Umumî bütçeye ait (Mütedavil ve bu mahiyetteki sabit sermayeler dahil) para ve menkul kıymetleri ve ayniyatı alıp veren ve elinde tutan memur ve müstahdemlerle mülhak bütçelerden muhasebeleri Maliye Vekâletine bağlı olan veya gelirlerinin en az yüzde ellisini Devlet bütçesinden alan müesseselerin ve varidat almak maksadile kurulan inhisar İdarelerinin yukarıda sayılan işlerdeki memur ve müstahdemleri için (Müteselsil kefalet usulü) kabul edilmiş ve bu maksatla hükmî şahsiyeti haiz (kefalet sandığı) kurulmuştur.
Bu sandık Maliye Vekâletine bağlıdır. Vekâlet Memurlarından olmak üzere Maliye Vekilince seçilecek üç kişiden mürekkep bir heyet tarafından idare olunur.
İdare Heyeti bu kanuna ve yapılacak nizamnameye göre vazife görür.
Kefalet Sandığının sermayesi:
A- Kefalete bağlı vazife alanların maaş (bu kanunda yazılı maaş tabirinde emsal hâsılı da dahildir) veya ücretlerinden kesilecek kefalet aidatından,
B- 8 inci maddede sayılı para cezalarından,
C- Sandık sermayesinin işletilmesinden elde edilecek kazançlardan,
D- Kefaletle memur kullanan daire ve müesseselerin icabında sandığa yapacakları yardımlardan elde edilir.
(A) fıkrasındaki kefalet aidatı ikidir.
(1) giriş aidatı, (2) aylık aidatı.
Giriş aidatı; kefalete bağlı vazife alanların tam olarak aldıkları ilk maaş veya ücretin yarısıdır ve beş müsavi taksitte kesilir.
Aylık aidat; maaş ve ücretin yüzde ikisidir ve bu aidat giriş aidatının tamamının kesilmesini takip eden aydan itibaren tediye sırasında kesilir. Aidatla müstahdem olanlardan alınacak sandık aidatı bu vazifenin benzeri olan memurlardan kesilmesi lâzımgelen miktardan aşağı olmamak üzere idare heyetince kararlaştırılır.
Kendisine muvakkat olarak veya vekâlet suretile kefalete bağlı vazife verilenler bu madde hükmüne bağlı olmayıp vazifesinin ehemmiyetine göre (1000) liradan (2000) liraya kadar para veya arttırma ve eksiltme ve ihale kanunundaki esaslara göre menkul kıymetler veya gayrimenkul ipotekli kefalet gösterirler. Şu kadar ki, muvakkat veya vekâlet suretile tayin olunanlar kefalete bağlı memurlardan iseler ayrıca kefalet aranmaz. Ancak aldıkları vekalet maaşından veya ücretten yüzde iki aidat kesilir.
Bu kanuna tâbi daire ve müesseselerde para ve menkul kıymetlere ve ayniyata filen el sürmiyen muhasiplerle Muhasebei Umumiye Kanununun 83 üncü maddesinde yazılı mutemetler kefalet usulüne tâbi tutulmazlar.
Bu kanunla kefalete bağlı tutulan memur ve müstahdemlerden herhangi birinin kat’iyet kesbetmiş hükümle tebeyyün eden zimmeti, sandığın her blânço senesini takip eden ayın sonunda alacaklı daire veya müesseseye verilir.
Ödenen zimmetler hükmün kat’iyet kesbettiği senede kefaletli memuriyette bulunanlara o sene bilançosundaki kâr kifayet etmediği takdirde - ayni sene blânçosundaki hisseleri nisbetinde garameten tevzi edilir.
Kefalete bağlı memurlar ve müstahdemlerden kefalete bağlı olmıyan bir memuriyete geçen veya vefat edenlerle herhangi bir sebeple kefaletli hizmetten ayrılmış olanların sandıktan alâkaları şu suretle kesilir:
A- Bunların ikinci maddeye göre kesilmiş olan aidatları yekûnundan dördüncü maddeye göre mahsup edilecek miktarlar çıktıktan sonra kalanının birinci yarısı vefat edenlerin vereselerde tekaüt edilenlere derhal, bunlardan gayri sebeplerle kefaletli hizmetten ayrılmış olanlara müteakip blânço tarihinden üç ay sonra geri verilir.
