Resmi Gazete Dışındaki Kaynak
Authority:
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
Adoption Date:
12.11.2012
Valid start date:
12.11.2012
This document is published in different source than the Official Gazette. Consolidated text can be prepared as the related source is updated.
Konu: TMK 1020. Maddesi-İlgisini İnanılır Kılma
TAPU VE KADASTRO .......... BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE
Tapu sicili, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenen resmi sicillerden olup dar anlamda tapu kütüğünü ifade etmekle birlikte kütüğü tamamlayan kayıt ve belgeler de geniş anlamda tapu sicilini oluşturmaktadır.
TMK’nın 1000 ilâ 1003 maddelerinde düzenlenen tapu sicilinin unsurları ayrıca Tapu Sicili Tüzüğü’nün 6. maddesinde de belirtilerek, Genel Müdürlüğün gerekli gördüğü yerlerde sicillerin bir kısmını ya da tamamını karteks şeklinde veya bilgisayar ortamında tutturmaya ve uygulatmaya yetkili olduğu da açıklanmış ve bu yetki 25/11/2010 tarih ve 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile de pekiştirilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Tapu sicilinin açıklığı” başlıklı 1020. maddesi de "Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez. ” şeklinde düzenlenmiş olup, madde ile tapu sicilinde yer alan hususların incelenmesi, bilgi ve/veya belge alınması “ilgisini inanılır kılma” koşuluna bağlanmıştır.
Mevzuatımızda tapu sicilinde yer alan kişisel verinin tam olarak bir tanımı yapılmamış olsa da, Anayasa Mahkemesi’nin 1963/336 Esas, 1967/29 Karar sayılı kararında "Anayasa’nın 15. maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, özel hayatın gizliliğine dokunulamaz. Bu hüküm, maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi, özel hayatın dokunulmazlığı ilkesi, bir kişinin bedeninin tamamlılığına dokunmama, var olan özgürlüğünü engellememe kuralı yanında, o kişinin maddece ve madde dışı alanda sürüp gitmesi demek olan özel hayat ile aile hayatının dokunulmazlığını anlatır. Kişinin mal durumu da özel hayatındandır. Bunun da gizliliğine dokunulmamak gerekir....” şeklinde tespit edildiği için, tapu sicilinde yer alan bilgilerin “kişisel veri” kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
T.C. Anayasası'nın “Özel hayatın gizliliği ve korunması” üst başlıklı “Özel hayatın gizliliği alt başlıklı 20. maddesine 12.09.2010 tarihli Halkoylaması ile eklenen son fıkra ile kişisel verilerin korunması ve korumanın kapsamı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir;
Madde 20- Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga cümle: 3/10/2001-4709/5 md.)
(Ek fıkra: 07/05/2010-5982/2 md.) Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve ../....../... usuller kanunla düzenlenir." hükmü ile kişisel verilerin korunması konusunun önemine vurgu yapılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu “Dokuzuncu Bölüm"de “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” düzenlenmiş olup 136. Maddede “Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçlan, 137. maddede ise suçun nitelikli halleri ve ilgili yaptırımlar hüküm altına alınmıştır. Söz konusu madde gerekçesine göre de, gerçek kişiyle ilgili her türlü bilgi kişisel veri olarak kabul edilmelidir.
Türk Ceza Kanunu’ndaki tüm bu düzenlemeler ışığında kanun koyucunun, kişisel verilerin kaydedilmesi ile verilerin hukuka aykırı olarak başkasına verilmesi veya başkasına ait verilerin ele geçirilmesi konularında hassas bir yaklaşım İçinde olduğu gözlenilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesi gereğince Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan kusursuz sorumluluğu (rücu yoluyla personelin sorumluluğu), tapu sicilinde yer alan bilgilerin ilgisini inanılır kılan kişiler dışındakiler ile paylaşılmamasını gerektirdiği kadar, Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesi kapsamında tazmin sorumluluğu da doğurmaktadır.
Yukarıda ayrıntılı olarak ele alınan düzenlemeler gereğince tapu sicilinde ve elektronik ortamda (TAKBİS) yer alan bilgilerin Türk Medeni Kanunu’nun 1020. maddesi kapsamında ilgisini inanılır kılan kişiler dışındakiler ile paylaşılmaması, bilgi/belge verilmemesi ve hukuka aykırı kullanıma neden olabilecek bilgi/belge ve veri paylaşımlarının belirlenebilmesi/önlenebilmesi için gerekli fiziki ve elektronik tedbirlerin alınması konularında azami dikkat ve özenin gösterilmesi gerekmektedir.
Bilgi ve gereği ile Bölge Müdürlüğünüz yetki alanındaki tüm tapu ve kadastro müdürlüklerine duyurulmasını rica ederim.