Resmi Gazete Dışındaki Kaynak
Kurum:
Gelir İdaresi Başkanlığı
Kabul Tarihi:
11.05.2016
Yürürlüğe Giriş Tarihi:
11.05.2016
Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
İlgi : …
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; şirketinizin doğrudan veya tamamen veya kısmi olarak sahip olduğu iştirakleri vasıtasıyla her türlü ulusal veya uluslararası liman işletmeciliği yapmak ve bununla ilgili hizmetleri sunma faaliyetleriyle iştigal etmek üzere kurulduğu, bu faaliyetleri yerine getirebilmek amacıyla Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından tarafınıza …. Mevkiinde arazi tahsis edildiği, önceki hesap dönemlerinde şirketinizin kendi mülkündeki araziler ile Milli Emlak Genel Müdürlüğünden kullanım izni alınan arazi ve dolgu alanları üzerinde liman inşaatı başlattığınızı, ancak, şirketinizin uluslararası yönetim mercileri tarafından Türkiye'deki yapılanmanızın zorunlu olarak değiştirilmesi sebebiyle şirketinizin liman yatırımlarını 29.06.2012 tarihinde …. İşletmeleri A.Ş. adlı iştiraki üzerinden gerçekleştirilmesinin planlandığı, bu nedenle Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından liman için tahsis edilen arazinin … İşletmeleri A.Ş.'ye kiralanmasında bir sakınca olmadığı hususunda yazı alındığı, aynı zamanda anılan şirketin KDV Kanununun 13/e maddesine istinaden vergi istisna belgesi aldığı belirtilerek, şirketiniz bilançosunda yer alan ve liman inşaatı için devir tarihine kadar yapılan tüm harcamaların "258- Yapılmakta Olan Yatırımlar" hesabında izlendiği, söz konusu harcamaların bir bölümünün KDV'den istisna olan harcamalar olduğu ve aktifleştirilen KDV'ye tabi olmayan kur farkı giderleri vb. nitelikte KDV'ye tabi tutulmayan harcamalardan oluştuğu belirtilerek "258- Yapılmakta Olan Yatırımlar" hesabında yer alan bakiyenin liman inşaatının devrolunan iştirakiniz … İşletmeleri A.Ş.'ye yansıtılacağı belirtilerek yansıtma işlemlerinin vergi mevzuatı karşısındaki durumu hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.
I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı hüküm altına alınmış olup alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.
Söz konusu maddenin ikinci fıkrasında, ilişkili kişilerin kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade ettiği; üçüncü fıkrasında ise emsallere uygunluk ilkesinin tanımı yapılarak emsallere uygunluk ilkesinin ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için;
- Bir kurum tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının yapılmış olması,
- Söz konusu kurumun bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili kişilerle yapmış olması,
- Bu mal veya hizmet alım ya da satımında "emsallere uygunluk ilkesi"ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması,
gerekmektedir.
Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamaların yapıldığı 1 seri no.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğin "4- Emsallere Uygunluk İlkesi" başlıklı bölümünde; "… Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun herhangi bir ilişki olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki koşullar altında oluşturduğu piyasa ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan tutardır. Bu fiyat veya bedel, işlem anında hiçbir etki olmaksızın objektif olarak belirlenen en uygun tutar olup, ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde uygulanan fiyat veya bedelin bu tutar olması gerekmektedir.
Aralarında ilişki bulunmayan gerçek kişi veya kurumlar arasındaki işlemlerde fiyat, piyasa koşullarına göre belirlendiğinden, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde de aynı koşullar geçerli olmalıdır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki ilişkinin mal veya hizmet fiyatlandırmasına herhangi bir etkisi bulunmamalıdır.
İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir.