Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
Konu: Yurt dışında mukim şirket ortağından sözleşme ile döviz olarak alınan krediye ait fait ödemelerinde tevkifat
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, yurtdışında mukim olan yabancı ortağınızdan üç yıl vadeli döviz cinsi kredi temin ettiğinizi, sözleşmeye göre kredi anapara ve faizin sözleşme sonunda defaten ödeneceği, yabancı ortağınızın mukim olduğu ülkede banka veya kredi verme hususunda yetkilendirilmiş bir finans şirketi olmadığı, bu nedenle vade sonunda ödenecek kredi faiz tutarı üzerinden sorumlu sıfatıyla katma değer vergisi (KDV) hesapladığınızı, ayrıca söz konusu kredi faizleri için her üç ayda bir kıst dönemler için faiz tahakkuk ettirilip defter kayıtlarınıza finansman gideri olarak kaydettiğinizi, sözleşmeye ait faizin sözleşme faiz oranına göre üçüncü yıl yani vade sonunda hesaplanıp defaten ödeneceği belirtilerek,
- Faiz tahakkuku hesaplanarak defter kayıtlarına finansman gideri kaydı yapıldığı tarih itibariyle faiz hesaplanan kıst dönemler için söz konusu hizmetin alındığı kabul edilerek faiz tahakkuk tutarı üzerinden sorumlu sıfatıyla KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı,
- Geçici vergi dönemleri itibariyle hesaplanan döviz cinsi kredinin faiz tahakkuklarının izlendiği Gider Tahakkukları hesabında yer alan tutarın değerlemeye tabi olup olmayacağı,
- Değerleme sonucu oluşacak kur farkı giderlerinin de sorumlu sıfatıyla KDV ye tabi olup olmayacağı,
- Değerleme sonucunda kur farkı geliri oluşması halinde önceki dönemlerde kur farkı giderleri için hesaplanarak ödenen KDV tevkifatı açısından ne yapılması gerektiği,
hususlarında tereddütleriniz olduğunu belirterek Başkanlığımızın görüşü talep edilmektedir.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNUN YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 11 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin; (c) bendinde ise transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde indirilmesinin mümkün olmadığı hükme bağlanmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin;
Birinci fıkrasında, "Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin edilerek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır."
Yedinci fıkrasında; "Örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve Kurumlar vergisi kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır." hükmü yer almaktadır.
1 Seri No'lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "12- Örtülü Sermaye" bölümünde,
İşletmede kullanılan borçların örtülü sermaye sayılabilmesi için;
- Doğrudan veya dolaylı olarak ortak veya ortakla ilişkili kişiden temin edilmesi,
- İşletmede kullanılması,
- Bu şekilde kullanılan borcun hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşması, gerektiği. " belirtilmektedir.
Aynı maddenin onuncu fıkrasında, maddede geçen hesaben ödeme deyiminin, kesintiye tâbi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade ettiği; onbirinci fıkrasında, yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratların gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınacağı, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisinin, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağı; onikinci fıkrasında ise, bu Kanuna göre vergi kesintisi yapanların, yaptıkları vergi kesintisini kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterecekleri hükme bağlanmıştır.
Buna göre, yurt dışında mukim yabancı ortağınızdan temin edilerek işletmede kullanılan kredi için nakden veya hesaben ödenen faiz tutarları üzerinden %10 vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. Öte yandan vergi kesintisi uygulaması açısından, faiz tutarının fiilen ödenmesine bağlı olmaksızın, kredi faizine ilişkin yasal defter kayıtlarında tahakkuk kaydının yapıldığı anda faiz ödemesinin gerçekleştiği kabul edilmektedir.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 13 üncü maddesinin;
- Birinci fıkrasında; kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği,