BİRİNCİ KISIM
Mükellefiyet
BİRİNCİ BÖLÜM
Mevzu ve mükellefler
Mevzu
Aşağıda yazılı tüzelkişilerin kazançları kurumlar vergisine tabidir:
A) Sermaye şirketleri;
B) Kooperatif şirketler;
C) İktisadi kamu müesseseleri;
D) Dernek ve tesislere ve vakıflara ait iktisadi işletmeler.
Kurum kazancı, Gelir Vergisi Kanununda gösterilen kazanç ve iratlarla tarım faaliyetlerinden elde edilen kazançlardan terekküp eder.
Sermaye şirketleri
Ticaret Kanununun hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, eshamlı komandit ve limited şirketler ile aynı mahiyetteki yabancı kurumlar sermaye şirketleridir.
Kooperatif şirketler
Kooperatif şirketler, gerek Ticaret Kanununa, gerek özel kanunlarına göre istihlâk, kredi, istihsal, satış, yapı ve sair namlarla kurulan kooperatif şirketleridir.
Okul kooperatifleri gibi dernek veya âdi şirket mahiyetinde olanlar kooperatif vasıflarını ihraz etmezler.
İktisadi kamu müesseseleri
Devlet, özel idare, belediye ve diğer kamu idarelerine ve müesseselerine ait veya tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan ve 1 inci maddemin A ve B fıkraları haricinde kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler, iktisadi kamu müesseaeleridir.
Bunların kuruluşlarında kazanç gayesi aranmıyacağı gibi, kendilerine ayrı tüzelkişilik verilmiş olup olmaması mükellefiyetlerine tesir etmez.
Dernek, tesis ve vakıflara ait iktisadi işletmeler
Dernek, tesis ve vakıflara alt veya bağlı olup 4 üncü maddede yazılı şartları haiz bulunan işletmeler, dernek, tesis ve vakıfların iktisadi işletmeleridir.
Yabancı devlet ve derneklere ait iktisadi müesseseler
Yabancı Devlet veya derneklere ait iktisadi müessese ve işletmeler, Türk iktisadi kamu müesseseleri gibi kurumlar vergisine tabi tutulur.
İKİNCİ BÖLÜM
Muaflıklar ve istisnalar
Muaflıklar
Aşağıda yazılı kurumlar, vergiden muaftır:
1. Posta, Telgraf ve Telefon İdaresi;
2. Devlet Demiryolları;
3. Devlet Havayolları;
4. Askerî Fabrikalar;
5. Darphane ve Damga Matbaası;
6. Millî Piyango İdaresi;
7. Tekel mevzuuna ait faaliyetlerine münhasır olmak üzere tekel işletmeleri;
8. Kamu idare ve müesseseleri tarafından ilim ve fen ve güzel sanatları, tarım ve hayvancılığı öğretmek, yaymak, ıslah ve teşvik etmek maksadiyle işletilen müesseseler (Okullar, okul atelyeleri, konservatuvarlar, genel kütüphaneler, tiyatrolar, müzeler, sergiler, numune fidanlıkları, tohum ve hayvan ıslah ve üretme istasyonları, yarış yerleri ve emsali müesseseler);
9. Kamu idare ve müesseseleri tarafından genel insan ve hayvan sağlığını koruma ve tedavi maksadiyle işletilen müesseseler (Hastane, nekahathane, klinik, dispanser, prevantoryum, sanatoryum, çocuk bakım evleri, hayvan hastaneleri ve dispansserleri, hayvan bakım evleri, veriner bakteriyoloji ve seroloji, distofajin gibi müesseseler);
10. Kamu idare ve müesseseleri tarafından içtimai maksatlarla işletilen müesseseler (Şefkat, rehin ve yardım sandıkları, fukara aşhaneleri, ceza ve ıslah evleri atelyeleri, darülaceze atelyeleri, içtimai sigorta kurumları, öğrenci yurtları ve pansiyonları gibi);
11. Kamu idare ve müesseseleri tarafından Hükümetin veya yetkili idare mercilerinin müsaadesiyle açılan mahallî, millî veya milletlerarası mahiyetteki sergiler, fuarlar, panayırlar;
12. 8, 9, 10 ve 11 inci fıkralarda yazılı müesseselerden derneklere veya tesislere ve vakıflara, halkevlerine ve halkodalarında ait oluo mezkûr fıkralarda yazılı maksatlar ve gayelerle işletildikleri ilgili Bakanlıklarca kabul ve tasdik edilenler;
13. Beden Terbiyesi teşkilatına dâhil derneklere veya kamu idare ve müesseselerine ait idman ve spor müesseseleri;
14. Tüzelkişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları;
15. Yaptıkları iş veya hizmet mukabilinde resim veya harç alan kamu müesseseleri;
16. İl özel idareleri veya belediyeler veya köyler veya bunların teşkil ettikleri birlikler veya bunara bağlı müesseseler tarafından işletilen:
a) Su, elektrik ve havagazı işletmeleri;
b) Belediye sınırları içindeki yolcu taşıma işletmeleri;
c) Mezbahalar (Kesim, taşıma ve muhafaza işlerine munhasır olmak şartiyle);
17. Köy ve köy birliklerine ait tarım işletmeleriyle köylünün genel ve müşterek ihtiyaçlarını karşılamak maksadiyle köyler tarafından işletilen hamam, çamaşırhane gibi işletmeler;
18. Ordu evleri ve askerî kantinler;
19. Munhasıran verem tedavi eden sanatoryumlar ve prevantoryumlar,
20. Esas mukavelenamelerine müsteniden sermaye üzerinden kazanç dağıtmamak, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse vermemek, ihtiyat akçelerini ortaklara dağıtmamak ve munhasıran ortaklariyle iş görmek şartiyle kooperatif şirketler;
21. Özel kanunkarka veya Devletle akdolunan mukavelelerle kurumlar vergisinden veya her türlü vergi ve resimden muaf tutulan kurumlar.
1 - 6 numaralarda yazılı kurumlar, kuruluşlarındaki maksadın dışında kalan işleri dolayısiyle vergiye tabi olur.
Bu maddede yazılı muaflıkların, menkul sermaye iradı üzerinden tevkif yoliyle alınan vergiye şümulü yoktur.
İstisnalar
Bu maddede yazılı kurum kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir:
1. Başka bir teşebbüse konan sermayenin asgari yüzde onuna bu teşebbüsün kuruluş yılında veya bilânço tarihinden en az bir evvelinden beri sahip oldukları ispat ve teşvik olunan ana kurumların bu teşebbüse iştiraklerinden veya sermaye tahsislerinden elde ettikleri kazançlar;
İştirak kazançları istisnası, kurumun bilânço tarihinden bir yıl evvel, yeni kuruluşlarda kuruluş anında sahip olduğu iştirak hissesine isabet eden kazanç miktarına uygulanır.
2. Kooperatif şirketlerin ortaklarına yaptıklarına yaptıkları risturnlardan aşağıda yazılı olanlar:
a) İstihâk kooperatiflerinde: Ortakların satın aldıkları mal kıymetlerine yazılı olanlar:
b) İstihsal kooperatiflerinde: Ortakların kooperatife sattıkları veya kooperatiften satın aldıkları mal kıymetlerine göre hesaplanan risturnlar;
c) Kredi kooperatiflerinde: Ortakların kullandıkları kredilere göre hesaplanan risturnlar;
d) Ortakların idare gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan sarfolunmıyarak iade edilen kısımlar.
Bu risturnlar para ile ödenebiliceği gibi aynı kıymette mal ile de yapılabilir.
Ortaklardan başka kimselerle yapılan muamelelerden doğan kazançlar hakkında risturnlara mütaallik istisna hükmü uygulanmaz. Bunların genel kazançtan tefrikında, ortaklarla yapılan iş hacminin genel iş hacmine olan nispeti esas tutulur.
3. İhraç kanunlarına veya Devletle akdolunan mukavelenamelere göre mevcut ve çıkıcak vergilerden muaflığı kabul edilmiş olan menkul kıymetlerin temettü, faiz ve ikramiyeleri;
4. 927 sayılı kanunun 1 inci maddesine göre verilen sıcak ve soğuk maden suları imtiyazının işletilmesinden elde edilen kazançlar (İhale tarihi takip eden yıldan itibaren beş yıl süre ile);
5. Devlet Denizyolları ve Limanları İdaresinin tekelinde bulunan ulaştırma işlerinde elde ettiği kazançlar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Mükellefiyet şekilleri
Tam mükellefiyet
Birinci maddede yazılı tüzelkişilerden kanuni veya iş merkezleri Türkiye’de bulunanlar gerek Türkiye’de gerekse yabancı memleketlerde elde ettikleri kurum kazançları üzerinden vergilendirilirler.
