Dahiliye Vekilliğinin 19/8/1936 tarih ve 3421/18352 sayılı tezkeresile teklif ve Şûrayı Devletçe görülerek 28/3/1938 tarih ve 7450 sayılı tezkere ile tadilen tevdi edilen ilişik «Polis Vazife ve Salâhiyet Nizamnamesi» nin mer'iyete konulması; İcra Vekilleri Heyetinin 7/4/1938 tarihli toplantısında onanmıştır.
Polis Vazife ve Salâhiyet Nizamnamesi
Asayiş, âmme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korumak ve ırz ve can ve malını muhafaza ve âmmenin temin etmekle mükellef olan polis; bunlara her hangi bir surede vukubulacak taarruz, tecavüz ve sarkıntılığı, menetmeğe ve mütecasirlerini yakalamağa ve haklarında kanunen yapılması lâzım gelen muameleye başlamağa mecburdur.
Polisin umumî emniyete müteallik inzibatî vazifeleri iki kısımdır:
A - Kanunlara ve nizamnamelere ve hükümet emirlerine ve amme nizamına uygun olmayan hareketlerin işlenmesinden evvel önünü almağa çalışmak,
B - İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı vazifeleri yapmak.
Polis, aşağıda yazılı olan ve buna benzeyen hallerde halka yardım eder:
A) Yolda hastalanarak veya bir kaza vesair bir arızaya duçar olarak düşüp kalan ve yerine gitmeğe muktedir olamayan kimseleri münasip nakliye vasıtalarile oturduktan yere göndermeğe ve acele tedaviye muhtaç olanları mevcud olan yerlerde ilk-tıbbî yardım ve imdat merkezlerine, hastahaneye veya en yakın eczahaneye, ve doktor-muayenehanesine veya işin göstereceği ihtiyaca göre kabile muayenehanelerine ve emsali müesseselere götürerek tedavi ettirmeğe ve bu gibi hallerde acele olarak en yakın ailelerine haber vermeğe ve görülecek lüzum üzerine beraberinde gitmeğe veyahut yanlarına birer memur terfik etmeğe çalışır.
Bunlardan başka çocuk doğurmak gibi müstacel haller sebebile vukubulacak talebleri ve zaruretleri derhal nazarı dikkate alarak en yakın yerlerde bulunan doktor, kabile ve diğer lüzum görülen vasıtaları tedarik ve temin eder.
B) Polis, bir yerde vapur, şimendüfer gibi nakil yasıtalara yetişememek veyahut hu vasıtaların hareket edememesi yüzünden yolundan geri kalan ve gideceği yeri olmayan ve bunu tedarikten aciz bulunan kimseleri münasib mahallerde barındırmak çarelerine tevessül eder.
C) Polis, sokaklarda dolaşan ve oturduğu yeri haber vermekten aciz bulunan kimseleri ve çocuklarla acizlerin kanunî mümessillerini tahkik ederek kendilerine tevdi eder. Kanunî mümessilleri bulunmadığı takdirde buluncaya kadar teşkilâtı olan mahallerde içtimai muavenet müesseselerine veya mahalli belediyesine teslim eder.
Ç) Yukardaki fıkrada yazılı çocuklarla acizlerin kanunî mümessilleri bulunup bunları tesellümden imtina ederse keyfiyet zabıt varakasile tesbit edilir ve haklarında kanuni takibat yapılır. Bu gibi hallerde muhakeme neticesine kadar bunlar «C» fıkrasında gösterilen yerlerde ibate ve iaşe olunurlar.
D) Polis, şurada burada serseri gibi dolaşan ve kimsesiz oldukları tahakkuk eden çocukları ve çalışmağa kudreti olmayan âcizleri «C» fıkrasında yazılı yerlere sevk ve teslim eder.
E) Polis, bir yer veya yol sormak için müracaat edenlere lâzım gelen malûmatı verir ve yolculara nakil vasıtası tedarikinde yardım eder.
Belediye zabıtası işleri polise verildiği yerlerde belediyenin mevcud zabıta teşkilâtı polise intikal eder. Bunların maaş ve masrafları Belediye Kanununun «109» uncu maddesine göre temin edilir.
Kanunların ve nizamların mükellef tuttuğu tebliğlerin haricinde en büyük idare memurları veya emniyet müdür ve âmirleri lüzum ve zaruret gördükleri hususlarda tebligat yapmak için polise emir verebilirler.
Salâhiyetli makam ve memurların gösterecekleri lüzum üzerine aşağıdaki fıkralarda yazılı hallerde parmak izi ve fotoğraf alınır:
A) Polis veya jandarma tarafından Cümhuriyet Müddeiumumiliğine tahkikat evrakile birlikte veya doğrudan doğruya gönderilip mezkûr makamca yapılan tahkikat neticesinde Turk Ceza Kanununa göre ağır hapis cezasını istilzam eden suçlarla ammenin,itimadı ve mal aleyhine işlenmiş suçların maznun ve mahkûmlarının ve serseri ve mazannaisu erbabının, «ammenin itimadı aleyhine işlenen suçlar, kalpazanlık ve evrakı nakdiye sahtekârlığı, Devlete aid mühür ve damgalarla sair alâmetlerin taklidi, evrakta sahtekârlık, hüviyet cüzdanı ve nüfus tezkeresi, pasaport, ruhsatname, ilmühaber, .şahadetname ve beyannamelerde sahtekârlık, ticaret ve sanayie ve müzayedeye hile ve fesad karıştırmak, mal aleyhine cürümler: Hırsızlık, yağma ve yol kesmek ve edam kaldırmak, dolandırıcılık ve iflâs, emniyeti sui istimal, eşyayı cürmiyeyi satın almak ve saklamak, hakkı olmayan yerlere tecavüz, nâsı israr curümleri».
B) Her nevi kaçakçılığın maznun ve mahkûmları,
C) Yabancı memleketlerden Türkiyeye kaçanların,
Ç) Ecnebilerden Türkiyede ikamet edip de kanun dairesinde haklarında teb’it, tard ve ihraç muamelesi yapılanların,
D) Türk vatandaşlığından düşürülenlerin,
E) Kanunen salâhiyettar mercilerin emir veya karan ile memleket içinde bir yerden diğer yere nakledilenlerin
F) Hüviyetlerini, müsbit kâğıtlarla veya sözlerine inanılacak kimselerin ifadelerile isbat edemiyenlerin,
G) Fuhuşla veya fuhuş yüzünden bulaşan hastalıklarla mücadele nizamname ve talimatnameleri hükümlerine göre «Umumî ev sahibi», «birleşme yeri sahibi» ve «umumî kadın» adı verilenlerin ve itiyat sebebile veya menfaat kasdile kendilerini başkalarının zevkine terkedenlerin ve fuhşa vasıtalığı itiyat edenlerin, beyaz kadın ticaretile meşgul olanların, umumî kadın patronlarının,
H) Cumhuriyet müddeiumumilikleri ve adlî ve askerî mahkemelerce bir meselenin tetkik ve tahkiki için parmak izlerinin ve fotoğraflarının alınmasına lüzum gösterilen kimselerin.
Parmak izleri ve fotoğrafları alınan her şahıs hakkında salâhiyetli makam ve memuriyetlerden gösterilen lüzum ve mahkûmiyet sebeplerile müddeti mahkûmiyeti neden ibaret ise parmak izi kaydına derç ve o kimsenin hüviyet ve sabıkası hakkındaki malûmat bu işi gören teşkilâtın en yüksek âmiri tarafından lüzumu bildiren makam veya memuriyetlere bildirilir.
Kanun hükümlerine göre parmak izleri ve fotoğrafları alınması icabeden kimseler, bunların aldırılmasına muhalefet ettikleri takdirde parmak izi ve fotoğrafları alınmakla beraber keyfiyet bir zabıt varakasile tesbit olunarak kanunun "17„ nci maddesinin "A„ fıkrasına göre haklarında takibat yapılır.
