Dosya olarak kaydet: PDF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

BİRİNCİ KISIM

Genel Esaslar

BİRİNCİ BÖLÜM

Kanunun şümulü, terimler, vazifeliler ve salâhiyetliler

Kanunun şümulü

MADDE 1

Devlete, vilâyet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i âmme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve âmme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.

Türk Ceza Kanununun para cezalarının tahsil şekli ve hapse tahvili hakkındaki hükümleri mahfuzdur.

Tahsili, Tahsili Emval Kanununa atfedilen alacaklar

MADDE 2

Muhtelif kanunlarda Tahsili Emval Kanununa göre tahsil edileceği bildirilen her çeşit alacaklar hakkında da bu kanun hükümleri tatbik olunur.

Kanundaki terimler

MADDE 3

Bu kanundaki âmme alacağı terimi:

1 inci ve 2 nci maddeler şümulüne giren alacakları,

Âmme borçlusu veya borçlu terimi:

Âmme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakikî ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini,

Alacaklı âmme idaresi terimi:

Devleti, vilâyet hususi idarelerini ve belediyeleri,

Tahsil dairesi terimi:

Alacaklı âmme idaresinin bu kanunu tatbik etmekle vazifeli dairesini, servisini, memur veya memurlarını,

Yalnızca mal olarak geçen terim:

Menkul, gayrimenkul «gemiler dâhil» mallarla, her çeşit hak ve alacakları,

Para cezaları terimi:

Âmme, tazminat, inzıbati mahiyette olsun olmasın bütün para cezalarını,

Takibat giderleri terimi:

Cebrî icradan mütevellit muameleler sırasında yapılan zor kullanma, ilân, haciz, nakil ve muhafaza giderleri gibi her türlü giderleri, ifade eder.

Salâhiyetliler ve mesuliyetleri

MADDE 4

Âmme idarelerinin bu kanunu tatbika salâhiyetli memurlarının vazifelerini teşkilât ve vazife kanunları veya bu konu ile ilgili diğer kanun veya nizamname ve talimatnameler, mesuliyetlerini de; mesuliyeti tesis eden kanunlar tâyin eder.

Takibata salâhiyetli tahsil dairesi

MADDE 5

Takibat, alacaklı âmme idaresinin mahallî tahsil dairesince yapılır.

Borçlu veya malları başka mahallerde bulunduğu takdirde, tahsil dairesi borçlunun veya mallarının bulunduğu mahalde yapılacak takipleri o mahaldeki aynı neviden âmme idaresinin tahsil dairelerine niyabeten yaptırır.

Yardım mecburiyeti

MADDE 6

Tahsil dairelerince bu kanuna göre yapılan tebliğ ve verilen emirleri derhal yapmaya ve neticesini geciktirmeksizin tahsil dairesine bildirmeye alâkadarlar mecburdurlar.

Makbul bir özre dayanmadan bu mecburiyeti ifa etmiyenler hakkında Cumhuriyet Savcılığınca umumi hükümlere göre doğrudan doğruya takibat yapılır.

Borçlunun ölümü

MADDE 7

Borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında da bu kanun hükümleri tatbik edilir. Borçlunun ölümünden evvel başlamış olan muamelelere devam olunur. Terekenin bir mahkeme veya iflâs dairesi tarafından tasfiyesini gerektiren haller bu hükmün dışındadır.

Mirasın tutulan defter mucibince kabulü halinde, mirasçı, deftere kaydedilmemiş olsa dahi âmme alacağından mirastan kendisine düşen miktar ile mesuldür.

Defter tutma muamelesinin devamı müddetince satış yapılamaz.

Tebliğler ve müddetlerin hesaplanması

MADDE 8

Hilâfına bir hüküm bulunmadıkça bu kanunda yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur.

İKİNCİ BÖLÜM

Âmme alacaklarının korunması

I- Teminat hükümleri

Teminat isteme

MADDE 9

Vergi Usul Kanununun 324 üncü maddesinde sayılan hallere temas eden bir âmme alacağının salınması için gereken muamelelere başlanmış olduğu takdirde, vergi incelemesine salâhiyetli memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat istenir.