Kanuni merkez, iş merkezi
Kanuni merkezden maksat, vergiye tabi kurumların esas nizamname veya mukavelenamelerinde veya teşkilât kanunlarında gösterilen merkezdir.
İş merkezinden maksat, iş bakımından, muamelelerin bilfiil toplandığı ve idare, edindiği merkezdir.
Dar mükellefiyet
Birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni veya iş merkezleri Türkiye içinde bulunmıyanlar yalnız Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.
Dar mükellefiyette mevzu
11 inci maddede yazılı dar mükellefiyet mevzuuna giren kazanç ve iratlar şunlardır:
1. Türkiye’de Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun sabit iş yeri olan veya daimî temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasiyle yapılan işlerden elde edilen ticari kazançlar (İhraç edilmek üzere Türkiye’de satınaldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye'de veya Türkiye’den satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu işten doğan kazançları Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz);
2. Türkiye’de elde edilen ücretler;
3. Türkiye’de elde edilen serbest meslek kazançları;
4. Türkiye’de bir tarım işletmesini işleten yabancı kurumların bu faaliyetten, elde ettikleri kazançlar;
5. Gayrimenkullerin ve hakların Türkiye’de kiralanmasından elde edilen iratlar;
6. Gelir Vergisi Kanununun 82 nci maddesine göre vergi tevkifatına tabi menkul kıymet faiz ve temettüleri;
7. Menkul kıymet satışından elde edilen kazançlar hariç olmak üzere, sair kazanç ve iratlar.
İKİNCİ KISIM
Verginin tarhı
BİRİNCİ BÖLÜM
Matrahın tâyini
Sâfi kurum kazancı
Kurumlar vergisi, birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri sâfi kurum kazancı üzerinden hesaplanır.
Sâfi kazancın hesaplanmasında Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.
Dar mükellefiyete tabi kurumların kazancı gayrimenkul sermaye iradından veya ticari kazanç gibi hesaplanmasına lüzum görülmiyen diğer kazanç ve iratlardan ibaret ise, Gelir Vergisi Kanununun bu gibi kazanç ve iratların tesbiti hakkındaki hükümleri kurumlar vergisi matrahının tesbitinde de cari olur.
Örtülü sermaye
Kurumların:
1. Aralarında vasıtalı, vasıtasız bir şirket münasebeti veya devamlı ve sıkı bir iktisadi münasebet bulunan gerçek ve tüzelkişilerden yaptıkları istikrazlar teşebbüste devamlı olarak kullanılır ve bilhassa sabit değerlere yatırılmış olursa;
2. Bu istikrazlarla kurumun öz sermayesi arasında, emsaline nazaran bârız bir nispetsizlik mevcut olursa; bu suretle borçlanılan paralar örtülü sermaye sayılabilir.
Örtülü kazanç
Aşağıdaki hallerde, kazanç tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılır:
1. Şirket kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzelkişiler, idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı, vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzelkişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyatlar üzerinden veya bedelsiz olarak, alım, satım muamelelerinde bulunursa;
2. Şirket, 1 numaralı fıkrada yazılı kimselerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük bedeller üzerinden kiralama veya kiraya verme muamelelerinde bulunursa;
3. Şirket, 1 numaralı fıkrada yazılı kimselerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük faiz ve kondisyonlarla ödünç para alır veya verirse;
4. Şirket, ortaklarından veya bunların eşleri ile usul ve füruundan ve 3 üncü dereceye kadar (dâhil) kan ve sihri hısımlarından şirketin idare meclisi başkan veya üyesi, müdürü veya yüksek memuru durumunda bulunanlara emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek aylık, ikramiye, ücret verir veya benzeri ödemelerde bulunursa.
İKİNCİ BÖLÜM
Yabancı ulaştırma kurumlarında matrah
Yabancı ulaştırma kurumlarının kazancı
Yabancı ulaştırma kurumlarının vergiye matrah olan kurum kazancı, Türkiye'de elde ettikleri hasılata ortalama emsal nispetinin uygulanması suretiyle hesaplanır.
Ortalama emsal nispeti, Türkiye’de daimî ve arızi olarak çalışan bütün kurumlar için aynı olmak üzere ve muhtelif kaynaklardan toplanacak malûmata ve emsale dayanılarak Maliye Bakanlığınca 3 yıl için tâyin olunur.
Maliye Bakanlığınca, tâyin edilen ortalama emsal nispetleri, uygulanacakları dönemden evvel gelen takvim yılı içinde Resmî Gazete ile ilân olunur.
