Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, Vergi Usul Kanunu ile ilgili olarak farklı uygulamalara neden olduğu anlaşılan bazı konulardaki tereddütleri gidermek ve uygulama birliği sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
A- KAMBİYO SENETLERİ DEFTERİ İLE İLGİLİ HUSUSLAR
Kambiyo senetleri defteri tutulması mecburiyeti ile ilgili açıklamalar 234 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmış olmakla birlikte, bu deftere kaydı gereken kambiyo senetleri ile kayıt süresi konularında uygulama açısından gerekli görülen hususlar aşağıda açıklanmıştır.
1- İşletme tarafından aval verilen kambiyo senetleri
Türk Ticaret Kanununun 612-614. maddelerinde düzenlenmiş olan aval müessesesi, poliçe borçlusundan birisi lehine üçüncü bir şahsın aval vermesi suretiyle, poliçeyi hamil yönünden daha teminatlı bir hale getirerek poliçenin tedavülünü kolaylaştırmayı amaçlayan poliçeye bağlı bir kefalettir.
Buna göre, muhatap ve keşidecisi dışında üzerine aval şerhi konulan poliçeler asıl borçlusu ve alacaklısı tarafından kayda alındığından, aval şerhi veren üçüncü şahıslar tarafından kambiyo senetleri defterine kaydedilmesine gerek bulunmamaktadır.
2- İç işlemler için düzenlenen çekler
İşletmeye ait mevduat hesaplarından kasa ihtiyacı için para çekilmesi amacıyla keşide edilen çeklerin kambiyo senetleri defterine kaydedilmesi zorunlu bulunmamaktadır.
3- İskonto veya iştira edilen kambiyo senetleri
Iskonto veya iştira edilerek işletmeye alınan alacaklısı ve borçlusu başka şahıslar olan kambiyo senetlerinin kambiyo senetleri defterine kaydedilmesi zorunludur.
4- Kambiyo senetlerinin kayıt süresi
Kambiyo senetleri defterine, kambiyo senetlerinin düzenlendiği veya ciro edildiği tarihlerden itibaren 10 gün içinde kaydedileceği hususu, Vergi Usul Kanununun mükerrer 196. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 219/b maddesinde, "Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez." hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümlere göre, kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten mükelleflerin, kambiyo senetleri defterine yapacakları kayıtlar için de 45 günlük süreden yararlanmaları mümkün bulunmaktadır.
5- İşletme hesabı esasına göre defter tutan tacirler ile serbest meslek erbabı olan mükelleflerden kambiyo senetleri alıp vermeleri mutad olmayanların durumu
Söz konusu tebliğin, kambiyo senetleri defteri tutma mecburiyeti başlıklı bölümünün ikinci paragrafında; ... Ancak, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, işletme hesabı esasına göre defter tutan tacirler ile serbest meslek erbabı olan mükelleflerden, faaliyetleri sırasında bono, poliçe ve çek alıp vermeleri mutad olmayanların kambiyo senetleri defteri tutma zorunluluğu kapsamı dışında bırakılmaları uygun görülmüştür...." şeklinde açıklama yapılmıştır.
Buna göre, işletme faaliyetleri ile ilgili borçları veya alacakları nedeniyle bir önceki hesap döneminde kambiyo senetleri almayan ve düzenlemeyen, işletme hesabı esasına göre defter tutan tacirler İle serbest meslek erbabı olan mükellefler, takip eden yıllarda da bu muamelelerin yapılmayacağı hususunda kanaata sahip olmaları halinde, kambiyo senetleri defteri tutmayacaklardır.
Ancak, bu mükelleflerin faaliyetleriyle ilgili olarak yıl içerisinde kambiyo senetleri almaları ve vermeleri halinde ise yeni hesap döneminin başından itibaren bu defteri tutma zorunlulukları bulunmaktadır.
B- DÖNEM SONU STOKLARININ DEĞERLEMESİ İLE İLGİLİ HUSUSLAR
Yıl içinde işletme faaliyetlerinin sürdürülmesi amacıyla temin edilen krediler ve benzeri kaynaklar için ödenen faiz ve komisyon giderleri ile ithal edilen emtiaya bağlı olarak ortaya çıkan kur farklarının dönem sonundaki stok maliyetiyle ilgilendirilip ilgilendirilmeyeceği hususunda gerekli açıklamalar aşağıda yapılmıştır.
Vergi Usul Kanununun 274. maddesinde, satın alınan veya imal edilen emtianın maliyet bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 262. maddesinde ise, "Maliyet bedeli, iktisadı bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder" hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm uyarınca, giderin maliyet bedeline intikal ettirilebilmesi için iktisadi bir kıymetin edinilmesi veya değerinin artırılması için yapılan ödemeler ile bunlara benzer ek diğer giderlerden olması gerekmektedir.