Türkiye’de ikametgâhı bulunmıyan âmme borçlusunun durumu âmme alacağının tahsilinin tehlikede olduğunu gösteriyorsa, tahsil dairesi kendisinden teminat istiyebilir.

Teminat ve değerlenmesi

MADDE 10

Teminat olarak şunlar kabul edilir:

1. Para,

2. Bankalar tarafından verilen teminat mektupları,

3. Hazine tahvil ve bonoları,

4. Hükümetçe belli edilecek Millî esham ve tahvilât «Bu esham ve tahvilât, teminatın kabul edilmesine en yakın borsa cetvelleri üzerinden % 15 noksaniyle değerlendirilir.»,

5. İlgililer tarafından gösterilen ve alacaklı âmme idarelerince haciz varakalarına, müsteniden haczedilen menkul ve gayrimenkul mallar.

Teminat sonradan tamamen veya kısmen değerini kaybeden veya borç miktarı artarsa, teminatın tamamlanması veya yerine başka teminat gösterilmesi istenir.

Borçlu verdiği teminatı kısmen veya tamamen aynı değerde başkalariyle değiştirebilir.

Şahsi kefalet

MADDE 11

10 uncu maddeye göre teminat sağlıyamıyanlar muteber bir şahsı müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu gösterebilirler.

Şahsi kefalet tesbit edilecek şartlara uygun olarak noterden tasdikli mukavele ile tesis olunur.

Şahsi kefaleti ve gösterilen şahsı kabul edip etmemekte alacaklı tahsil dairesi muhtardır.

Amme alacağını ödiyen kefile buna dair bir belge verilir.

Teminat hükmünde olan eşya

MADDE 12

Bar, otel, han, pansiyon, çalgılı yerler, sinemalar, oyun ve dans yerleri, birahane, meyhane, genel evler içerisinde bulunan eşya ve malzeme 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 270, 271 inci maddeleri hükümleri mahfuz kalmak şartiyle bu müesseselerin işletilmesinden doğan âmme borçlarına karşı teminat hükmündedir.

Noterden tasdikli icar mukavelesinde gayrimenkul sahibinin demirbaşı olarak kayıtlı eşya ve malzemesi ile otel, han ve pansiyonlardaki misafir ve kiracıların kendilerine ait eşyaları bu hükümden hariçtir.

Üçüncü şahısların Medeni Kanunun 688 ve Borçlar Kanununun 222 nci maddelerine müsteniden yapacakları istihkak iddiaları mahfuz kalmak şartiyle, bu yerlerdeki mallar üzerindeki istihkak iddiaları alacaklı âmme idaresinin bu teminat hakkını ihlâl etmez.

II- İhtiyati haciz

İhtiyati haciz

MADDE 13

İhtiyati haciz aşağıdaki hallerden herhangi birinin mevcudiyeti takdirinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı âmme idaresinin mahallî en büyük memurunun karariyle, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre, derhal tatbik olunur:

1. 9 uncu madde gereğince teminat istemesini mucip haller mevcut ise,

2. Borçlunun belli ikametgâhı yoksa,

3. Borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri varsa,

4. Borçludan teminat gösterilmesi istendiği halde belli müddette teminat veya kefil göstermemiş yahut şahsi kefalet teklifi veya gösterdiği kefil kabul edilmemişse,

5. Mal bildirimine çağrılan borçlu belli müddet içinde mal bildiriminde bulunmamış veya noksan bildirimde bulunmuşsa,

6. Hüküm sâdır olmuş bulunsun bulunmasın para cezasını müstelzim fiil dolayısiyle âmme dâvası açılmış ise,

7. İptali istenen muamele ve tasarrufun mevzuunu teşkil eden mallar, bu mallar elden çıkarılmışsa elden çıkaranın diğer malları hakkında uygulanmak üzere, bu kanunun 27, 29, 30 uncu maddelerinin tatbikını icabettiren haller varsa.

