Resmi Gazete Dışındaki Kaynak
No.:
Seri No: 14
Kurum:
Maliye Bakanlığı
Yürürlüğe Giriş Tarihi:
20.12.1969
Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
Maliye Müfettişleri tarafından, vergi dairelerinde, veraset ve intikal vergisi işlemlerinin teftişi neticesinde tanzim olunan raporlar ile bu raporlara ilgililerce verilen cevaplardan ve muhtelif valiliklerle yapılan haberleşmelerden, Borçlar Kanununun 242 nci maddesine göre rücu şartı ile yapılan hibeler de, veraset ve intikâl vergisi tarhiyatı işlemlerinin, yanlış uygulandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 7338 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikâli veraset ve intikâl vergisi mevzuuna alınmış ve 2 nci maddenin "d" fıkrasında da "ivazsız intikâl" tabirinin hibe yoliyle veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ettiği açıklanmış bulunmaktadır. Diğer taraftan aynı kanunun 4 üncü maddesinin "i" fıkrasında da, Borçlar Kanununun 242 nci maddesine göre rücu şartı ile yapılan hibelerde bağışlananın bağışlıyandan evvel vefatı halinde bağışlıyana rücu eden hibe edilmiş malların veraset ve intikâl vergisinden müstesna olacağı hüküm altına alınmıştır.
Borçlar Kanununun 242 nci maddesinde de, "Bağışlıyan, bağışlananın kendisinden evvel vefatı halinde bağışlanılan şeyin mülkine rücu etmesini şart edebilir. Bağışlanılan gayrimenkule veya bir gayrimenkul üzerindeki aynı hakka taallûk eden rücu şartı, tapu siciline şerh verilebilir." denilmektedir.
Bir intikâlin veraset ve intikâl vergisine tabi olabilmesi için yegâne yeterli şart, ivazsız olmasıdır.
Borçlar Kanununun 234 üncü maddesinin 1 inci fıkrası bağışlamayı şu şekilde tanımlamaktadır. "Bağışlama, hayatta olan kimseler arasında bir tasarrufturki, onunla bir kimse mukabilinde bir ivaz taahhüt edilmeksizin, malın tamamını veya bir kısmını diğer bir kimseye temlik eder."
Yukardaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, rücu şartı yapılan bağışın ivazlı olması demek değildir, sadece bağışlamayı yapan kimsenin, bağışlanan malın, bağışladığı şahsın kendisinden evvel ölmesi halinde tekrar mamelekine geri gelmesini sağlamak için yapılmış tek taraflı bir tasarruftur ve işte 7338 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin "i" bendi, aynı mal ve aynı şahıslar arasındaki ölüme bağlı bu geriye dönüş intikâlini ikinci defa bir vergileme konusu olmaması için vergiden istisna etmiştir. Yoksa, yapılan rücu şartlı bağışlamaların yapıldıkları anda veraset ve intikâl vergisine tabi tutulması kanun icabıdır. Zira ortada ivazsız suretle yapılmış bir bağış, bir intikâl olayı vardır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19 uncu maddesinde, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukukî durumun tekemmülü ile vergi alacağının doğacağı hükmü vaz edilmiştir. Veraset ve intikâl vergisinde vergi alacağının doğumu, veraset tarikiyle vaki intikâllerde, mirasın reddedilmemiş olması şartiyle, ölümün vukuuna, keza bu vergiye tabi ivazsız intikâllerde de gayrimenkullerin ve gayrimenkul hükmündeki hak ve menfaatlerin tapuda tesciline, sair malların ise teslimine, bağlanmıştır.
Esasen, Borçlar Kanununun 237 nci maddesinde, gayrimenkulün veya gayrimenkul üzerindeki ayni hakların bağışlanmasının, ancak tapu siciline kaydedilmekle tamam olacağı, Medenî Kanunun 633 üncü maddesinde de, gayrimenkul mülkiyetini iktisap için tapu siciline kaydın şart olduğu, açıklanmıştır.
Bu hükümler muvacehesinde; Borçlar Kanununun 234 ve müteakip maddelerine göre yapılan gayrimenkul ve gayrimenkul üzerindeki aynı hakların bağışlanması veraset ve intikal vergisi mevzuuna girmiş olmakla beraber vergi alacağının doğması için Medenî Kanunun 633 üncü maddesi gereğince tescil muamelesinin ikmal edilmesi lâzım gelir. Tescil işlemi yapılmadan, vergi alacağı doğmamış olacağı gibi 7338 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin son fıkrasına istinaden, verginin tahakkuk etmiş olmasının aranması da mümkün değildir.
7338 sayılı Kanunun 19 uncu maddesindeki; "...... intikâl eden gayrimenkulün tapuda tescil muamelesi, veraset ve intikâl vergilerinin tahakkukunu müteakip yapılır ....." hükmünün veraset suretiyle intikâllere hasredilerek Borçlar Kanununun 234 ve müteakip maddelerine göre yapılacak bağışlamalarda Tapu Sicil Muhafız ve Memurlarının akit ve tescili müteakip 213 sayılı Kanunun 150 inci maddesi mucibince ilgili vergi dairesine keyfiyeti ihbar etmeleri gerekir.
Gereğinin buna göre ifasını tamimen tebliğ ve rica ederim.