Resmi Gazete Dışındaki Kaynak
Kurum:
Rekabet Kurumu
Kabul Tarihi:
20.08.2014
Yürürlüğe Giriş Tarihi:
20.08.2014
Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
GİRİŞ
Ülkemizce tercih edilen piyasa ekonomisi sisteminden beklenen faydalara ulaşılması için rekabetçi yapı son derece önemlidir. Bu kapsamda rekabetçi bir piyasa tesis etmenin bir yolu, teşebbüslerin rekabeti bozucu davranışlarını engellemek ve yoğunlaşmaları kontrol etmek olarak açıklanabilen rekabet hukuku kurallarının uygulanmasıdır. Ancak, rekabetin kısıtlanması yalnızca teşebbüs davranışları ile sınırlı değildir. Kamu kurumları da yaptıkları çeşitli düzenleme ve işlemlerle piyasalarda rekabetin kısıtlanmasına neden olabilmektedir.
Bilindiği gibi Düzenleyici Etki Analizi (DEA), mevcut ve/veya yeni çıkarılacak düzenlemelerin olası olumlu ve olumsuz etkilerinin sistematik olarak incelenmesini amaçlayan bir yönetişim aracıdır. DEA ile ilgili düzenlemeler ele alınırken, düzenlemeye sebep olan sorunların doğru tanımlanması, ilgili düzenlemenin ekonomiye, çevreye ve sosyal yapıya olan etkilerinin ölçülmesi, düzenlemenin hazırlanması sürecine daha geniş katılımın sağlanması ve yürürlüğe konulan düzenlemelerin uygulanmasının izlenmesi ve değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Düzenlemelerin ekonomik etkilerinin ölçülmesi bakımından önemli bir değerlendirme kriteri, düzenlemelerin rekabete olan etkilerinin ölçülmesidir. Zira devletin düzenleyici rolü kapsamında çıkardığı mevzuat, bazen söz konusu mevzuattan etkilenen piyasaların yapısı açısından sakıncalar içerebilmektedir. Bu sakıncaların giderilebilmesi ve daha iyi düzenleme yapılabilmesi için rekabetçi etki değerlendirmesine de ihtiyaç duyulmaktadır.
Ülkemizde DEA çok uzun bir geçmişe sahip değildir. Avrupa Birliği (AB)’ne üyelik sürecinde Lizbon Stratejisi kapsamında 2000 yılından itibaren başlatılan “Daha İyi Düzenleme Çalışmaları” çerçevesinde Türkiye “düzenleyici çerçeve”yi iyileştirmek amacıyla adımlar atmaya başlamıştır. AB üyesi ülkelere paralel olarak atılan bu adımlardan ilki 2006 yılında yayımlanan “Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”tir. Bu yönetmeliğin 24. maddesi uyarınca Türkiye’de kamu tarafından yapılacak düzenlemelerde DEA yapılması öngörülmektedir.
Ayrıca 2007 yılının Nisan ayında resmi DEA ilkeleri bir Başbakanlık Genelgesi ile yayımlanmıştır. Söz konusu Genelge ile Yönetmeliğin açıklaması yapılmış, Genelge’nin ekinde yer alan “DEA Rehberi”nde düzenleme yapanlar için uyulacak prensiplere yer verilmiş, rekabet değerlendirmesinde Rekabet Kurumundan yardım alınacağı belirtilmiştir.1 İşbu Rehber düzenleme yapacak kurum ve kuruluşlara bu amaçla yol göstermesi gayesiyle hazırlanmıştır.
Ancak bu Rehberde yer verilen ilkelerin DEA yapılması zorunlu tutulan mevzuat dışındaki düzenleme ve işlemler bakımından da göz önüne alınmasında fayda bulunduğu hatırlatılmalıdır. Bir başka deyişle Rehber DEA kapsamında olmayan ve rekabet üzerinde olumsuz etki doğurma riski bulunan birincil ve ikincil düzenlemeler ile idari işlemler bakımından dikkate alınabilecek bir çerçeve sunmaktadır. Örnek olarak çevrenin korunmasıyla amacıyla hazırlanan bir kanun veya yönetmelikle yapılan düzenleme, bu hedefe ulaşmak için gerektiğinden daha fazla rekabeti kısıtlayıcı sonuç doğurabilir. Bu nedenle hazırlanan tüm taslaklara rekabetçi bir bakış açısının kazandırılmasında yarar görülmektedir.
Rehberde yer verilen değerlendirmeler esas olarak OECD tarafından hazırlanan “Araç Kiti2”nde yer alan “Kontrol Listesi” ve Rekabet Kurumu’nun 17 yıllık tecrübesine dayanmaktadır. Rehber esas olarak üç ana soru grubundan oluşan bir kontrol listesi içermektedir. Listede yer verilen ve esas olarak bir rekabet kısıtına karşılık gelen hususlar, Rehberde Rekabet Kurumu uygulamalarına dayalı örnekler çerçevesinde açıklanmaya çalışılmaktadır.
Kontrol Listesi
1. Taslak, piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin sayısını veya konumunu sınırlıyor mu?
Teşebbüslerin sayısını veya konumunu etkileyen durumlara ilişkin, özellikle aşağıdaki hallerden bahsedilebilir:
a. Bir teşebbüse mal ya da hizmet sağlaması için münhasır3 haklar verilmesi,
b. Piyasada faaliyette bulunmak için lisans, izin ya da benzeri bir onay alınmasının koşul olarak getirilmesi,
c. Bazı teşebbüslerin mal ya da hizmet sunma imkanlarının sınırlandırılması,
d. Teşebbüslerin piyasaya girme veya piyasadan çıkma maliyetlerinin önemli ölçüde artırılması,
e. Teşebbüslerin mal ya da hizmet sunmasında bazı bölgesel sınırlamalar getirilmesi,
f. Yapılan düzenlemelerin, pazara yeni girecek teşebbüsler için belirsizliğe yol açacak nitelikte olması.
2. Taslak, piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin rekabet edebilirliğini kısıtlıyor mu?
Teşebbüslerin rekabet edebilirliğini etkileyen durumlara ilişkin, özellikle aşağıdaki hallerden bahsedilebilir:
a. Mal veya hizmet fiyatlarının piyasa koşullarında serbestçe belirlenmesini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen düzenlemeler,