Otel, gazino, kahve, içki yerleri, bar, tiyatro, sinema, hamam ve plaj gibi umuma mahsus istirahat ve eğlence yerlerinin açılması önce polisin tahkiki üzerine o yerin en büyük mülkiye âmirinin vereceği izne bağlıdır. Bu kabil yerleri açacak olanların istida ile vukubulacak müracaatları üzerine istida sahibi ve varsa şerikleri hakkında tahkikat icra olunmakla beraber parmak izi defterlerine de müracaat olunduktan ve gerek zabıtaca, gerek belediyece mahallinde yapılması mümkün olan tahkikat birlikle yapılarak zabıtaca inzibat bakımından mahzur olmadığı gösterildiği takdirde belediye kanunu mucibince belediyece yapılması lâzım gelen muamele tekemmül ettirildikten sonra en büyük mülkiye memurundan izin alınarak belediyece ruhsat resminin istifasile ruhsata bağlanır.
İzin alınmadan açılan bu gibi yerler polis tarafından kapatılır.
Bu kabil yerlerde çalışan kapıcı, bekçi ve garson gibi kimselerden sıhhat ve ehliyet şartları aranılacağı gibi bunlar inzibatî bakımdan zabıtanın murakabesine tabidirler.
A) Kumar oynanan umumî veya umuma açık yerleri,
B) Uyuşturucu maddeler kullanılan yerleri,
C) Mevcud hükümlere aykırı hareketleri görülen umumî evleri, birleşme yerleri ve tek başına fuhuş yapanların evlerini,
Ç) Ahlâka ve umumî terbiyeye uygun olmayan veya devletin emniyet ve siyasetine mazarratı dokunacak oyun oynatılan veya temsil verilen yerleri,
Polis, kat’î deliller elde ettiği takdirde o yerin en büyük mülkiye âmirinin emrile kapatabilir.
Kapatmağı icab ettirecek sebebler suç teşkil ettiği takdirde tahkikat evrakı derhal Adliyeye verilir. Mahkemeden aksine bir karar verilinceye kadar bu kapatma devam eder.
En büyük mülkiye âmiri kapatmağı icab ettiren sebebleri mahkemeye verilecek mahiyette görmezse bunlar hakkındaki kapatma en çok üç ay devam edebilir. Tekrar açılınca bu yerlerde aynı işlerin tekrar yapılmaması için polisçe icab eden tedbirler alınır.
Kız ve kadınların gazino, bar, kafeşantan ve bunlara benzer içki kullanılan yerlerle banyo, hamam ve plajlarda çalışabilmeleri o yerin en büyük mülkiye âmirinin iznine bağlıdır. Yirmi bir yaşından küçük yaştaki kadın ve erkekler hiç bir suretle bu yerlerde çalıştırılamazlar.
Sarhoşluğu intaç edecek şekilde içki vermiyen ve içkili eğlentiye müsaade etmiyen veya yalnız yemek arasında aperitif mahiyetinde müskirat veren lokantalarda çalışmak üzere yaşı yirmi birden küçük olmayan kadınların istihdamı caizdir.
Yirmi bir yaşından küçük olmamak şartile kız ve kadınların gazino, bar, kafeşantan ve mevzuatına uygun içki ruhsatiyesi almış lokanta ve bunlara benzer içki kullanılan yerlerle banyo, hamam ve plajlarda çalışabilmeleri için bunların veya bunları çalıştıracakların istida ile müracaat etmeleri ve bu istidada çalışacak kız ve kadınların hüviyetlerini ve yaşlarını ve görecekleri işin mahiyetini açıkça göstermeleri lâzımdır. Polis bunların hüviyetlerini sekizinci maddede yazılı şartlara göre tesbit eder ve merciine bildirir. Bu neticeye göre müsaade hakkı en büyük mülkiye âmirine aiddir. Bu gibi yerlerde izinsiz kız ve kadın çalıştırıldığı görüldüğü takdirde men edilmekle beraber bu yerleri işletenler ve izinsiz çalışanlar hakkında takibat yapılır.
