Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ USUL GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Konu: Belediyeden tahsil edilemeyen alacak için şüpheli alacak veya değersiz alacak karşılığı ayrılıp ayrılamayacağı.
İlgi özelge talep formunuz ile kurumunuzdan alınan ek bilgi ve belgelerden;
- … Belediyesi ile ... tarihinde ... - ... tarihleri arasında katı atıkların toplanması, taşınması ve süpürülmesi işi için sözleşme imzaladığınız, sözleşme kapsamında verilen hizmetler için aylık hakedişler ile şirketiniz tarafından faturaların düzenlendiği,
- 06.12.2012 tarihli Resmi Gazete yayımlanan 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca ... tarihinden sonra ... Belediyesi sorumluğundaki bazı yerlerin ... Belediyesine katıldığı,
- Şirketinizce, … Belediyesine katılan yerlerde mezkûr sözleşme kapsamında hizmetlerin yürütüldüğü ifade edilmekle beraber, … Belediyesinin hali hazırda kendileri ile sözleşmesi bulunan firmayla hizmetin devamı yönünde karar aldığı ve uyguladığı, konu ile ilgili olarak … Valiliği ile Büyükşehir Belediyesi ile de yazışmalar yapıldığı,
- Katılan yerlerle ilgili olarak hakedişin … Belediyesine düzenlenmekle beraber bu belediyece onaylanmadığı, ... tarihinde düzenlenen faturanın anılan Belediyeye gönderildiği,
- Söz konusu fatura ile ilgili olarak icra takibinde bulunulduğu, … Belediyesinin itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği belirtilerek
söz konusu alacak için karşılık ayrılıp ayrılamayacağı ile değersiz alacak olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Şüpheli alacaklar" başlıklı 323 üncü maddesinde,
"Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
Şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.",
"Değersiz alacaklar" başlıklı 322 nci maddesinde ise "Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar, değersiz alacaktır.
Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler."
hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda verilen hükümlere göre, şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi veya değersiz alacak olarak doğrudan zarar yazılabilmesi için ortada bir alacak söz konusu olmalı ve alacak, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili bulunmalıdır. Başka bir ifadeyle, alacak, işletme faaliyetleriyle ilgili olmalı, ticari ve zirai, kazancın normal gerekleri çerçevesinde doğmalıdır.
Diğer taraftan, borcu sona erdiren sebeplerden birisi imkânsızlıktır. Sözleşmenin kurulması sırasında ortaya çıkan imkânsızlığa başlangıçtaki imkânsızlık; sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan imkânsızlığa ise sonraki imkânsızlık denir. Başlangıçtaki objektif imkânsızlık, sözleşmenin batıl olmasına neden olur. Sonraki imkânsızlık, şayet borçlunun kusurundan ileri geliyorsa kusurlu imkânsızlık, borçluya yükletilemeyen bir sebepten ileri geliyorsa kusursuz imkânsızlık ismini alır. İmkânsızlık bir borcun ifasının çeşitli sebeplerle (umulmayan hâl, kaza, zorlayıcı sebep vb.) mümkün olmamasıdır. İmkânsızlık nedeniyle asıl borç ve ona bağlı ikinci dereceden borçlar ortadan kalkar. İmkânsızlık kısmi veya tam olabilir.
Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Ancak, taraflar sözleşmede, bir tarafın borcunun ifası kusuru bulunmaksızın imkânsızlaşsa bile diğer tarafın kendi borcunu ifa edeceğini, önceden ifa etmişse geri alamayacağını kararlaştırabilir.