Türkiye’de elde edilen hasılat
Yabancı ulaştırma kurumlarının aşağıdaki hasılatı Türkiye’de elde edilmiş sayılır:
1. Türkiye hudutları içinde cereyan eden kara ulaştırmalarında yolcu, yük ve bagaj taşıma ücreti (bilet bedeli ile alınan gider karşılıktan dâhil) olarak her ne nam ile olursa olsun aldıkları paralar;
2. Türkiye’deki yükleme limanlarından yabancı memleketlerdeki varış limanlarına veya diğer bir kurumun gemisine aktarma yapılacak yabancı limana kadar cereyan eden deniz, hava ulaştırmalarında yolcu, yük ve bagaj taşıma ücreti (bilet bedeli ile alınan gider karşılıkları dâhil) olarak her ne nam ile olursa olsun aldıkları paralar;
3. Türkiye dışında yapılan ulaştırma için diğer kurumlar hesabına Türkiye’de sattıkları yolcu ve bagaj biletleri ile Türkiye’de yaptıkları navlun mukaveleleri dolayısiyle kendilerine verilen komüsyonlar ve ücretler.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Beyanname
Beyan esası
Kurumlar vergisi, mükellefin vergi beyanı üzerine tarh olunur. 24 üncü madde hükmü mahfuzdur.
Her mükellef vergiye tabi kazancının tamamı için bir beyanname verir. Mükelleflerin şubeleri, ajanlıkları, alış ve satış büro ve mağazaları, imalâthaneleri veyahut kendilerine doğrudan doğruya bağlı sair iş yerleri için, bunların müstakil muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsun olmasın, ayrı beyanname verilmez.
Beyannamenin verilme zamanı
Beyanname, hesap döneminin kapanmasını takip eden dördüncü ayın sonuna kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir ve bu, hesap döneminin neticelerini ihtiva eder.
Sermaye şirketleri dışında kalan kurumların beyanname verme süresini uzatmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
Mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi:
1. Tam mükellefiyette, kurumun kanuni veya iş merkezinin bulunduğu;
2. Dar mükellefiyette, kurumun Türkiye’deki işyerinin veya daimi temsilcisinin bulunduğu, yerin vergi dairesidir.
Özel beyan zamanı
Dar mükellefiyete giren yabancı kurumların vergiye tabi kazancı gayrimenkullerin, hakların satışından, iştirak hisselerinin devir ve temlikinden doğan kazançlardan veya ârızi kazançlardan ibaret bulunduğu takdirde, yabancı kurum veya Türkiye’de namına hareket eden kimse bu gibi kazançları iktisap tarihinden itibaren 15 gün içinde beyanname ile aşağıda yazılı vergi dairesine bildirmeğe mecburdur:
1. Gayrimenkul satışından elde edilen kazançlar: Gayrimenkulün bulunduğu yerin bağlı olduğu vergi dairesine;
2. Hakların satılmasından, devir ve temlikinden elde edilen kazançlar: Bunların Türkiye’de kullanıldıkları yerin bağlı olduğu vergi dairesine;
3. Bir iştirak hissesinin veya ticari kazancı bilânço esasına göre tesbit edilen bir işletmenin tamamen veya kısmen satılmasından, devir ve temlikinden temin olunan kazançlar; ticari bir faaliyetin durdurulması için alınan her türlü paralar ve menfaatler; peştamallıklar: İşletmenin bulunduğu yerin bağlı olduğu vergi dairesine;
4. Arızi olarak alım ve satım mahiyetindeki ticari işlerin icrasından veya bu mahiyetteki ticari işlere tavassuttan veyahut da krizi ulaştırma işlerinden elde edilen kazançlar: Ticari işin veya tavassutun yapıldığı, ulaştırmada yolcu veya yükün taşıta alındığı veya yüklendiği yerin bağlı olduğu vergi dairesine.
