Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde seyreden ticari gemilere yönelik korsanlık/deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemleri uluslararası gündemin ön sıralarında yer alan ciddi bir uluslararası güvenlik meselesidir. Can ve mal emniyetini tehdit eden, uluslararası ticareti ve deniz taşımacılığını olumsuz etkileyen, Somali ile Afrika ülkelerine yapılan insani yardımların denizyoluyla intikalini güçleştiren bu yasa dışı eylemler, ülkemizi de yakından ilgilendirmektedir. Bölgede bugüne kadar beşyüze yakın korsanlık/deniz haydutluğu ve silahlı soygun vakası yaşanmıştır. 2008 yılı sonu itibarıyla üçü Türkiye bağlantılı onbeş gemi ve otuzyedisi Türk olmak üzere üçyüzü aşkın denizci rehin alınmıştır. Türkiye bağlantılı üç gemi de bilahare serbest bırakılmıştır. Ayrıca, bölgede seyreden bazı ticaret gemilerimiz korsan/deniz haydutlarının saldırısından son anda kurtulmuş olup, benzer vakalarla karşılaşılması riski çok yüksektir. Esasen, söz konusu eylemlerin gerçekleştiği deniz alanları, Türk ticaret gemileri tarafından da yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Ticari gemilerimize ve bunlarda görev yapan vatandaşlarımıza yönelik tehdit, Ülkemizin ticari ve ekonomik menfaatlerini de olumsuz etkileyen bir boyut kazanmıştır.
Somali'de kamu düzeninin sağlanamamış olması, korsan/deniz haydutlarının ve silahlı soygun icra eden kişilerin çok geniş bir deniz alanında faaliyet göstermeleri ve yargılanmaları konusunda karşılaşılan belirsizlikler, uluslararası toplumun korsanlık/deniz haydutluğu ve silahlı soygun ile etkin bir mücadele yapmasını engelleyici temel faktörler olmuştur. Sorunun vahameti ve karmaşıklığı, uluslararası toplumun kapsayıcı bir yaklaşımla müşterek hareket etmesini ve tekrardan kaçınan uluslararası tedbirlerin alınmasını ve etkin şekilde uygulanmasını gerektirmektedir. Zira, hiçbir ülke tek başına bu sorunla baş edebilecek imkân ve yeteneğe sahip değildir.
Bu anlayış tahtında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 2008 yılında, özellikle konuyu doğrudan ele alan beş karar kabul etmiştir (1816, 1838, 1844, 1846 ve 1851). Avrupa Birliği 8/12/2008 tarihinde bölgede Atalanta adı altında bir deniz operasyonu başlatmıştır. Bu operasyona İngiltere, Fransa, Yunanistan, Hollanda, Almanya, İtalya, Belçika, İsveç ve İspanya iştirak etmektedir. Bölgede ayrıca, ABD, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Avustralya'ya ait askeri gemiler de bulunmakta ve münferiden operasyonlar icra etmektedir. Türkiye'nin TCG Gökova Fırkateyni ile aktif şekilde iştirak ettiği, sınırlı görevler üstlenen bölgedeki NATO operasyonu (SNMG-2) ise 12/12/2008 tarihinde sona ermiştir.
Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 16/12/2008 tarihinde aldığı 1851 sayılı Kararla, uluslararası meşruiyeti daha da kuvvetlendirilen korsanlık/deniz haydutluğu ve silahlı soygun ile daha etkili uluslararası mücadele yapılabilmesi kapsamında, ABD öncülüğünde, 8/1/2009 tarihinde CTF-151 olarak adlandırılan bir Müşterek Görev Gücü'nün kurulması kararlaştırılmıştır.
Hükümetimiz korsanlık/deniz haydutluğu ve silahlı soygun ile mücadelede uluslararası işbirliğinin geliştirilmesine özel bir önem atfetmiş, bu alandaki çabaları desteklemiş, Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği ve Uluslararası Denizcilik Teşkilatı bünyesinde yürütülen çalışmalara aktif olarak katılmıştır.
Bu yaklaşım doğrultusunda, Ülkemiz, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 16/12/2008 tarihinde aldığı 1851 sayılı Karar çerçevesinde, ABD'nin öncülüğünde kurulan "Temas Grubu"na kurucu üye olarak katılmıştır. Korsanlık/deniz haydutluğu ve silahlı soygun ile mücadele kapsamında istihbarat paylaşımı ve bölgedeki askeri/sivil faaliyetlerin koordinasyonu konularında çalışma yürütecek Temas Grubu'nun ilk toplantısı 13-14 Ocak 2009 tarihlerinde New York'ta yapılmıştır. Grupta yirmidört ülke yer almakta, NATO, Avrupa Birliği, Afrika Birliği, Birleşmiş Milletler Sekreteryası ve Uluslararası Denizcilik Teşkilatı da Grup çalışmalarına gözlemci olarak iştirak etmektedir.
Korsanlık/deniz haydutluğu ve silahlı soygun ile mücadele çabalarının uluslararası hukuk bakımından çerçevesini, bu konuda teamül niteliğini almış uluslararası hukuk kuralları ile 1988 tarihli Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşme (SUA) başta olmak üzere ilgili uluslararası sözleşmeler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararları oluşturmaktadır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1851 sayılı Kararının 2 nci maddesinde, imkânları bulunan ülkelere ve uluslararası kuruluşlara, Güvenlik Konseyi kararlarına ve uluslararası hukuka uygun olarak, bölgede askeri gemi ve uçaklar konuşlandırmak ve korsanlık/deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemlerinde kullanılan tekne, gemi, silah ve diğer ilgili malzemelere el konulması ve etkisiz hale getirilmesi suretiyle korsanlık/deniz haydutluğu ve silahlı soygun ile mücadeleye aktif olarak katılmak çağrısında bulunulmaktadır.