Bari kafeşantan ve meyhanelere yanlarında veli ve vasileri olsa bile on sekiz yaşından aşağı küçüklerin girmelerini polis meneder buna muhalefet edenler, çocukların kanunî mümessilleri dahi olsa haklarında polisin kanun ve usul dairesinde verdiği emre itaatsizlikten dolayı kanunî takibat icra edilir.
Bar, kafeşantan ve meyhanelere 18 yaşından aşağı küçükleri kabul ve oturmalarına müsaade ettiği anlaşılan o yerleri işletenler hakkında da yukarıki madde mucibince kanunî takibat icra olunur.
Halkın rahatını bozacak ve rezalet sayılacak surette sarhoş olduklarından, sarhoşluk halinde başkalarına tecavüz ettiklerinden ve mutlak surette ammenin istirahatım bozduklarından dolayı polisin yakalayacağı şahıslar üzerleri aranılarak zuhur edecek para, evrak ve kıymetli eşya ile üzerinde kalması caiz olmayan eşyası tesbit ve sarhoşlukları resmî bir doktor raporile tevsik ettirildikten sonra tanzim olunacak bir zabıt varakasile vakit geçirmeden ciheti adliyeye tevdi olunurlar.
Gürültü veya velvele ile mutad hilafı olarak çan ve alâtı saire çalarak yahut kanun ve nizam ahkâmına muhalif surette gürültülü meslek ve sanat icra eyliyerek halkın huzur ve rahatını ihlâl etmek yasaktır. Şehir ve kasabalarda gerek mesken içinde gerek dışında saat yirmi dörtten sonra her ne suretle olursa olsun civar halkının rahat ve huzurunu bozacak surette gürültü yapanlar polisçe menolunur. Bu yasağı dinlemeyenler hakkında kanunî takibata esas olmak üzere bir zabıt varakası tanzim edilerek merciine verilir.
Zabıtadan izin alınarak yapılacak düğün ve müsamere ve balolar bu kayıddan müstesnadır.
Polis yaptığı tahkikat esnasında ifadelerine müracaat lâzım gelen kimseleri çağırır ve kendilerinden lüzumlu olan şeyleri sorar. Tahkikat için ifadesine müracaat edilmesi lâzım gelen eşhasın polis tarafından vukubulacak davete icabet etmeleri ve ifade vermeleri mecburidir. Bu davete icabet etmiyenler hakkında Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun 17 nci maddesi mucibince muamele yapılır.
Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun on altıncı maddesi mucibince polis için silâh kullanmak salâhiyetinin kabul edildiği hallerde silâh kullanılması silâh kullanmaktan başka bir çare bulunmadığı hallere münhasırdır. Bu takdirde mümkün olduğu kadar suçlunun öldürülmekten ziyade yaralı olarak yakalanmasına dikkat edilmesi ve kalabalık yerlerde silâh kullanmaktan imkân nisbetinde sakınılması icab eder.
Fevkalâde hallerde ve Devletin emniyet ve selâmetini ve İçtimaî nizamı tehdid ve ihlâl kabiliyetini haiz vaziyetlerde bu hal ve vaziyetleri ihdas edeceklerinde veya devamına müessir olacaklarında şüphe edilenleri polis en büyük mülkiye âmirinin emrile nezaret altına alabilir. Bu bal ve variyetlerin ve devamının takdiri en büyük mülkiye âmirine aid olup bu sebeplerden dolayı nezaret altına alınacaklar en büyük mülkiye âmirinin takdir ve emrile sebep ortadan kalkıncaya kadar nezaret altında tutulabilir.
Yukarıki maddede yazılı hal ve vaziyetleri ihdas edeceklerinden veya devamına müessir olacaklarından inandırıcı şekilde şüphe edilenler bizzat vali veya resmî vekili tarafından verilecek emir üzerine polis nezareti altına alınmakla beraber tesbit edilen hüviyetleri ve nezaret altına alınmağı icab eden sebeblerin mahiyeti ve delilleri vali tarafında kendi şahsî kanaatinin de ilâvesile derhal Dahiliye Vekâletine bildirilir ve vekâletten alınacak emre göre hareket edilir. Kaymakamlar valinin tasvibile bu gibi hal ve vaziyetlerde şüphe edilenleri nezaret altına alabilirler. Bu halde de valiler keyfiyeti derhal vekâlete bildirmeğe mecburdurlar.
18 inci maddede yazılı vaziyetlerde görülen lüzum üzerine umumi ve hususî kara, deniz, hava nakil vasıtalarına vaz’ıyed edilebilir.
Polis sokak, meydan ve umuma mahsus yerlerde intizamı temin ve seyrüsefer talimatnamesindeki vasıflara uygun olmuyan nakil vasıtalarını işlemekten ve bu vasıtaları sarhoş olark veya seyrüseferin intizam ve selâmetini bozacak surette idare edenleri çalışmaktan menetmekle beraber haklarında derhal zabıt varakası tanzim eder ve mevzuat hükümlerine göre takibat yapılmak üzere salahiyetli mercilere verir. Ancak nakil vasıtasının o andaki hal ve vaziyeti bir ehli hibre raporile ve sevk ve idare edenin sarhoş olması halinde sarhoşluğu resmî doktor raporile tevsik edilerek bu raporlar tutulacak zabıt varakasına iliştirilir.
İstimdat veya yangın, su baskını, boğulma gibi büyük tehlikelerin haber verilmesi veya görülmesi halinde veya ağır cezayı müs- telzim bir suçun işlenmesine veya yapılmakta devam olunmasına mâni olmak için polisin eve girmesi hallerinde ne maksatla girildiği ve hadisenin mahiyeti ve neticesi hakkında bir zabıt varakası tanzim olunarak salahiyetli mercie verilir.
Uyuşturucu maddelerin murakabesi hakkındaki kanuna göre uyuşturucu maddelerin idhal, ihraç ve satışı ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ve müstahzar afyonun ihzar, idhal, ihraç ve satışı yasak olduğundan bu memnuiyet hilâfında hareket edenlerle uyuşturucu maddelerden her hangi birini kullananları veya yanında bulunduranları polis, yakalayarak bir zabıt varakasile Cumhuriyet Müddeiumumiliğine teslim eder.
Polis kuduz veya kuduz olduğunda şüphe edilen hayvanlar tarafından ısırılan kimseleri veyahut daha evvelce ısırılıp da kendilerinde kuduz alâimi meydana çıkmış olan şahısları vakit geçirmeden en yakın olan sıhhat makamına veya belediyeye haber verirler. Kudurmuş olan kimselerin mahallî sıhhat makamınca tecridleri esnasında başkalarına saldırmalarından korkulur ve bu makamlarca lüzum gösterilirse bunların polis mıntakası dahilinde bir yerden bir yere nakillerinde ve tecridlerinde hu işlerin tehlikesizce yapılmasına polis yardım eder.
Bu kabil hayvanlara rastlayan polis mümkün olduğu takdirde bunları tecrid ederek mazarratlarını def ile belediyeyi haberdar eder ve mazarratlarını bu suretle def’e imkân görülmeyen hallerde itlaf eyler.
Sevklerine lüzum görülen delilerin başkalarına saldırmaları ihtimali mevcud ise bu takdirde sevk işinden mes’ul olmamak ve yalnız saldırmaya mâni olmak üzere sevk işi polis refakatinde yapılır.
4 temmuz 1984 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun 26 ncı maddesine dayanılarak kaleme alınmış ve Şûrayıdevletçe görülmüş olan bu nizamname hükümleri Resmî Gatezede basıldığı günün ertesinden itibaren yürümeğe başlar.
Bu nizamname hükümlerini İcra Vekilleri Heyeti yürütür.