Beyannamenin muhteviyatı
Beyannamede en az aşağıdaki malûmat gösterilir:
1. Kurumun unvanı;
2. Kurumun adresi;
3. Kurumun iştigal mevzuu;
4. Merkezinin (kanuni veya iş merkezi) bulunduğu yer;
5. Şube ve ajanlık, alış, satış yerleri, imalâthane ve saire gibi yerlerin nev’i itibariyle toplu olarak sayısı;
6. Türk kanunlarına göre kurulmuş olan, eshamlı komandit şirketlerde komanditelerin, limited şirketlerde bilûmum ortakların adlarlyle ikametgâh ve iş adresleri;
7. Hesap dönemi içindeki faaliyet süresi;
8. Elde edilen kazanç ve iratların tutan;
9. Kazanç ve iratlardan yapılan indirmeler;
10. Vergiye tabi kurum kazancı;
11. Hesaplanan vergi miktarı.
Bu beyannamelere bilânço, kâr ve zarar cetveli bağlanır. İşletme hesabı esasına göre defter tutmaya mezun olan mükellefler bilânço ve kâr ve zarar cetveli yerine beyannamelerine işletme hesaplarının hulâsasını bağlarlar.
Beyanname verilmiyecek haller
Türkiye'de işyeri veya daimî temsilcisi bulmmuyan dar mükellefiyete tabi yabancı kurumların elde ettikleri menkul kıymet iratları için beyanname verilmez ve Gelir Vergisi Kanunundaki esaslara göre tevkif yolu ile alınan vergi ile iktifa olunur.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Verginin nispeti ve tarhı
Nispet
Kurumlar vergisi bu kanuna göre olunan kurum kazancından:
1. Sermaye şirketleri İle kooperatiflerde % 10;
2. (Diğer kurumlarda %35;
nispetinde alınır. Hesaplanan vergilerde lira kesirleri atılır.
Teklif yeri
Kurumlar vergisi, beyannamenin verildiği vergi dairesince tarholunur.
Tarhiyatın muhatabı
Kurumlar vergisi:
1. Bu kanuna göre mükellef olanların tüzelkişiliği namına;
2. İktisadi kamu müesseselerinden, derneklere ve vakıflara, tesislere ait iktisadi işletmelerden tüzelkişiliği haiz olmıyanların vergisi, bunların bağlı oldukları kamu tüzelkişileri veya dernek veya vakıf veya tesis namına;
3. Dar mükellefiyete tabi yabancı kurumların vergisi bunlar namına Türkiye'deki müdür veya temsilcileri adına;
tarh olunur.
Vergilendirme dönemi
Kurumlar vergisinde, hesap dönemi vergilendirme dönemidir. Şu kadar ki, 22 nci madde gereğince verilen beyannamelerle bildirilen kazançların vergilendirilmesinde, vergilendirme dönemi yerine kazancın iktisap tarihi esas tutulur.
Tarh zamanı
Kurumlar vergisi, beyannamenin vergi dairesine verildiği günde, beyanname posta ile veya başka bir vergi dairesi vasıtasiyle gönderilmişse, vergi tarhedecek daireye geldiği tarihi takip eden üç gün içinde tarhedilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Tasfiye - Birleşme - Devir
Tasfiye dönemi
Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi kaim olur.
Tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdiği hesap döneminin başında başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.
Tasfiye halinde bulunan kurumlar tasfiyenin ve üç yıldan fazla süren tasfiyelerde üçüncü yılın sonuna kadar beyanname vermezler.
Tasfiye beyannamesi
Tasfiye bitince, tasfiye memurları tanzim ettikleri bilançonun veya nihai hesabın kesinleşmesinden itibaren on beş gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine bir tasfiye beyannamesi vermeye ve bu beyannamede tasfiye kârını göstermeye mecburdurlar.
Üç yıldan fazla süren faaliyetlerde, tasfiye memurları, yukarda yazılı beyannameden maada:
1. Tasfiye döneminin başından başlıyarak üçüncü yılın sonuna kadar yapılan muamelelerin neticelerini;
2. Bu süreden sonra da, her yıl içinde yapılan muamelelerin neticelerini;
göstermek üzere ara beyannameleri verirler.
Ara beyannameler, 21 inci maddede yazılı süreler içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilir; şu kadar iki, bunlardan sonuncusunun verilmesi tasfiye beyannamesinden sonraya bırakılamaz.
Bu madde gereğince verilecek olan beyannamelere, bilânço ile kâr ve zarar cetveli ve tasfiye bilançosuna göre ortaklara dağıtılan paralarla diğer değerlerin müfredatlı bir cetveli bağlanır. İşletme hesabı esasına göre defter tutanların beyannamelerine kâr ve zarar cetveli yerine bu hesabın hulâsası raptolunur.
Tasfiye kân
Tasfiye halindeki kurumların vergi matrahı tasfiye kârıdır.
Tasfiye kârı, tasfiyenin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki müspet farktır.
