- Doküman Bilgileri
- İndirme seçenekleri
- Referans kopyala
- Görüntüleme Ayarları
-
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Metnin ilk hali
No.: Seri No: 147
Kurum: Maliye ve Gümrük Bakanlığı
Yürürlüğe Giriş Tarihi: 09.02.1986
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Standart, Profesyonel veya Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
Bilindiği üzere, 4/12/1985 tarih ve 3239 sayılı Kanun, 11/12/1985 gün ve 18955 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve anılan Kanunun çeşitli hükümleriyle, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ÜCRETLERİN VERGİLENDİRİLMESİNE ait bazı maddelerinde degişiklikler yapılmıştır.
3239 sayılı Kanunla ücret gelirlerinin vergilendirilmesi ile ilgili olarak Gelir Vergisi Kanununda yapılan değişiklikler ve bu değişikliklerin ne şekilde uygulanacağı aşağıda açıklanmıştır.
a) Hizmet Erbabına Konut Tedariki Suretiyle Sağlanan Menfaatler :
3239 sayılı Kanunla 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 ncü maddesinin 9 numaralı bendinde yapılan değişiklikle, aynı bentte daha önce yer alan, genel olarak maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan işçilere ve özel kanunlarına göre barındırılması gereken memurlarla müstahdemlere konut tedariki ve bunların aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini suretiyle sağlanan menfaatler ile ilgili istisna hükmü aynen muhafaza edilmekte, ancak, bunların dışında kalanlara, mülkiyeti işverene ait olan ve vergi degeri 2.000.000 lirayı aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatlerin vergiden istisna edilmesine ait 2.000.000 liralık vergi değeri esası kaldırılarak, konutun brüt alanının 100 m2'yi aşmaması ve 100 m2'yi aşan konutlarda'da 100 m2'ye isabet eden menfaatin mutlak olarak vergiden müstesna tutulması esası getirilmiştir.
Bu nedenle, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren mülkiyeti işverene ait olan ve brüt alanı 100 m2'yi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaat ile konutun brüt alanının 100 m2'yi aşması halinde, 100 m2'ye isabet eden menfaat Gelir Vergisine tabi tutulmayacaktır.
Diğer taraftan, konutun brüt alanının 100 m2'yi aşması halinde, 100 m2'yi aşan kısma isabet eden menfaatin tesbiti; konutun kira bedelinin, bu bedel bilinmiyor ise, emsal kira bedelinin konutun toplam brüt m2 alanına bölünmesi ve bir m2'ye isabet eden miktarın, 100 m2'yi aşan kısım ile çarpılması suretiyle tesbit edilecektir. Bu şekilde bulunan ve istisna kapsamına girmeyen menfaat kısmı, ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.
Ayrıca, mülkiyeti işverene ait olan, ancak kat mülkiyeti esasına tabi olmayan binalarda, her bir bağımsız bölümün brüt m2 alanının, inşaat projesinde yer alan brüt alanına göre 100 m2'yi aşıp aşmadığı tespit edilecek ve istisna ona göre uygulanacaktır. Konutların brüt alanının tespit edilememesi halinde, 14 seri No.lu Emlâk Vergisi Genel Tebliğinde de belirtildiği üzere, net kullanım alanının % 25 fazlası ile tespit edilecek miktarı brüt alan olarak kabul edilecektir.
b) Yabancı Ülkelerde Bulunan Sosyal Güvenlik Kurumları Tarafından Ödenen Emekli, Malûliyet, Dul ve Yetim Aylıkları :
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 ncü maddesine 3239 sayılı kanunun 42 nci maddesi ile eklenen 13 numaralı bent hükmü ile; yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları vergiden müstesna tutulmuştur.
Bu nedenle, uluslararası kuruluşlar bünyesinde kurulu (Birleşmiş Milletler Teşkilatı, Nato gibi) sosyal güvenlik kurumları dahil olmak üzere, yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren Gelir Vergisi Kanununun 23 ncü maddesinin 11 numaralı bendinde yer alan istisna hükmü ile ilgilendirilmeksizin tamamı vergiden müstesna tutulacaktır.
c) Kanuni ve İş Merkezi Türkiye'de Olmayan Dar Mükellefiyete Tabi İşverenlerce Hizmet Erbabına Döviz Olarak Ödenen Ücretler :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 ncü maddesine 3239 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile eklenen 14 numaralı bentte, "Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettigi kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler"in gelir vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
İstisna hükmünün uygulanmasında, aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir.
- İşveren sıfatıyla ücret ödemesinde bulunan kurumların, Türkiye'de herhangi bir kanuni merkezinin veya iş merkezinin bulunmaması gerekir. Türkiye'de kanuni ve iş merkezi olmayan kurumların ise tam mükellef oldukları devlette hangi statüyü taşıdıkları, tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığı herhangi bir iktisadi işletmelerinin varlığı ya da yokluğu önem taşımayacaktır.
- Türkiye'de hizmet arzeden gerçek kişinin işveren sıfatıyla bağlı olduğu dar mükellef kurum, sözkonusu kişiye döviz olarak ödediği ücretleri, doğrudan doğruya yurt dışında elde ettiği gelirinden ayırıp vermeli, hiç bir zaman için Türkiye'de elde ettiği kazanç ile ilgilendirmemelidir. Bu çerçevede ücret erbabının Türkiye'de tam mükellef veya dar mükellef statüsünü taşıması hiç bir önem taşımayacaktır. Ödeme, yurt dışında elde edilen gelir üzerinden yapılacağı için, Türkiye'deki faaliyetler nedeniyle bu ücretler Gelir Vergisi Kanununun 40 ncı maddesi hükmüne göre gider olarak dikkate alınmayacaktır.