İhtiyati hacizde borçlu tarafından gösterilecek teminat

MADDE 14

İhtiyaten haczolunan mallar istenildiği zaman para veya ayın olarak verilmek ve bu hususu temin için malların kıymetleri depo edilmek yahut tahsil dairesinin bulunduğu mahalde ikametgâh sahibi bir şahıs müteselsil kefil gösterilmek şartiyle borçluya ve mal üçüncü şahıs yedinde haczolunmuşsa bir taahhüt senedi alınarak kendisine bırakılabilir.

İhtiyati hacze itiraz

MADDE 15

Haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlar haczin tatbikı, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde ihtiyati haciz sebebine itiraz edebilirler.

İtirazın şekli ve incelenmesi hususunda Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. Bu ihtilâflar itiraz komisyonlarınca diğer işlere takdimen incelenir ve karara bağlanır. İtiraz komisyonlarının bu konuda verecekleri kararlar kesindir.

İhtiyati haczin kaldırılması

MADDE 16

Borçlu, 10 uncu maddenin 5 inci bendinde yazılı menkul mallar hariç olmak üzere, mezkûr maddeye göre teminat gösterdiği takdirde ihtiyati haciz, haczi koyan merci tarafından kaldırılır.

III- İhtiyati tahakkuk

İhtiyati tahakkuk

MADDE 17

Aşağıdaki hallerden birinin bulunması takdirinde vergi dairesi müdürünün yazılı isteği üzerine defterdar mükellefin henüz tahakkuk etmemiş gelir, kurumlar, esnaf, veraset ve intikal, imalât muamele, istihlâk, nakliyat vergilerinin, damga resminin ve bunların zam ve cezalarının derhal tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir verebilir.

Vergi dairesi müdürü bu emri derhal tatbik eder:

1. 13 üncü maddenin 1, 2, 3 ve 5 inci bentlerinde yazılı ihtiyati haciz sebeplerinden birisi mevcut ise,

2. Mükellef hakkında 110 uncu madde gereğince takibata girişilmişse,

3. Teşebbüsün muvazaalı olduğu ve hakikatte başkasına aidiyeti hakkında deliller elde edilmişse.

İhtiyati tahakkukun neticeleri

MADDE 18

Hakkında 17 nci madde gereğince muamele yapılan mükellefin mezkûr maddede yazılı vergi, resim ve cezalarından matrahı belli olanlar, itirazlı olsun olmasın, hesap edilen miktar üzerinden derhal tahakkuk ettirilir.

Geçmiş yıllara ve cereyan etmekte olan yılın geçen aylarına ait matrahı henüz belli olmıyan ve 17 nci maddede sayılan vergi, resim ve cezaları geçici olarak ve harici karinelere göre takdir yolu ile tesbit ettirilen matrahlar üzerinden hesaplanır. Bu suretle hesap olunan vergi, resim ve bunların zam ve cezaları derhal tahakkuk ettirilir.

Bu esasa göre tahakkuk eden vergi ve resimler ve bunların zam ve cezaları kanunlarına göre ödeme zamanları gelmeden tahsil olunmaz. Ancak bunlar için derhal ihtiyati haciz tatbik olunur. 17 nci maddenin 3 üncü bendine giren hallerde ihtiyati haciz muvazaalı teşebbüsten vergi ve resim bakımından faydalananların malları hakkında tatbik olunur.

Bu maddedeki geçici takdirler, takdir komisyonları tarafından, talep tarihinden itibaren âzami bir hafta içinde yapılır.

İhtiyati tahakkukun düzeltilmesi

MADDE 19

Alacağın hususi kanununa göre tahakkukundan sonra, ihtiyati tahakkukla hususi kanununa müstenit tahakkuk arasındaki fark, hususi kanununa müstenit tahakkuka göre düzeltilir.

Bu düzeltmenin yapılabilmesi için beyannameye müstenit tarhiyatta verilen beyannamenin tetkik edilerek kabul edilmiş olması, itirazlı tarhiyatta kesinleşmenin vukuu, Devlet Şûrasına müracaat edilmiş olan hallerde Devlet Şûrasından nihai bir kararın çıkmış olması lâzımdır.

İhtiyati tahakkuk mevzuu olan devre beyannamesinin, verildiği tarihten itibaren en geç iki ay içinde tetkikı mecburidir. Bu müddet içinde tetkik yapılmadığı takdirde, bu sebeple düzeltme geciktirilmez.