Tasfiye kârı hesaplanırken:
1. Ortaklara veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya sair suretle yapılan her nevi ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine;
2. Mevcut sermayeye ilâveten ortaklar veya sahipler tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen: ve vergiden istisna edilmiş bulunan kazanç ve iratlar tasfiye döneminin başındaki servet değerine ilâve olunur,
İşletme hesabı esasına göre defter tutanların tasfiye kârı, tasfiye dönemi zarfında elde edilen hasılat ile yapılan giderler arasındaki farktan tasfiye döneminin başındaki emtia mevcudunun değeri çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.
Bu madde hükmüne göre tasfiye kârının hesaplanması sırasında, 14 üncü ve 15 inci maddelerin hükümleri de ayrıca gözönünde tutulur.
Servet değeri
Tasfiye döneminin başındaki servet değeri, kurumun tasfiye haline girdiği hesap dönemi başındaki bilançosunda görülen öz sermayesidir. Aşağıda yazılı olanların dışında kalan her nevi ihtiyatlarla dağıtılmamış kazançlar bu sermayeye dâhildir:
1. Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar temettü ve kazanç vergilerinden istisna edilerek ayrılmış olan ihtiyat akçaları ve banka zarar karşılıkları (sonradan kurumlar vergisine tabi tutulan ihtiyat akçaları ve banka zarar karşılıkları öz sermayeye dâhildir);
2. Vergi kanunlarına göre ayrılmış olan her türlü amortismanlar ve karşılıklar ile sigorta şirketlerinin teknik ihtiyatları;
3. Hissedar veya sahip olmıyan kimselere dağıtılacak olan kazanç kısmı.
Hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan değerler, Vergi Usul Kanununun hükümlerine göre ve dağıtmanın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı günün emsal bedeli ile değerlenir.
Tasfiye memurlarının sorumluluğu
Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergilerini, ara beyannamelerine ve tasfiye beyannamesine göre hesaplanan vergileri - ödemeden veyahut bu vergilerle diğer itirazlı tarhiyat için karşılık ayırmadan, İcra ve İflâs Kanununun 206 ncı maddesinin 6 ncı sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar.
Aksi takdirde, bu vergilerin asıl ve zamlarında ve vergi cezalarından şahsan ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Tasfiye memurları, bu madde gereğince ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiyeden hisse alan ortaklara, paylaştırma yapılmışsa veya ortakların tasfiye payları vergileri karşılamıya yetmezse, alacaklarını tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara rücu edebilirler.
Tasfiye muamelelerinin incelenmesi
Tasfiye beyannamesinin verilmesiyle birlikte tasfiye memurları muamelelerinin vergi bakımından incelenmesini bir talepname ile isterler.
Talepnamenin verilmesinden itibaren en geç bir ay içinde vergi incelemelerine başlanarak aralıksız devam olunur.
Vergi incelemelerinin bitmesini takibeden, on beş gün içinde vergi dairesi neticeyi tasfiye memurlarına yazı ile bildirir. Buna göre kurumdan aranan vergilerin neticesi alınıncaya kadar tasfiye memurlarının 34 üncü maddede yazılı sorumluluğu devam eder.
Birleşme
Bir veya birkaç kurumun diğer bir kurumla birleşmesi, birleşme sebebiyle infisah eden kurumlar bakımından tasfiye hükmündedir. Ancak, birleşmede tasfiye kârı yerine birleşme kârı vergiye matrah olur.
Tasfiye kârının tesbiti hakkındaki hükümler, birleşme kârının tesbitiminde de caridir. Şu farkla ki, münfesih kurumun veya kurumların ortaklarına veya sahiplerine birleşilen kurum tarafından doğrudan doğruya veya vasıta ile verilen değerler, kurumun tasfiyesi halinde ortaklara dağıtılan değerler yerine geçer.
Birleşilen kurumdan alınan değerler Vergi Usul Kanununda yazılı esaslara göre değerlenir.
34 ve 35 inci maddelere göre tasfiye memurlarına düşen sorum ve ödevler, birleşme halinde, birleşilen kuruma terettüp eder.
Devir
Aşağıda yazılı şartlar dâhilinde vâki olan birleşmeler devir hükmündedir:
1. Birleşme neticesinde infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanuni veya iş merkezleri Türkiye’de bulunacaktır;
2. Münfesih kurumun devir tarihindeki bilânço değerlerini birleşilen (Devralan) kurum, kül halinde devralacak ve aynen bilançosuna geçirecektir;
3. Birleşilen kurum münfesih kurumun ortaklarına veya sahiplerine devraldığı servet nispetinde hisse verecektir.
Kurumların yukarki şartlar dâhilinde şekil değiştirmeleri de devir hükmündedir.
