3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun uygulamasına yönelik olarak aşağıdaki düzenleme ve açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
1. İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE İADE UYGULAMASI
Bu bölüm 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile yürürlükten kaldırılmıştır. (1/7. ayrımı hariç)
KDV Kanununun 29 uncu maddesinde 5035 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle; indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan kısmının yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen tutarların da izleyen yıl içinde mükellefin isteğine bağlı olarak nakden ya da mahsuben iadesi imkanı getirilmiştir. Madde hükmüne göre mahsuben iade; mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile Belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmelerden temin ettikleri mal ve hizmet bedelleri için talep edilebilecektir.
Bakanlar Kurulu, bu hükmün uygulanmasına yönelik olarak 2006/10379 sayılı Kararname ile indirimli vergi oranına tabi teslim ve hizmetlerde iade uygulaması ile ilgili sınırı 2006 ve izleyen yıllarda gerçekleşecek işlemler için geçerli olmak üzere 10.000 YTL olarak belirlemiştir. 2007 ve izleyen yıllarda bu sınır, yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacaktır.
KDV Kanununun 29/2 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak 2006 ve izleyen yıllarda gerçekleştirilecek indirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV alacaklarının iadesine ilişkin usul ve esaslar aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
1.1. Kapsam
KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca vergi oranları indirilen teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının, 2006/10379 sayılı Kararname ile belirlenen sınırı aşan kısmı, bu Tebliğin (1.2.) bölümünde belirtilen borçlara yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsup edilecektir.
İndirimli oran kapsamında yer almakla birlikte verginin konusuna girmeyen veya istisna kapsamına giren işlemler dolayısıyla yüklenilen vergiler bu Tebliğ kapsamında değerlendirilmeyecektir. İndirimli orana tabi işlemlerden;
- katma değer vergisinin konusuna girmeyenler KDV beyannamesine dahil edilmeyecek,
- kısmi istisna kapsamına girenler dolayısıyla yüklenilen vergilerin indirim ve iadesi söz konusu olmadığından, yüklenilen bu vergiler işin mahiyetine göre, gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacak,
- tam istisna kapsamına girenler dolayısıyla (ihraç kayıtlı teslimler dahil) yüklenilen vergilerden indirim yoluyla telafi edilemeyenler ise ilgili işleme ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde iade edilecektir.
1.2. Mahsubu Talep Edilebilecek Borçlar
Bu Tebliğin yayımı tarihinden geçerli olmak üzere, 2006/Ocak ve izleyen vergilendirme dönemlerine ilişkin indirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV alacakları, mükellefin kendisine ait ithalde alınanlar da dahil vergi borçlarına ve SSK prim borçlarına mahsup edilecektir. Bu alacakların, 01/10/2006 (bu tarih dahil) tarihinden itibaren elektrik ve doğalgaz borçlarına da mahsubu talep edilebilecektir.
1.3. Mahsuben İade Tutarının Hesaplanması
Yılı içinde mahsuben iade edilecek KDV tutarlarının hesaplanmasına ilgili yılın Ocak döneminden itibaren başlanacaktır. Hesaplama 74 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (1.2.) ve 76 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (3) numaralı bölümlerindeki açıklamalara uygun olarak aylar itibariyle ve kümülatif olarak gerçekleştirilecektir. 3 aylık vergilendirme dönemine tabi olup indirimli oran kapsamında işlemleri bulunan mükelleflerde hesaplamaya takvim yılının ilk 3 aylık dönemi (Ocak-Şubat-Mart) ile başlanacak ve izleyen üçer aylık dönemler itibariyle devam edilecektir.
Bu şekilde yapılacak hesaplama sonunda iade tutarının 10.000 YTL’ yi geçtiği dönemde aşan kısmın, izleyen dönemlerde ise tamamının mahsuben iadesi talep edilebilecektir. İade alacağının doğduğu dönemde, alacağın tamamının mahsup olarak kullanılamaması halinde kullanılamayan tutar, gelecek dönemlerdeki mahsup taleplerinde dikkate alınabilecektir.
Bu konu ile ilgili olarak takvim yılının tamamını kapsayacak şekilde ve tablo olarak hazırlanmış bir örnek Tebliğ ekinde yer almaktadır.
1.4. Mahsup Talebinin Yerine Getirilmesi
1.4.1. Genel Olarak
Mahsup talebi bir dilekçe ile yapılacaktır. Dilekçeye aşağıdaki belgeler eklenecektir:
a) Takvim yılı başından mahsup hakkının doğduğu döneme kadar yapılan alışlara ilişkin fatura ve benzeri belgeler ile aynı dönemde yapılan indirimli orana tabi satışlara ilişkin fatura ve benzeri belgelerin listesi (bu listelerde fatura düzenleme haddinin altında kalan alış ve satış tutarları ile aynı mükelleften yapılan alış veya aynı mükellefe yapılan satışların toplamı tek tutar olarak belirtilebilecektir.).