İhtiyati tahakkuka itiraz

MADDE 20

Haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz tatbik olunanlar ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarına 15 inci madde gereğince itirazda bulunabilirler.

IV- Diğer korunma hükümleri

Âmme alacaklarında rüçhan hakkı

MADDE 21

Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine âmme alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur.

Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur. Ancak, gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan âmme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan evvel gelir.

Borçlunun iflâsı, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde âmme alacakları hakkında İcra ve İflâs Kanununun 206 ncı maddesindeki sıraya göre muamele yapılır.

Âmme alacaklarını kesip ödemek mecburiyetinde olanlar

MADDE 22

Âmme alacağını borçlusundan kesip tahsil dairesine ödemek mecburiyetinde olan hakikî ve hükmi şahıslar, bu vazifelerini kanunlarında veya bu kanunda belli edilen zamanlarda yerine getirmedikleri takdirde, ödenmiyen alacak bu hakikî ve hükmi şahıslardan bu kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Tahsil edilen âmme alacaklarından yapılacak reddiyat sebebiyle mahsuplar

MADDE 23

Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icabeden âmme alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan âmme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur.

Umumi bütçeden reddedilen paralar arasında hususi idarelerle belediyelere ait olan kısımları ret ve mahsup olunduğu senede bu idareler nam ve hesabına ayrılacak hisselerden Hazinece tevkif ve mahsup olunur.

İptal dâvası açılması

MADDE 24

Âmme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dâva açılır ve bu dâvalara diğer işlere takdimen umumi hükümlere göre bakılır.

İptal talebinde muhatap

MADDE 25

İptal borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle, bunların mirasçılarına ve suiniyet sahibi diğer üçüncü şahıslara karşı istenir.

Hükümsüz sayılmada zamanaşımı

MADDE 26

27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkûr maddelere istinaden dâva açılamaz.

İvazsız tasarrufların hükümsüzlüğü

MADDE 27

Âmme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür.

Bağışlama sayılan tasarruflar

MADDE 28

Yirmi yedinci maddenin tatbikı bakımından aşağıdaki tasarruflar bağışlama hükmündendir:

1. Üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan hısımlariyle, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dâhil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar,

2. Kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,

3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler.

Hükümsüz sayılan diğer tasarruflar

MADDE 29

Âmme alacağını ödemiyen borçlulardan müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları tasarruflardan aşağıda belirtilenler hükümsüzdür:

1. Borçlunun teminat göstermeyi evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler,

2. Borca karşılık para veya mûtat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler,

3. Vâdesi gelmemiş bir borç için yapılan ödemeler.

Âmme alacağının tahsiline imkân bırakmamak maksadiyle yapılan tasarruflar

MADDE 30

Borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde âmme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkân bırakmamak maksadiyle borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lâzımgelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür.

Üçüncü şahısların hakları ve mecburiyetleri

MADDE 31

27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini vermeye bu kanun hükümleri dairesinde vermeye mecburdurlar. Bunlar karşılık olarak verdikleri şeyden dolayı alacaklı âmme idaresinden bir talepte bulunamazlar.

Tasfiye halinde vazifeliler

MADDE 32

Hükmi şahısların tasfiyesinde bunların borçlu bulundukları âmme alacaklarını ödeme ve bu kanun hükümlerinin tatbikıyla ilgili vecibeleri tasfiye memurlarına, hükmi şahsiyeti olmıyan ortaklıklarla yabancı kurumların Türkiye’deki şube, ajans ve mümessilliklerinin tasfiyesinde bunların vecibeleri tasfiyeyi yürütenlere geçer.

Tasfiye halinde mesuliyet

MADDE 33

Tasfiye memurları veya tasfiyeyi yürütenler, tasfiyenin başladığını üç gün içinde ilgili tahsil dairelerine bildirmek mecburiyetindedirler.

