Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı: 11395140-105[323-2015/VUK-1-19060]-10138
Konu: Kaydi hacze konu alacağın şüpheli ticari alacak olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve dilekçenizde; alacaklarınızın takibine ilişkin gayrimenkuller ve araçlar üzerine konulan hacizlerin, kaydi haciz ve/veya Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) haczi niteliğinde olduğu, haciz sıralarının değişiklik gösterdiği ve ortada bir teminat bulunup bulunmadığının kestirilemediği belirtilerek;
- İhtiyati hacizlerin ve kaydi hacizlerin (UYAP sistemi üzerinden yapılanlar dahil) şüpheli alacak karşılığı ayrılmasında fiili haciz gibi değerlendirip teminat olarak dikkate alınıp alınamayacağı,
- Kaydi hacizlerde (UYAP sistemi üzerinden yapılanlar dahil) haciz sırası nedeniyle tahsilat yapmanın mümkün olmadığı veya yapılacak tahsilatın alacağın çok cüz'i bir kısmını karşılaması durumunda bu kaydi hacizlerin şüpheli alacak karşılığı ayrılmasında teminat olarak dikkate alınıp alınmayacakları,
- Gayrimenkulün Tapu Sicili üzerinde gerçekleştirilen haczinin, teminat olarak dikkate alınması halinde gayrimenkulün; tapuda kayıtlı en son satış değerinin mi, emlak vergisi değerinin mi, yoksa ekspertiz değerinin mi teminat tutarı olarak kabul edileceği,
- Gayrimenkulün "ekspertiz değeri"nin teminat tutarı olarak kabul edilmesi halinde; değer belirleme işinin geçerli olabilmesi için kime yaptırılması gerektiği,
- Motorlu taşıtlar üzerine konulan hacizlerin şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılmasında teminat olarak dikkate alınması halinde, taşıtın "en son satış değeri"nin mi, "kasko değeri"nin mi, yoksa "emsal değeri"nin mi teminat tutarı olarak kabul edileceği,
- Gayrimenkuller ve motorlu taşıtlar üzerinde gerçekleştirilen hacizlerin teminat olarak dikkate alınması halinde; haciz sıranızın ilk başlarda olmaması, ortalarda veya sonlarda olmasının konulan haczin teminat niteliğini ortadan kaldırıp kaldırmayacağı, teminat niteliğini ortadan kaldıran durumlar var ise kaçıncı sıradan itibaren bu durumun meydana geldiği,
hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesinde, "Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir." hükümleri yer almaktadır.
Bu bağlamda, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava ve icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, bir alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması için işletme kayıtlarına hasılat olarak girmesi veya ticareti yapılacak mal veya hizmetin maliyetiyle ilgisi olması gerekir.
Bunun yanı sıra, Kanun hükmü, teminatlı alacaklarda bu karşılığı teminattan geri kalan miktarla sınırlamakta, alacağın banka teminat mektubu, ipotek, haciz, rehin, kefil vs. suretlerle teminata bağlanmış olması halinde teminatlı kısım için şüpheli alacak karşılığı ayrılmayacağını kabul etmiş bulunmaktadır. Mezkûr madde uygulamasında, teminat sayılan haller arasında bulunan hacizler (kaydi ve ihtiyati hacizler dahil), alacağın tahsilinin kuvvetle muhtemel olduğunun ve alacağın teminatsız kalmadığının göstergesi olarak (borçluların mal, hak veya alacaklarına haciz konulması suretiyle söz konusu alacağın haciz konulan kısmı teminatlı hale geldiği) değerlendirilmekle birlikte, alacaklıdan önceki toplam haciz alacakları tutarının hacze konu hak, alacak ve malların değerinin üzerinde olması, bir başka deyişle alacaklıdan önceki sırada bulunanların alacaklarını tahsil ettikten sonra paraya dönüştürülecek borçlu mallarından alacaklıya kalacak bir tutar kalmayacağının anlaşılması, dolayısıyla söz konusu alacağın tahsil kabiliyetinin bulunmadığı durumlar için şüpheli alacak ayrılması mümkün bulunmaktadır.