Devir halinde vergilendirme
Devirlerde, aşağıdaki şartlara uyulduğu takdirde, münfesih kurumun sadece devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilip, doğrudan doğruya birleşmeden doğan kârlar hesaplanamaz ve vergilendirilemez:
1. Münfesih kurum ile birleşilen kurum müştereken imzalıyacakları bir devir beyannamesini, birleşme tarihinden itibaren on beş gün içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verecekler ve bu beyannameye devir bilânçosunu bağlıyacaklardır;
2. Birleşilen kurum münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödiyeceğini ve diğer vecibelerini yerine getireceğini devir beyannamesine bağlı bir taahhütname ile taahhüt edecektir. Mahallin en büyük malmemuru bu hususta birleşilen kurumdan ayrıca teminat istiyebilir.
Devir bilânçosu ve devir beyannamesi
38 inci maddeye göre, devir tarihine kadar olan kazancın vergilendirilmesi için, devir bilânoosu ve kâr ve zarar cetveli münfesih kurum tarafından bir beyannameye bağlanır ve bu beyanname devir tarihinden itibaren 115 gün içinde vergi dairesine tevdi olunur.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Verginin ödenmesi
Ödeme süresi
Kurumlar vergisi Mayıs ayında, hesap dönemleri veya beyanname verme süreleri Maliye Bakanlığınca tâyin olunan mükellefler için beyannamenin verildiği tarihin tesadüf ettiği ayı takip eden ay içinde ödenir.
Özel ödeme süreleri
22 nci maddede yazılı hallerde vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.
Tasfiye birleşme ve devir halinde ödeme
Tasfiye ve birleşme halinde tasfiye edilen veya birleşen kurumlar namına tasfiye veya birleşme kârı üzerinden, tarh olunan vergiler, tasfiye veya birleşme beyannamesini verme süresi içinde vergi dairesine yatırılır.
Tasfiye edilen veya birleşen, kurumların bu kanuna göre tahakkuk etmiş olup henüz vâdeleri gelmemiş bulunan vergileri de aynı süre içinde ödenir.
38 inci maddenin hükmü dâhilinde vukua gelen devirlerde, münfesih kurum namına tahakkuk eden vergiler 40 ıncı maddede yazılı sürelerde birleşilen kurumdan alınır.
Yabancı memleketlerde ödenen vergilerin mahsubu
Yabancı memleketlerde elde edilerek Türkiye'de genel netice hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen benzeri vergiler Türkiye’de tarh olunan kurumlar vergisinden indirilebilir. Ancak
1. İndirilecek miktar, yabancı memleketlerde elde edilen kazançlara, bu kanunun 25. inci maddesinde yazılı nispetlerin uygulanmasiyle bulunacak miktardan fazla olamaz.
2. Yabancı memleketlerde vergi ödendiği yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa mahallinde Türk menfaatlerini koruyan memleketin aynı mahiyetteki temsilcileri tarafından tasdik olunan vesikalarla tevsik edilmedikçe, yabancı memleketin vergisi Türkiye’de tarh olunan vergiden indirilmez.
Verginin tarhı sırasında yukarda yazılı indirmeye ait vesikalar henüz gelmiş değilse, yabancı memlekette ödenen veya ödenecek olan vergi, 25 inci maddede yazılı nispeti aşmamak şartiyle, o memlekette cari olduğu bilinen nispet üzerinden hesaplanır ve tarbiyatın bu suretle hesaplanan miktara isabet eden kısmı ertelenir. Aranan vesikalar tarh tarihinden itibaren en geç bir yıl zarfında vergi dairesine ibraz edildiği takdirde, bu vesikalarda yazılı kati miktara göre tarhiyat düzeltilir.
Mücbir sebepler olmaksızın vesikaların bu süre zarfında ibraz edilmemesi halinde, erteleme hükmü kalkmış olur. Bundan sonra aynı dönemin vergisi dolayısiyle yabancı memleketlerde ödenen benzeri vergiler tarhiyattan indirilmez.
Bu madde hükmünün uygulanmasında, yabancı para ile ödenen vergilere, bunların ilgili bulunduğu kazançların genel netice hesaplarına intikalinde uygulanan kambiyo rayici uygulanır.