B- Kalan diğer yarısı üç sene içinde tahakkuk edecek şahsına ait zimmetlerle sandıktan ayrılmadan evvelki zamanlara ait ve dördüncü madde hükmile kendine düşecek zararlar karşılığı olarak mevkuf tutulur.
Üç sene sonunda yukarıda yazılı zimmetler mahsup edildikten sonra kalan miktar üç senelik faiz ilâvesile beraber alacaklı memura iade edilir. Sandıkça verilecek faiz haddi sandığın son üç sene içinde sermayesine aldığı faizlerin nisbetini geçemez.
Bu müddet içinde yine kefaletli hizmete geçtiklerinde ilk yarıyı istemeğe hakları kalmaz. (A) fıkrasına göre kefalet sandığından birinci yarıyı aldıktan sonra üç sene içinde tekrar kefalete bağlı hizmete geçenlerin sandıkta kalan son yarı hisseleri memuriyetleri müddetince sermaye olarak hesaplarına sandıkta kalır.
Kefaletli memur ve müstahdemlerden teftiş ve tahkik neticesinde zimmet veya ihtilâsları anlaşılanlar derhal usulüne göre hizmetlerinden çıkarılır ve haklarında ayrıca kanunî takibat yapılır. Bunlara açıkta kaldıkları müddetçe herhangi bir nam ile maaş veya ücret verilmez. Ancak suçları muhakeme ile sabit olduğu takdirde zimmete geçirilen para ve menkul kıymetleri ve ayniyatı verseler bile ihtilâs şeklinde zimmet yapanlar bir daha Devlet işlerinde kullanılmazlar. Yetim ve dulların hakları mahfuz kalmak şartile tekaüt hakkından da mahrum kalırlar.
Adiyen zimmettar olanlar hakkında Ceza Kanununun hükümleri tatbik edilmekle beraber bunlar da para ve ayniyatın alınıp verilmesi ve elinde tutulması gibi işlerde kullanılmazlar.
Zimmet veya ihtilas edilen para ve menkul kıymetlerle ayniyattan doğan kefalet sandığının alacakları, Devlet alacakları gibi rüçhanlıdır. Kefalet sandığının hak ve alacakları Maliye Vekâletince takip olunur.
Üçüncü maddede yazılı muhasipler, maiyetlerinde para ve menkul kıymetler ve ayniyat alıp vermekte ve elinde tutmakta olan memur ve müstahdemleri murakabeye mecburdurlar.
Yedinci maddedeki muhasipler maiyetlerinde para ve menkul kıymetlerle ayniyatı alıp vermekte ve elinde tutmakta olan memur ve müstahdemlerin koruyacakları para ve menkul kıymetleri ve ayniyatı şu müddetlerle murakabeye mecburdurlar.
A- Para ve menkul kıymetleri alıp verenleri en az her on beş günde bir, tahsildarları en az iki ayda bir ve her tahsilattan avdetini takip eden on gün içinde,
B- Ayniyat işlerinde;
İşin icaplarına göre ve en az senede bir defa,
C- Sefer ve seyahatte bulunan gemileri avdetlerinde.
Tahsil müdür ve müfettişlerinin muhasipler namına yaptığı murakabe dahi makbuldür.
Muhasiplerin mazeretleri halinde murakabe vekillerine düşer.
Muhasipler ihmal ve teseyyüplerinin ve sebep oldukları zararların derecelerine göre Memurin Kanununun 28, 29, 30, 31, 32, ve 33 üncü maddelerinde yazılı fiillerle mukayyet olmaksızın takdir ve tayin olunacak inzibatî cezalara da çarptırılır.
