Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü
Konu: Yabancı ülkelerdeki distribütörlük faaliyetlerinden elde edilen ciro ve primlerin KDV'ye tabi olup olmadığı, ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve belge düzenlenip düzenlenmeyeceği
İlgi: 07/06/2018 tarihli ve 325731 kayıt sayılı özelge başvuru formunuz.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan; Amerika Birleşik Devletleri mukimi ……… şirketinin bağımsız distribütörlüğünü yaptığınız, çeşitli ülkelerdeki kişilere de distribütörlük yetkisi verdiğiniz, söz konusu distribütörlüklerin …….. adına kendi ülkelerinde yaptıkları satışlardan elde ettikleri gelirleri ………… hesabına aktardıkları, elde edilen distribütörlük gelirlerinden yurt dışındaki banka hesaplarınıza değişen yüzdelerde ciro ve prim olarak ödeme yapıldığı, bu tutarların ihtiyacınız doğrultusunda yurt dışındaki bankalardan yurt içindeki banka hesaplarınıza aktarıldığı belirterek söz konusu işlemlerin katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı, elde edilen kazançların ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve herhangi bir belge düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.
GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde, Türkiye'de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.
Mezkur Kanunun 85 inci maddesinde de "Mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.
Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler. Bu hüküm şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine şamil olmak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanır. Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar:
1. Mükellefin bunları Türkiye'de hesaplarına intikal ettirdiği yılda;
2. Türkiye'de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda;
Elde edilmiş sayılır." hükümlerine yer verilmiştir.
Bu hükümler çerçevesinde, Türkiye'den ve yurt dışından elde edilen ticari kazançların, tam mükellef olmanız nedeniyle Türkiye'de beyan edilmesi gerekmekte olup, yurt dışından elde edilen kazançlar, Türkiye'deki hesaplara intikal ettirildiği yılda elde edilmiş sayılacağından, o yılın beyanına dahil edilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 123 üncü maddesi uyarınca, tam mükellefiyete tabi mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye'de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından anılan maddede açıklanan usul ve şekle uyulmak kaydıyla indirilebilecektir.
Öte yandan, kazancın elde edildiği ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması durumunda ise öncelikle anlaşma hükümlerinin dikkate alınacağı tabiidir.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
-219 uncu maddesinde, "Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:
a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.
b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.",
-227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",
-229 uncu maddesinde; "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır." ,
-231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",