Kesilen gelir vergilerinin mahsubu
Beyannamede gösterilen kazançların ilgili bulunduğu yıl içinde bu kazançlardan Gelir Vergisi Kanununun seksen ikinci maddesine göre kesilmiş olan vergiler beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisine mahsup edilir.
Mahsubu yapılan miktar kurumlar vergisinden fazla olduğu takdirde aradaki fark vergi dairesince mükellefe bildirilir ve mükellefin tebellûğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı üzerine kendisine ret ve iade olunur. Bir yıl içinde müracaat etmiyen mükelleflerin bu farktan doğan alacakları düşer.
Son hükümler
Kıyasen uygulanacak gelir vergisi hükümleri
Bu kanunda sözü geçen «Kazanç veya iradın Türkiye’de elde edilmesi» ve «Türkiye’de daimî temsilci bulundurulması» hususlarında Gelir Vergisi Kanununun 7 nci ve 8 inci maddelerinin hükümleri cari olur.
Kaldırılan hükümler
Gelir Vergisi Kanununun 108 inci maddesiyle yürürlükten kaldırılan hükümlerden ayrıca, bu kanuna uymayan sair bütün hükümler de yürürlükten kaldırılmıştır.
Eski yıllara ait vergiler
1950 takvim yılından evvelki zamanlarda vukubulan faaliyetlere ait vergiler eski hükümlere göre alınır.
Bu madde gereğince tarh ve tahsil olunan vergiler, kurumlar vergisinin matrahından indirilemez. 2416 sayılı kanun gereğince alınan buhran vergisi ile asgari mükellefiyet tarhiyatı bu hükümden hariçtir.
Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanıp ta yürürlük tarihine kadar sonuçlandırılmamış olan tasfiyelerde:
a) Tasfiye kârını eski veya yeni hükümlere göre tesbit etmekte mükellefler serbesttirler.
b) Tasfiye kân bu kanundaki hükümlere göre bildirilir ve bu kanuna göre vergilendirilir. Tasfiye memullarının 34 üncü madde ile tâyin edilen sorumluluğu bu gibi tasfiyelere de şâmildir.
c) Eski hükümlere göre vergiden muaf tutulmuş olan şirketlerin bu muaflığı tasfiye sonuna kadar devam eder, a, b, c fıkraları hükmü, ortakların gelir vergisi mükellefiyetine şâmil değildir.
Taahhüt işleri vergileri
Kaldırılan 2395 numaralı Kazanç Vergisi Kanununun değişik 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yazılı kimselerin bu kanunun yürürlüğe girmesinden evvel girişmiş oldukları taahhüt işlerinin kârı veya zararı kurumlar vergisi matrahının tâyininde hesaba alınmaz.
Taahhüt işlerinin, diğer işlerle birlikte yapılması halinde, genel giderler yıl içinde tahsil olunan taahhüt bedelleri ile diğer işlerin nispeti dâhilinde bunlar arasında dağıtılır.
Birinci fıkrada yazılı taahhüt işleri için, ister avans ister kati mahiyette bulunsun, yapılan ödemelerden % 3,30 nispetinde vergi kesilmeğe devam olunur.
Bu vergiyi kesen daire ve müesseseler, bir ay içinde kestikleri vergileri ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar muhtasar bir beyanname ile vergi dairesine bildirmeğe ve aynı süre içinde yatırmağa mecburdurlar. Bu fıkranın hükmü Genel Bütçeye dâhil daire ve müesseselere uygulanmaz.
Eski ihtiyat akçeleri ile provizyonların vergilendirilmesi
Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten evvel vergiye tabi tutulmadan ayrılmış olan ihtiyat akçeleri ve banka provizyonları, bunların sermayeye ilâvesi veya ortaklara dağıtılması hallerinde, sermayeye ilâve veya dağıtımın yapıldığı yılın ticari kazancına ilâve olunur.
Teşebbüsün tasfiyesi halinde ise 32 nci madde gereğince tasfiye kârının hesaplanmasında nazara alınır.
Geçici emsal nispetleri
Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra yabancı ulaştırma kurumlarının hasılatına uygulanacak ilk ortalama emsal nispeti iki yıl için uygulanır.
Bu nispeti Maliye Bakanlığı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde tesbit ve ilân eder.
Yürürlük
Bu kanun 1 Ocak 1950 tarihinde yürürlüğe girer.
Yetki
Bu kanun hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.