Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ KATMA DEĞER VERGİSİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı: 39044742-KDV.9-198321
Konu: Yurt dışından gelen turistlerin alışveriş yerlerine yönlendirilmesi suretiyle elde edilen komisyon geliri ile bu turistlere yaptıkları alışveriş üzerinden yapılan ödemelerin vergisel boyutu.
Özelge talep formunda firmanızın, yurt dışından gelen turistleri anlaşma yaptığınız halı, deri, kuyumcu gibi alışveriş yerlerine yönlendirdiği, turistlerin yapmış oldukları alışveriş üzerinden komisyon geliri elde ettiği ve bunun karşılığında fatura düzenlediği, komisyon gelirlerini arttırmak ve turistlerin alışveriş yapmalarını teşvik etmek amacıyla da alışveriş yapan turistlere, ödedikleri bedelin bir kısmının geri verilmek istendiği belirterek bu konunun katma değer vergisi (KDV), kurumlar vergisi ve vergi usul kanunu (VUK) karşısındaki durumu sorulmaktadır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun "Ticari Kazancın Tarifi" başlıklı 37 nci maddesinde; "Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır." hükmü yer almış olup aynı Kanunun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise;
"Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur."
hükümlerine yer verilmiştir.
Bu hükümler uyarınca, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirim olarak dikkate alınabilecektir. Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, aynı maddenin (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir.
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderler olup, bu giderlere işletme gideri de denilebilir.
Bir masrafın genel gider adı altında masraf yazılabilmesi için, genel giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir.
Buna göre, firmanızın tur operatörlüğü faaliyeti karşılığında elde ettiği kazanç ile turistleri yönlendirdiğiniz mağaza ve dükkanlardan elde ettiği komisyon gelirlerinin kurum kazancınızın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Bununla birlikte, anlaşmalı olduğunuz yerlerden turistlerin yaptıkları alışverişler dolayısıyla bu turistlere firmanızca teşvik mahiyetinde yapılacak olan ödemelerin ticari faaliyetin idame ettirilmesi için yapılan bir harcama niteliğinde olmaması ve masrafla iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağının bulunmaması nedeniyle, anılan harcamaların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde; Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun, 9/1 inci maddesinde ise mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutulabileceği hükme bağlanmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.2.8.) Turistik Mağazalara Verilen Müşteri Bulma/Götürme Hizmetleri Bölümünde;
- Tebliğin (I/C-2.1.3.1/a) ayrımı kapsamındakilere turizm acentesi, rehber ve benzerlerince verilen müşteri bulma hizmetlerinde, alıcılar tarafından 9/10 oranında KDV tevkifatı uygulanacağı,
- Turizm acentesi, rehber ve benzerlerinin turist kafilelerini alışveriş etmeleri için belirli dükkanlara/mağazalara götürmeleri karşılığında bu işletmelerden aldıkları komisyonların genel oranda KDV'ye tabi tutulacağı,