OLAY
(A) ve (B) Hatay’da mal ve emeklerini birleştirmek suretiyle inşaat sektöründe faaliyet…
SORULAR/CEVAPLAR
1) Mahkemece (A)’nın feragati üzerine (D) bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu kararın yerindeliğini tartışınız.
(A) ve (B) mecburi dava arkadaşıdırlar. Mecburi dava arkadaşlarından birisi usulüne uygun olarak davet edildiği halde duruşmaya gelmezse diğer dava arkadaşı usul işlemlerini serbestçe yapabilir. Bu işlemler gelmeyen dava arkadaşı bakımından hüküm ifade eder. Ancak HMK m. 60’ta düzenlenen bu husus gerçek usul işlemlerini kapsamaktadır. Feragat, kabul ve sulh gibi karma nitelikte usul işlemleri için söz konusu hüküm uygulanmaz. Dolayısıyla mahkemenin kararı yerinde değildir.
(E), iş ortaklığından talep edeceği miktarın bir kısmını belirleyebilmiştir. Bir…
2A) (E)’nin sözü edilen şekilde bir dava açması mümkün müdür? Neden?
Kısmî eda küllî tespit davası HMK m.107’nin gerekçesinde yer almakta ve uygulamada da kimi Yargıtay dairelerince kabul edilmektedir. Ancak bu davanın açılmasına derdestlik dava şartı engeldir. Zira eda davasında talep edilen kısım tespit davasına da konu edilmektedir. Dolayısıyla bu şekilde açılan davanın dava şartı eksikliğinden reddedilmesi gerekir.
2B) (E), belirlediği kısma rağmen ayrı bir eda davası açmaksızın alacağın tamamı için belirsiz tespit davası açabilir mi? Neden?
Kural olarak eda davası açılabilen hallerde tespit davası açılmasında hukukî yarar yoktur. Ancak HMK m.107/3 açıkça kısmî eda davasının açılabildiği hallerde belirsiz tespit davası açılması bakımından hukukî yararı kabul ettiği için bu şekilde bir dava açılması mümkündür.
2C) (E)’nin alacağın tamamını belirleyebildiği ve davasını kısmî eda davası şeklinde açtığı varsayımında tahkikat aşamasında davasını ıslah etmiştir. Mahkemece ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Mahkeme kararının yerindeliğini tartışınız.
Kısmî davada ıslah halinde faiz ve zamanaşımı ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren hesaplanır. Ancak davalı daha önce temerrüde düşürülmüşse faize temerrüt tarihinden itibaren hükmedilir. Olayda işçi daha önce bir ihbarname gönderdiği için faize bu tarih itibarıyla hükmedilir.
2D) Mahkeme (E)’nin açtığı davanın ön incelemesinde alacağın zamanaşımına uğradığını tespit etmiş. Davalı ortakların da cevap dilekçelerinde zamanaşımı defini ileri sürdüklerini belirterek, duruşmalı yapılan ön incelemede davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir.
Zamanaşımı bir maddi hukuk sorunudur. Ön inceleme aşamasında maddi hukuk sorunu olan zamanaşımına dair bir karar verilemez. Ancak ön inceleme duruşması kapatılıp tahkikat duruşmasının açıldığı belirtilmek suretiyle aynı duruşmada zamanaşımı bakımından karar verilmesi mümkündür.
2E) Davalı ortakların cevap dilekçelerinde zamanaşımı defini ileri sürmediklerini farz edelim. Ortakların tahkikat aşamasında zamanaşımı defini ileri sürmeleri mümkün müdür? Ortakların davaya cevap vermedikleri ihtimalinde cevabınız değişir miydi? Neden?
Cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen zamanaşımı definin daha sonra ıslahla ileri sürülmesi mümkündür. Yargıtay bu konuda cevap dilekçesinin verilip verilmemesi bakımından bir ayrım yapmaktadır. Oysa cevap dilekçesi vermeyerek davayı inkar etmiş sayılan kimse ile sadece davayı inkar ediyorum demek suretiyle davaya cevap veren kimsenin farklı muamelelere tabi tutulması hukuka aykırıdır. Dolayısıyla defi olarak zamanaşımın herhangi bir ayrım yapılmaksızın ıslahla ileri sürülmesi mümkün olmalıdır.
2F) İlk derece yargılamasında hüküm verilmiş, istinaf başvurusu üzerine başvurunun esastan reddine karar verilmiş, nihayet dosya temyiz edilmiş ve karar bozularak ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. Bu aşamada (E)’nin davasını ıslah etmesi mümkün müdür? Çeşitli ihtimalleri dikkate alarak değerlendiriniz.
Islah tahkikat aşaması sona erinceye kadar yapılabilir. Bozmadan ya da istinafta kaldırmadan sonra da tahkikat aşaması devam etmektedir. Ancak bu aşamada ıslah yapılıp yapılmayacağı tartışmalıdır. Yargıtay’ın ve doktrindeki bir görüşün kabulüne göre, usulî müktesep hak sınır olmak kaydıyla bu aşamada da ıslah mümkündür. Bir görüşe göre, bozma esasa ilişkinse artık ıslah yapılamaz, usule ilişkinse ıslah mümkündür. Bir başka görüşe ise, bozmadan sonra bir sınırlama olmaksızın ıslah yapılabilmelidir.
2G) (E), talep ettiği miktarın mahkemece kabul edilmeyeceğini düşünerek talep sonucunu ıslah etmek suretiyle azaltmıştır. Bu durumda mahkemenin nasıl bir karar vermesi gerekir.