Tasfiye memurları veya tasfiyeyi yürütenler, âmme idarelerinin her türlü alacaklarını ödemeden veya ödemek üzere ayırmadan önce tasfiye sonucunda elde edileni dağıtamazlar veya bunlar üzerinde her hangi bir şekilde tasarrufta bulunamazlar. Aksi halde tahakkuk etmiş ve edecek âmme alacaklarından tasfiye memurları veya tasfiyeyi yürütenler şahsan ve müteselsilen mesul olurlar. Bu mesuliyet yapılan tasarrufların ifade ettiği para miktarını geçemez.

Bunların ödedikleri borçlar için âmme alacağı ödenmeden kendilerine dağıtım yapılmış olanlara rücu hakları mahfuzdur.

Ortaklığın feshini isteme

MADDE 34

Borçluya ait mal bulunmadığı veya âmme alacağını karşılamaya yetmediği yahut borçlu veya ortaklık tarafından bu kanuna göre teminat gösterilmediği takdirde, borçlunun sermayesi eshama münkasim olmıyan ortaklıklardaki hisselerinden âmme alacağının tahsili için genel hükümler dairesinde ortaklığın feshi istenebilir.

Sermayesi eshama münkasim komandit şirketlerinin komandite şeriklerinin borçları için bu madde hükmü mezkûr şirketler hakkında da tatbik olunur.

Limitet ortaklıkların âmme borçları

MADDE 35

Limitet ortaklıkların ödenmiyen ve tahsil imkânı bulunmıyan âmme borçlarından dolayı ortaklar vazettikleri veya vaz’ını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanım hükümleri gereğince takibata tabi tutulurlar.

Birleşme, devir ve şekil değiştirme halleri

MADDE 36

Bu kanunun tatbiki bakımımdan:

a) İki veya daha ziyade hükmi şahsın birleşmesi halinde yeni kurulan hükmi şahıs,

b) Devir halinde devir alan hükmi şahıs,

c) Şekli değiştirme halinde yeni hükmi şahıs, birleşen, devir alınan veya eski şekildeki hükmi şahıs veya şahısların yerine geçer.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Ödeme

Ödeme zamanı ve önce ödeme

MADDE 37

Âmme alacakları hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödenir.

Hususi kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş âmme alacakları Maliye Vekâletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödenir.

Bu ödeme müddetinin son günü âmme alacağının vâdesi günüdür.

Âmme borçlusu isterse borcunu belli zamanlardan önce ödiyebilir.

Taksitlerin zamanında ödenmemesi

MADDE 38

Taksitle ödenmesi gereken âmme alacağının taksitleri vâdesinde ödenmezse alacağın tamamı muaccel olur.

Haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce paraya çevirme tarihine kadar yapılan takip giderleri, gecikme zamları ve varsa cezaları alacağın tamamım muaccel kılan taksitle beraber rıza ile ödendiği takdirde diğer taksitler asıl ödeme sürelerinde tahsil olunur.

Ödeme yeri

MADDE 39

Hususi kanunlarında ödeme yeri gösterilmemiş âmme alacakları, borçlunun ikametgâhının bulunduğu yer tahsil dairesine ödenir.

Hususi kanunlarında ödeme yeri gösterilmiş olsun olmasın borçlunun alacaklı tahsil dairesindeki hesabı bildirmek şartiyle bu yerin belediye sınırları dışındaki tahsil dairelerine de ödeme yapılabilir. Bu fıkra gereğince yapılacak ödemeler tahsildarlara yapılamaz.

Ödeme şekli, makbuz

MADDE 40

Ödeme, alacaklı tahsil dairesinin salâhiyetli ve mesul memurları tarafından verilecek makbuz karşılığı yapılır.

Makbuz karşılığı yapılmıyan ödemelerle salâhiyetli ve mesul memurlardan başkalarına yapılan ödemeler âmme alacağına mahsup edilemez.

Âmme alacaklarının tahsilinde kullanılan makbuzların şeklini ilgili âmme idareleri tâyin eder.

Borçlular makbuzlarını âmme alacağının tahsil zamanaşımı müddeti sonuna kadar saklamaya ve salâhiyetli memurlarca istendiğinde göstermeye mecburdurlar.

Makbuzun borçluya posta ile gönderilmesi gerektiği hallerde posta masrafı alacaklı âmme idaresine aittir.

Hususi kanunlarındaki makbuz verilmesinden başka şekillerde yapılan tahsilâta ait hükümler mahfuzdur.

Hususi ödeme şekilleri

MADDE 41

Maliye Vekâletinin tâyin edeceği yerlerde, nevileri mezkûr Vekâletçe tesbit edilecek âmme alacakları, bu Vekâletçe isimleri belirtilecek bankalar delâletiyle veya postaneler vasıta kılınmak suretiyle ödenebilir.

Maliye Vekâleti bu madde gereğince ödeme yapılmasını ihtiyar ettiği takdirde, ödemenin:

1. Çizgili çek kullanılmak suretiyle,

2. Mükellef hesabından aynı bankadaki ilgili vergi dairesi veya Merkez Bankası hesabına münakale suretiyle,

3. Vergi dairelerinin veya Merkez Bankasının hesabı bulunan bankalara bu daireler hesabına ödeme suretiyle,

4. Postaneler vasıta kılınmak suretiyle,

yapılmasını düzenlemeye salâhiyetlidir.

Çekle veya münakale emri ile ödemeye ait hususi hükümler

MADDE 42

Çizgili çekle yapılan ödemeler Ticaret Kanunu hükümlerine tabidir, ancak:

1. Amme alacağının ödenmesi için düzenlenen çek ilgili vergi dairesi adına, emre muharrer olmadığı kaydı ile ve bir banka üzerine çekilir. Alacağın teşhisine yaramak ve Ticaret Kanununa aykırı olmamak üzere çek üzerine dercedilecek malûmatı tesbit etmeye Maliye Vekâleti salâhiyetlidir.

2. Çek veya münakale emrinin herhangi bir sebeple tediye edilmemesi halinde âmme alacaklısının borçluya karşı rücu hakkı mahfuzdur.

2 numaralı fıkra gereğince muamele yapıldığı takdirde çek veya münakale emrinin kabul edilmemesi keyfiyeti tevsik ve bu durum münakale istiyene, keşideciye veya bunların temsilcilerine tebliğ edilerek kabul edilmiyen çek iade olunur.

Çeklerde tanzim tarihi

MADDE 43

Çekler tahsil dairesine veya postaya verildiği tarihle veya en çok bir gün evvelki tarihle tanzim edilmiş olmalıdır. Daha eski tarihli çekler kabul edilmez.

Hususi ödeme şekillerinde ödeme tarihi

MADDE 44

41 inci maddeye göre yapılan ödemelerde çekin tahsil dairesine veya postaya verildiği, paranın bankaya veya postaneye yatırıldığı, münakale emrinin bankaya veya postaya verildiği gün ödeme yapılmış sayılır.

42 nci maddenin 2 numaralı fıkrası hükmü mahfuzdur.

Vergi cüzdanları

MADDE 45

Vergi, resim gibi belli bir âmme alacağı ile devamlı surette mükellef tutulanlar adına tahakkuk ettirilen âmme alacakları ile bunlardan yapılan tahsilâtı göstermek üzere vergi cüzdanları düzenlenebilir.

Vergi cüzdanlarının fiyatı, şekli ve ihtiva edeceği asgari bilgiler Maliye Vekâletince tesbit olunur. Diğer âmme idareleri alacaklarının mahiyetine uygun olarak bu cüzdanların şeklinde ve kullanış tarzında değişiklik yapabilirler.

İstiyen borçlulara bedeli karşılığında vergi cüzdanı verilir.

Vergi cüzdanlarındaki her türlü bilgiler ve tahsile dair yapılan kayıtlar tahsil daireleri tarafından yazılır, imzalanır ve mühürlenir.

Borçlular istedikleri takdirde bankalar, borçluların yaptıkları ödemeleri göstermek üzere kendilerine vergi cüzdanı verirler, bu cüzdanlardaki ödemeye ait kayıtlar bankalar tarafından yazılır.

Gerek tahsil daireleri, gerek bankalar tarafından verilen vergi cüzdanlarına yapılan bu kayıtlar Damga Resminden muaftır.

