekiz yıllık bir çalışma sonucunda hazırladığı “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nda, yürürlükteki Borçlar Kanununun genel yapısının ve sistematiğinin bozulmaması için gerekli özen ve gayreti göstermiştir.
Tasarının birinci ve ikinci kısmında, yürürlükteki 818 sayılı Borçlar Kanununa göre hüküm farklılığı bulunmayan birçok düzenlemeye yer verilmiştir. Bununla birlikte, hüküm farklılığı bulunmayan düzenlemelerle ilgili maddelerin bir kısmının sadece metinleri arılaştırılmış; bir kısmının metinleri düzeltilmiş ve arılaştırılmış, nihayet bir kısmının da, hem sistematik yapıları değiştirilmiş, hem de metinleri düzeltilmiş ve arılaştırılmıştır.
Tasarıda, ayrıntıları aşağıda (VI, 3, d altında) belirtilen ve yürürlükteki 818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen birçok yeni düzenleme de yapılmıştır. Ancak, yasalaşması durumunda, temel bir kanun niteliği kazanması söz konusu olacak bir metin hazırladığı bilinciyle hareket eden Borçlar Kanunu Komisyonu, Tasarının amacına ve özüne uygun bulmadığı bazı düzenlemeleri, bunlara ulusal veya uluslararası mevzuatta yer verilmiş olsa bile, Tasarı metnine almamayı tercih etmiştir. Aynı şekilde, uygulamada sıkça karşılaşılmakla birlikte, kendisine özgü yapısı olan sözleşmelerin de, gerektiğinde özel kanunlarla düzenlenmesinin daha isabetli olacağı düşüncesiyle, Tasarı metnine alınması uygun görülmemiştir. Ayrıca, öğretide tartışmalı olan bazı konularda da, uygulamada karşılaşılan hukukî problemlerin çözümlenmesi bakımından zorunluluk olmadıkça, bu konularda düzenleme yapılmasından veya bazı yazarlarca kullanılması önerilen terimlerin veya ifadelerin, Tasarı metnine yansıtılmasından kaçınılmıştır.
Ayrıca belirtilmelidir ki, günümüzde, borçlar hukukunun “uluslararası ve/veya uluslar üstü” kılınması çalışmaları sözkonusudur. Meselâ, Türkiye’nin de üyesi bulunduğu Unidroit (International Institute for the Unification of Private Law) ve Birleşmiş Milletler bünyesinde kurulmuş olan Uncitral (United Nations Commission on International Trade Law) gibi kuruluşların, bu alanda önemli çalışmaları bulunmaktadır. Ayrıca, uzun yıllardan beri, Avrupa Birliği içinde de ortak bir borçlar kanunu yaratma düşüncesi varlığını sürdürmektedir. Bu amaçla, bütün Avrupa Birliği ülkelerinden bilim adamları, Avrupa borçlar hukukunun ortak mirasını tespit etmek için çalışmakta ve teklifler yayınlamaktadırlar. Avrupa Birliği Komisyonu da, 2003 yılında “Daha Uyumlu bir Avrupa Sözleşme Hukuku için Faaliyet Planı”; 2004 Ekim ayında da “Avrupa Sözleşme Hukuku ve Topluluk Mevzuatının Gözden Geçirilmesi - İleriye Dönük Adımlar” başlıklı Bildirimleri yayınlamak suretiyle bu çalışmaları yönlendirme konumunda olmuştur. Anılan bütün bu faaliyetlerin en önemli ürünleri olarak, Milletlerarası Ticarî Sözleşmelere İlişkin İlkeler (Principles of International Commercial Contracts), Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (United Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods), Avrupa Sözleşme Hukukunun Temel İlkeleri (Principles of European Contract Law) ve Avrupa Haksız Fiil Hukukunun Temel İlkeleri (Principles of European Tort Law) isimli metinler sayılabilir. Borçlar hukuku alanında çalışmaları olan İsviçre hukukçularınca da, bu çalışmalar, borçlar hukukunun uluslararası kaynakları olarak değerlendirilmektedir. Ancak, bu çalışmaların varlığı ve hattâ bazılarının sonuçlanmış olması, ulusal nitelikli borçlar kanununa sahip olmayı gereksiz kılmadığı gibi, ulusal nitelikli borçlar kanununun, bu metinlerin bir ürünü olarak ortaya çıkması gerektiği düşüncesinin savunulmasını da gerektirmemektedir. Borçlar Kanunu Tasarısı hazırlığında da, bu metinlerin esas alınması değil, bu metinlerden yararlanılması söz konusu olmuştur.