Dosya olarak kaydet: PDF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY İLANI

MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

TARİHİ : 30.1.2017

NUMARASI : 2017/102-2017/26

DAVACI : Euroko Sigorta A.Ş.

DAVALI : Bono Plastik Ambalaj Ve Kalıp San.Tic Ltd Şti

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın birleştirilmesine dair verilen hükmün süresi içinde Adalet Bakanlığının talebi ürerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araca davalının kiracısı olduğu aracın çarpması sonucu sigortalı araç için hasar tazminatı ödendiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 2.560,00 TL. hasar bedel için 18/06/2015 ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan rücuen tahsilini ve işbu davanın Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/475 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.

Davalı davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin birleştirme talebinin kabulü ile mahkememizin işbu dava dosyası ile Bakırköy 1. Asliye Hukuk mahkemesi'nin 2016/475 esas sayılı dosyaları arasında HMK 166 maddesi uyarınca şahsi ve hukuki irtibat bulunduğu anlaşıldığından bu dosyanın Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/475 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, mahkememiz esasına kayıtlı 2017/102 esas sayılı dava dosyasının birleştirme nedeni ile kapatılarak yargılamaya Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/475 esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiş; hüküm istinaf yoluna başvurulmasına üzerine kesinleşmiş, hükmün Adalet Bakanlığı'nın talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hmk'nun 363. HUMK'un 427.) maddesi gereğince kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166/2. maddesinde "Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki, hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır." hükmüne verilmiştir. Buradaki aynı düzey ve aynı sıfattaki mahkemelerden anlaşılması gereken; her iki davanın da görüldüğü mahkememin, asliye hukuk mahkemesi veya sulh hukuk mahkemesi yahut iş mahkemesi yahut aile mahkemesi olmasıdır. Aynı düzey ve sıfatta olmayan mahkemeler arasında bu şekilde davaların birleştirilmesi söz konusu olmayacaktır. (Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2013, 14. Bası, s.636).

6102 sayılı TTK'nın 5/3. maddesinde ise "Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır." hükmü düzenlenmiştir.

Somut olayda davacı sigorta şirketi rücuen tazminat davasını 20.10.2016 tarihinde önce karşı aracın malikine karşı Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açmış, 27.1.2017 tarihinde ise karşı aracın kiracısına karşı Kocaeli 2. Asliye ticaret Mahkemesi'nde dava açarak ikinci davanın Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde birleştirilmesini talep etmiştir. Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 30.01.2017 tarihinde birleştirme talebinin kabulü ile dosyalar arasında şahsi ve hukuki irtibat bulunduğundan dosyanın Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/415 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine hükmetmiş, birleştirme kararı istinaf yoluna başvurulmadan 28.2.2017 tarihinde kesinleşmiştir.

Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 28.9.2017 tarihinde, birleşen dosyanın mahkemenin 2016/475 esas sayılı dosyasından tefriki ile mahkemenin 2017/458 Esasa kaydına, ASTM ve ASHM aynı düzeyde nisa da aynı sıfatta olmadığından birleştirilme kararının hMk 166/2. maddesi hükmime aykırı olduğu anlaşılmakla, tefrik adilen Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/102 Esas sayılı dosyasının mahkemesine iadesine, esasın bu şekilde kapatılmasına hükmetmiştir. Kocaeli 2. Asliye ticaret Mahkemesi ise 20.10.2017 tarihinde, Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin iade kararı hatalı olduğundan bahisle mahkeme esasına dahi kayıt yapılmadan dosyanın iadesine karar vermiştir. Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, başvurusu üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma talep edilmiştir.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 9/3. maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup 6100 sayılı HMK'nın 166/2. caddesinde ayrı yargı çevresi içerisinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkelemelerinde açılmış davaların birleştirilebileceği belirtilmekle, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi aynı düzeyde mahkemeler ise de, aynı sıfatta olmadıklarından, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce dosyanın Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki dosya ile birleştirilmesine karar verileyeceğinin gözetilmemesi doğru olmayıp 6100 Sayılı HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı KVMK'nun 429. maddesi gereği kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK'nin 363. maddesi (1066 Sayılı HUMK'nin 427. maddesi) uyarınca hükmün, hukuki sonuçlarına etkili olmamak kaydı ile KANUN YARARINA BOZULMASINA, bozma kararının bir örneğinin Resmi Gazetede yayınlanmak üzere Adalet Bakanlığı'na gönderilmesine, 6.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.