Ödemenin ispatı

MADDE 46

Âmme alacağının ödendiği, salâhiyetli ve mesul memurlar tarafından verilen makbuzlarla, tahsil daireleri veya bankalar tarafından vergi cüzdanlarına yazılarak imzalanıp mühürlenen tahsile alt kayıtlarla ispat olunabilir.

42 nci maddenin 2 numaralı fıkrası hükmü mahfuzdur.

Ödemenin mahsup edileceği alacaklar

MADDE 47

Amme alacağına karşılık cebren tahsil olunan paralar önce parayı tahsil eden dairenin takip mevzuu olan alacağının aslına, sonra ceza, zam, faiz ve takip giderleri gibi fer’ilerine, âmme alacağı kısmen teminatlı ise önce teminatı bulunmıyan kısımlara, artarsa borçlunun aynı âmme idaresinin takibe iştirak etmiş olan diğer alacaklı tahsil dairelerine olan borçlarına aynı sıra gereğince mahsup edilir.

Amme alacağına karşı rızaen yapılan ödemeler aşağıdaki sıraya göre:

a) Daha evvel zamanaşımına uğrıyacak olana,

b) Borçlar aynı tarihte zamanaşımına uğrıyacaksa her borca borçla mütenasip bir miktar,

c) Teminatsız veya az teminatlı olana, mahsup edilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Tecil, tehir, gecikme zammı

Tecil

MADDE 48

Âmme borcunun vâdesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi âmme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartiyle, alacaklı âmme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca âmme alacağı iki yılı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir.

Tecil salâhiyetini kullanacak ve bu salâhiyeti devredecek olanlar, Devlete ait âmme alacaklarında ilgili vekiller, vilâyet hususi idarelerine ait âmme alacaklarında valiler, belediyelere ait âmme alacaklarında belediye reisleridir.

Teminat, asli ve fer'i âmme alacaklarını karşılıyacak miktarda otur. Haciz yapılmışsa mahcuz mal değeri tutarınca teminat yerine geçer.

Tecilde taksit zamanları ve diğer şartlar tecile salâhiyetli makamlarca tesbit olunur.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi, değerini kaybeden teminatın veya mahcuz malların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının gösterilmemesi hallerinde âmme alacağı muaccel olur.

İcranın kaza mercilerince tehiri

MADDE 49

İdarece tecil edilmiş bir âmme alacağı hakkında kaza mercilerince icranın tehiri kararı verilmişse: Kaza mercilerinin tehir müddeti tecil müddetinden az olduğu takdirde; tecil olunan alacak icranın tehiri müddetinin sonundan tecil müddeti sonuna kadar olan müddet içinde ve kaza mercilerinin tehiri dolayısiyle zamanında ödenmemiş borç miktariyle birlikte yeniden taksite bağlanarak alınır. Kaza mercilerinin tehir müddeti tecil müddetinden çok ise; evvelce yapılan tecil hükümsüzdür.

Takibatın kaza mercilerince tehiri iki senelik tecil müddetini aştığı takdirde tecil müddeti uzatılmaz.

Ölüm halinde takibin geri bırakılması

MADDE 50

Karısı yahut kocası, kan ve sıkriyet itibariyle usul veya furuundan birisi ölen borçlu hakkındaki takip ölüm günü ile beraber üç gün için geri bırakılır.

Borçlunun ölümü halinde terekinin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün için takip geri bırakılır. Üç günün bitiminde terekenin borçları için takibata devam olunur.

Mirasçılar, mirası kabul veya ret etmemişlerse bu hususta Medeni Kanundaki muayyen müddetler geçinceye kadar takip geri bırakılır.

Gecikme zammı, nispet ve hesabı

MADDE 51

Âmme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmiyen kısmına vâde gününü takip eden günden itibaren bir aylık müddet için % 10, mütaakıp her ay için % 2 gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirleri tam ay olarak hesap edilir.

Gecikme zammı bir liradan az olamaz, 50 kuruş ve daha aşağı zam kesirleri hesaba katılmaz, 50 kuruşu aşan zam kesirleri liraya çıkarılır.

Ceza mahiyetindeki âmme alacaklarına ayrıca gecikme zammı tatbik olunmaz. Gecikme zammı, bu zammın tatbik olunduğu âmme alacağının bir mislini geçemez.