Kefalete bağlı memur ve müstahdemlerin maaş veya ücretlerinden kefalet karşılığını miadında kesmiyen veya kesip de bir ay içinde kefalet sandığı hesabına yatırmıyan muhasiplerin ceza olarak maaş veya ücretlerinin dörtte biri ve tekrar yapıldığı halde yarım maaş veya ücretleri kesilerek sandık hesabına irat kaydolunur. Ancak bunun bir yanlışlık veya mazerete müstenit bulunduğu anlaşıldığı veya eksik kestiği parayı şahsan tazmin ettirdiği takdirde Maliye Vekilinin tasvibi ile sandık idare heyetinin cezayi hafifletmek veya kaldırmak salâhiyeti vardır.
Kefalet sandığı sermayesi her türlü vergi ve resimlerden muaftır. Sahiplerine ret ve iade oluncıya kadar bu sandıktaki mevduat muhtemel tazminata karşı teminattır. Üçüncü şahısların bu paralar üzerine koyacakları hacizler paraların sahiplerine verileceği zaman tenfiz olunur.
Ordu ve jandarma mensuplarından para ve menkul kıymetleri ve ayniyatı alıp verenler ve ellerinde tutanlar bu kanuna bağlı olmayıp haklarında askerî kanun ve nizamlar tatbik olunur.
Bu Kanunun dışında kalan Devlet teşekkülleri (Hususî idareler ve belediyeler dahil) için lüzumuna göre bu kanunda yazılı esaslar dairesinde bir veya bir kaç kefalet sandığı tesis etmeğe ve bunlar için nizamnameler yapmağa Hükümet mezundur.
1113 numaralı Kefalet Kanunu mülgadır.
A- Tasfiye müddeti: bu kanunun neşrinden sonra ilk tanzim edilecek blânço senesinin son günüdür. Bu tarihe kadar gangi daireye (Hususî idareler ve belediyeler dahil) ait olursa olsun kefalete bağlı memur ve müstahdemlerin aidatlarını almağa ve kat’iyet kesbederek ibraz edilen ilâmlardaki paraları ödemeğe sandık mecburdur. Blânçodan sonra ibraz edilen ve bu kanun dışındaki daire ve müesseseler lehine olan ilâmların muhtevası, tefrik edilen hisselerden verilmek üzere alâkadar dairelerden aranır.
B- Birinci fıkrada yazılı alacaklar alındıktan ve borçlar da verildikten sonra blânçoda kalan miktar; bu kanunun dışında kalan daire ve müesseselerin memur ve müstahdemlerinin son blânço tarihinde alacaklı bulundukları miktarlara göre tevzi edilir. Ancak hususî idareler ile belediye memurlarına tevzii lâzımgelen paralar kendilerine verilmiyerek alâkadarların hakları mahfuz kalmak şartile Dahiliye Vekâletince bu idareler ve belediyeler sandıklarına iptidaî sermaye olarak tahsis olunur. Bu memurların isimlerile blânçodaki bakiye alacaklarını ve blânçodaki sermayeden hisselerine düşen miktarlarını ihtiva eden birer cetvel cüzdanlarile daire ve müesseseler üzerine tanzim edilir. Bu cetvellerle birlikte her cetvele isabet eden bakiye nakit, ayrılan daire ve müesseselerin bağlı bulundukları vekâlet ve idare emrine millî bankalardan birisine blânço tarihinden en çok on beş gün sonra yatırılır.
C- (A) fıkrasındaki blânçodan evvel sandıktan ödenipte alâkadar zimmetlilerden henüz istifa edilemiyen alacaklardan tahsilat vukubuldukça yukarıki fıkrada yazılı daire ve müesseselere tasfiyedeki hisseleri nisbetinde taksim edilir.
İşbu hesap tasfiyesinden dolayı kefalet sandığı ile daire ve müesseseler arasında ihtilâf çıkarsa bunu son olarak Divanı Muhasebat Reisi hakem sıfatile halleder.
Bu kanunun mer’iyet kesbettiği tariha kadar kefaletli hizmetlerden her hangi bir suretle alâkaları kesilmiş bulunanlara bu kanunun mer’iyetinden sonra reddedilecek kefalet aidatları hakkında da bu kanun hükümleri tatbik olunur.
Bu kanun neşir tarihinden muteberdir.
Bu kanunun hükümlerini icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur.