Dosya olarak kaydet: PDF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

A) ESASLAR

I - Tarifler

MADDE 1

Türk Silâhlı Kuvvetleri : Kara (Jandarma dâhil) Deniz ve Hava Kuvvetleri subay, askerî memur, astsubay, erbaş ve erler ile askeri öğrencilerden teşekkül eden ve seferde ihtiyatlarla ikmal edilen kadro ve kuruluşlarla teşkilâtı gösterilen silâhlı Devlet kuvvetidir.

MADDE 2

Askerlik, Türk vatanını, İstiklâl ve Cumhuriyetini korumak için harb sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir. Bu mükellefiyet özel kanunlarla vaz’olunur.

Asker : Askerlik mükellefiyeti altına giren şahıslarla (Erbaş ve erler) özel kanunlarla Silâhlı Kuvvetlere ıntısabeden ve resmî bir kıyafet taşıyan şahsa denir.

MADDE 3

Askerler ve rütbeler :

a) Askerler :

1. Er : İhtiyaçları Devlet tarafından deruhte ve temin olunan rütbesiz askerdir.

2. Erbaş : İhtiyaçları Devlet tarafından deruhte ve temin olunan onbaşı ve çavuş rütbelerini haiz askerdir.

Askerlik Kanununa göre mükellef bulunduklan hizmetler ifadan sonra hususi kanunlara tevfikan muayyen bir hizmet taahhüdü suretiyle Silâhlı Kuvvetlerde vazife gören uzman veya uzatmalı çavuş ve onbaşılar da erbaş sayılır.

3. Astsubay : Hususi kanununa göre Silâhlı Kuvvetlere katılan astsubay çavuştan astsubay kıdemli başçavuşa kadar rütbeyi haiz olan askerdir.

4. Askerî öğrenci : Subay, askeri memur veya astsubay yetiştirilmek üzere muhtelif okul ve üniversitelerde okuyan ve resmi bir kıyafet taşıyan öğrencilerdir.

5. Askeri memur : İdarî işlerde, fen ve sanat kollarında vazife gören ve kanuna göre subaylara muadil ve özel bir silsileye tabı bulunan askerdir.

6. Subay : Hususi kanuna göre Silâhlı Kuvvetlere ıntısabeden asteğmenden mareşala (Büyük âmirale) kadar rütbeyi haiz olan askerdir,

b) Rütbeler:

1. Erbaşlar :

a) Onbaşı

b) Çavuş

2. Astsubaylar:

a) Astsubay çavuş

b) Astsubay üstçavuş

c) Astsubay başçavuş

d) Astsubay kıdemli başçavuş

3. Askerî memurlar :

a) 8 inci sınıf (Asteğmen muadili)

b) 7 nci sınıf (Teğmen muadili)

c) 6 ncı sınıf (Üsteğmen muadili )

d) 5 inci sınıf (Yüzbaşı muadili)

e) 4 üncü sınıf (Kıdemli yüzbaşı muadili)

f) 3 üncü sınıf (Binbaşı muadili)

g) 2 nci sınıf (Yarbay muadili)

h) 1 inci sınıf (Albay muadili)

4. Subaylar ;
a) Asteğmen
b) Teğmen
c) Üsteğmen
d) Yüzbaşı
e) Binbaşı Üst Subaylar
f) Yarbay
g) Albay
h) Tuğgeneral (Tuğamiral) (Tümamiral) (Koramiral) (Oramiral) (Büyük âmiral) General veya Amiraller
i) Tümgeneral
j) Korgeneral
k) Orgeneral
l) Mareşal

MADDE 4

Muhtelif sınıfların rütbe isimlerinin başlarına sınıf veya meslek ismi konulur.

MADDE 5

Nizam: Tüzükler, kararnameler, yönetmelikler, talimnamelerin ve talimatların hükümleridir.

MADDE 6

Hizmet: Kanunlarla nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla, âmir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir.

MADDE 7

Vazife: Hizmetin icabettirdiği şeyi yapmak ve menettiği şeyi yapmamaktır.

MADDE 8

Emir: Hizmete ait bir talep veya yasağın sözle, yazı ile ve sair suretle ifadesidir.

MADDE 9

Âmir: Makam ve memuriyet itibariyle emretmek salâhiyetini haiz kimsedir. Bunun emri altındakilere maiyet denir.

MADDE 10

Üst tâbiri, rütbe veya kıdem büyüklüğünü gösterir.

Ast, üstün rütbece veya kıdemce aşağısında bulunan kimsedir.

MADDE 11

Makam: Her âmirin Silâhlı Kuvvetlerde temsil ettiği mevkidir.

MADDE 12

a) Kıta: Görevin yapılması için taktik ve idari birlikleri kapsıyan ve bir kumanda altında toplanan teşkillere kıta denir.

Taktik birlik: Belli bir kuruluş ve kadrosu olup asli görevi muharebe hareketleri olan bir teşkildir. Taktik birlikler içerisinde bazı idari unsurlar da bulunabilir.

İdari birlik: Belli bir kuruluş ve kadrosu olup aslî görevi hizmet hareketleri öten bir teşkildir.

b) Karargâh: Kumandan veya âmirlerin kıta veya kurumlara sevk ve idarelerinde yardımcı olan bir toplumdur. Karargâhlar bir kuruluş ve kadro ile tesbit edilir.

c) Askerî kurum: Kıta ve karargâh anlamı dışında kalan askerî hastane, okul, ordu evi, dikim evi, fabrika, askerlik şubesi, ikmal merkezi ve depo gibi askeri tesis ve teşkillerdir.

II - Disiplin

MADDE 13

Disiplin: Kanunlara, nizamlara ve âmirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet demektir.

Askerliğin temeli disiplindir.

Disiplinin muhafazası ve idamesi için hususi kanunlarla cezai ve hususi kanun ve nizamlarla idari tedbirler alınır.

III - Astın vazifeleri

MADDE 14

Ast; âmir ve üstüne umumi âdap ve askeri usullere uygun tam bir hürmet göstermeye, âmirlerine mutlak surette itaate ve kanun ve nizamlarda gösterilen hallerde de üstlerine mutlak itaate mecburdur.

Ast muayyen olan vâzifeleri, aldığı emri vaktinde yapar ve değiştiremez, haddini aşamaz, icradan doğacak mesuliyetler emri verene attir.

İtaat hissini tehdit eden her türlü tezahürler sözler, yazılar ve fiil ve hareketler cezai müeyyidelerle men olunur.

IV - Âmirin vazifeleri

MADDE 15

Amir; emirlerini maiyetindeki her şahsa verebilir. Vazifelerin zamanında ve tam olarak yakılıp yapılmadığı takip ve yapılmasını temin eder.

MADDE 16

Amir; maiyetine hizmetle münasebeti olmıyan emir veremez. Astından hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz Hediyesini kabul edemez ve borç alamaz.

MADDE 17

Amir; maiyetine hürmet ve itimat hisleri verir. Maiyetin ahlâki, ruhi ve bedeni hallerini daima nezaret ve himayesi altında bulundurur. Amirin maiyetine karşı daima bitaraflık ve hakkaniyet muhafazası esastır.

MADDE 18

Amir; maiyetine disiplini bozan fiil ve hareketlerinden dolayı disiplin cezaları verir.

Disiplin cezalarının mahiyeti; ve verilmesi usulü hususi kanundaki hallere göre tâyin ve tesbit olunur.

V - Emir

MADDE 19

Emrin üniforma ile verilmesi lâzımdır. Üniformasız olan bir âmirin verdiği emirleri onu tanıyanlar yapmaya mecburdur.

MADDE 20

Emirler ast tarafından değiştirilemez. Ancak, ahval ve şerait emri yapılamıyacak bir hale koymuşsa veyahut emir verirken meçhul kalmış sebepler meydana çıkmışsa veya emrin yapılması büyük bir tehlikeyi ve ağır bir zararı da mücip olacaksa ve bütün bu haller karşısında, âmirden yeni bir emir alınmasına hal ve zaman da müsait değilse; ast mesuliyeti üzerine alarak emri yeni vaziyete uygun bir tarzda değiştirerek yapabilir ve ilk fırsatta emri yapılmıyan veya kısmen yapılan âmirlere de malûmat verilir.

MADDE 21

Emirler, kaidaten birbirine bağlı makamlar ve kumandanlar tarafından bir silsile takip edilerek verilir. Müstacel ve zaruri hallerde bu sıraya riayet edilmeden de emir verilebilir. Bu takdirde âmir atlanmış olan kademelere en kısa zamanda bilgi verir. Ve böyle bir emri alan astda kendi âmirini haberdar eder.

MADDE 22

Bir âmirin verdiği emir yapılırken daha büyük bir âmirden evvelki emre muhalif ikinci bir emir daha alınacak olursa, ikinci emri veren âmire evvelki emir bildirilir. Eğer ikinci âmir kendi emrinin yapılmasında ısrar ederse bu âmirin emri yapılır. Ve birinci âmire malûmat verilir. Eğer daha büyük âmire birinci âmirin emrini bildirmeye hal ve zaman müsait değilse vaziyete uygun olan emir kendi mesuliyeti dahilinde yapılır ve âmirlere bildirilir.

MADDE 23

Fesat ve isyan halinde bulunan bir kıta, karargâh veya askeri kurumda intizamı temin etmek, yağmacılığın önünü almak ve kaçak askerleri çevirmek için bu halleri gören her üst emir ve kumanda işini üzerine almak vazifesi ile mükelleftir.

MADDE 24

Disipline aykırı gördüğü her hale müdahaleye ve emir vermeye her üst görevlidir.

B) PERSONEL İŞLERİ

Müracaatlar

MADDE 25

Her asker resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaatini söz veya yaz ile en yakın âmirinden başlıyarak silsile yoliyle yapar.

Müracaatlar takip ve tahkik ve bir karara bağlanarak neticesi müracaat sahibine mümkün olan en kısa zamanda mutlaka bildirilir. Ancak; bu müddet hiçbir halde bir ayı geçemez.

Birden fazla kimselerin toplu olarak söz veya yazı ile müracaatleri yasaktır.

II - Şikâyetler

MADDE 26

Her asker, gerek hizmete ve gerek zati işler ne ait kanun ve nizamların kendisine vermiş olduğu hak ve salahiyetler her hangi bir surette haksız olarak ihmâl edilirse veya ihlâl edildiğini zannederse şikâyet etmek hakkını haizdir.

MADDE 27

Şikâyet söz veya yazı ile en yakın âmire yapılır. Eğer bu âmirden şikâyet olunacaksa bir derece üstündeki âmire yapılır ve bunun gibi her şikâyet edilen âmir geçilir. Sözle yapılan şikâyetler bir zabıtla tesbit olunur.

MADDE 28

Toplu olarak şikâyet yasaktır. Bir veya aynı hâdise birden fazla şahısların şikâyetlerine sebep veya mevzu olursa bunların her biri ayrı ayrı ve yalnız başına şikâyet hakkını kullanabilirler.

MADDE 29

Şikâyet reddedildiği takdirde, şikâyetçiye bu yüzden ceza verilmez. Ancak şikâyet ederken şikâyetçi bir suç işlemiş veya bir disiplin tecavüzünde bulunmuşsa ayrıca mesul olur.

MADDE 30

Şikâyetler ve itirazlar mutlaka tahkik olunarak bir karara bağlanır ve neticesi şikâyet edene ve lüzum görülürse şikâyet olunana mümkün olan en kısa zamanda bildirilir. Ancak bu müddet hiçbir halde bir ayı geçemez.

Adli tahkikata mevzu olan şikayet ve itirazlar hakkında Ceza ve Usul kanunlarındaki hükümler mahfuzdur.

MADDE 31

Bir şikayet üzerine karar vermek selahiyeti, şikayetin müstenit olduğu vaka hakkında şikayet olunana disiplin cezası vermek salahiyetini haiz olan ilk disiplin amirine verilmiştir.

O amirin vereceği karar aleyhine gerek şikayet eden ve gerekse şikayet olunan, mertebeler silsilesi yolu ile daha yüksek amirlere itiraz edebilir.

III - Mükâfat ve ceza

MADDE 32

Disiplinin muhafazası ve hizmete mütaallik hususlarda tekamülü teşvik ve temin için mükafat ve ceza tedbirlerine müracat olunur.

Mükafat ve cezaya ait tedbirler kanun ve nizamlara göre alınır.

IV - İzin

MADDE 33

a) Askerlerin izin işleri hususi kanunlara ve nizamlara göre tanzim olunur. Vazifenin bulunmayı icap ettirdiği yerden izinsiz hiçbir asker gündüz ve gece ayrılamaz.

Nöbetçi ve vazifeli olmıyan veya kendisine ayrıca hususi bir vazife verilmiyen subay, askeri memur ve astsubaylar günlük mesai veya eğitimin bitiminde vazife mahallinden ayrılabilirler.

b) Kıta, karargah ve kurumlarda günlük çalışma saatleri mevsim, iklim, ahval ve hizmetin özelliklerine göre bir talimatla tesbit edilir.

Kıtalarda umumi mesai ve hizmet zamanı kalk borusunda başlar. Gece yoklamasından sonra biter. Karargah ve kurumlarda günlük vazife müddeti en az 6 saattır.

V - Kıyafet

MADDE 34

a) Silahlı Kuvvetler mensupları üniforma giyerler. Hizmet esnasında üniformayı giymek mecburidir. Hususi vazifeler sebebiyle hizmet esnasında sivil elbise giymek amirin müsaadesine bağlıdır. Her asker üniformasının şeref ve haysiyetini korumaya mecburdur.

Barlar, genelevler, meyhaneler ile bunlara benzer yerlere askerler üniforma ile giremezler.

b) Subay, askeri memur ve astsubaylar vazife dışında sivil elbise giyebilirler. Sivil elbise ile vazife yerine giriş ve çıkışlar talimatnamede düzenlenir.

c) Subay ve askerî memurlarla astsubaylar (Astsubay çavuş hariç) hizmet dışında da resmî veya sivil elbise ile zatî tabancalarını görünmiyecek bir şekilde taşıyabilirler.

d) Üniformanın şekilleri hususi Kıyafet Kararnameleri ile tâyin ve tesbit olunur.

Kıyafet mefhumu içinde olan el, yüz, saç ve bıyık tuvaletlerinde sadelik esastır.

e) Silahlı Kuvvetler mensupları sekil ve kullanma tarzı tallmatnamede gösteren hüviyet kartlarını resmî ve sivil olarak her zaman üzerlerinde bulundurmaya mecburdurlar.

C) UMUMÎ VAZİFELER

MADDE 35

Silâhlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tâyin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.

MADDE 36

Silâhlı Kuvvetler harb sanatını öğrenmek ve öğretmekle vazifelidir. Bu vazifenin ifası için lâzım gelen tesisler ve teşkiller kurulur ve tedbirler alınır.

MADDE 37

Silâhlı Kuvvetlere katılan her asker andiçer. And sureti aşağıdadır :

«Barışta ve savaşta karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve âmirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan azız bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyliyeceğıme namusum üzerine andiçerim.»

MADDE 38

Sancak, Silâhlı Kuvvetlerin şeref timsalidir. Sancağın muhafazası Silâhlı Kuvvetlerin mukaddes vazifesidir.

Sancak hiçbir sebep ve bahane ile terk edilemez. Her alaya (Deniz ve Hava Kuvvetlerinde eşidi birliklere) talimatnamesine göre bir sancak verilir.

MADDE 39

Silahlı Kuvvetlerde askeri eğitim ile beraber ahlak ve maneviyatın yükseltilmesine ve milli duyguların kuvvetlendirilmesine bilhassa itina olunur.

Cumhuriyete sadakat, vatanını sevmek, iyi ahlâklı olmak, üste itaat, hizmetin yapılmasında sebat ve gayret, cesaret ve atılganlık, icabında hayatını hiçe saymak, bütün silâh arkadaşları ile iyi geçinmek, birbirlerine yardım, intizam severlik, yapılması men edilen şeylerden kaçınmak, sıhhatini korumak, sır saklamak her askerin esas vazifesidir.

MADDE 40

Askerin bakımı, sağlığı yedirilmesi, giydirilmesi, barındırılması ve moralinin yüksek tutulması dikkat ve itina ile sağlanacak en mühim vazifelerindendir.

MADDE 41

Erbaş ve erlere askerliğe ait bilgilerden başka okuyup yazmak, yurt ve hayata ait genel kültür bilgileri de öğretilir.

MADDE 42

Her asker vazife ve hizmet icabı kullanmak veya muhafaza etmek için kendisine tevdi edilen her çeşit Devlet malının bakım koruma ve muhafazasından sorumludur.

MADDE 43

Türk Silahları Kuvvetleri her türlü siyasi tesir ve düşüncelerin dışında ve üstündedir. Bundan ötürü Silâhlı Kuvvetler mensuplarının siyasi parti veya derneklere girmeleri bunların siyasi faaliyetleri ile münasebette bulunmaları, her türlü siyasi gösteri, toplantı işlerine karışmaları ve bu maksatla nutuk ve beyanat vermeleri ve yazı yazmaları yasaktır.

Silâhlı Kuvvetler mensupları Millî Savunma Bakanlığınca adları yayımlanan ve siyasi olmıyan cemiyetler ile spor kulüplerinin faal olmıyan üyeliklerine girebilirler. Girenler durumlarını en kısa zamanda Millî Savunma Bakanlığına bildirmeye mecburdurlar.

Silâhlı Kuvvetler mensuplarının kendi kıta, karargâh ve kurumlan içinde amatör askerî spor kulüpleri kurmaları ve bu kulüplerde faaliyette bulunmaları caizdir.

Bu kulüplerin kurulmaları, faaliyet ve murakabeleri Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanacak hususi talimat hükümlerine göre olur.

MADDE 44

Askerler her zaman ve her yerde birbirlerini selâmlamaya mecburdurlar. Bunun tatbik tarzı talimatnamede gösterilmiştir.

D) GARNİZON KUMANDANLIĞI

MADDE 45

Garnizon, içinde ve civarında yerleşmiş kıta, karargâh veya askerî kurum bulunan meskûn yerlere denir.

Garnizonların hudutları, talimatnamede belirtilecek esaslar dahilinde tesbit olunur.

MADDE 46

Garnizonlarda garnizon kumandanlığı görevi, garnizonda mevcut kıta, karargâh ve kurumların kumandan ve âmirlerinin rütbe kıdem ve sınıfları gözönüne alınarak aşağıdaki esaslar dahilinde tesbit olunur.

a) Tümen ve daha büyük (Deniz ve havada eşidi) kıtalar ile askerî kurumların bir arada bulundukları büyük garnizonlarda en büyük kıta kumandanı garnizon kumandanıdır.

b) Tümenden daha küçük kıtalarla askerî kurumların (Deniz ve havada eşidi) bir arada bulundukları garnizonlarda rütbe ve kıdemce büyük olan kıta kumandanı garnizon kumandanıdır. Ancak bulunan kıta taburdan (Deniz ve havada eşidi) küçük ise rütbe, kıdem ve sınıf gözönünde bulundurularak ileride olan subay garnizon kumandanıdır.

c) Jandarma kıta kumandanları ile kurum âmillerine de garnizon kumandanlığı vazifesi verilir. (a) ve (b) fıkralarının tatbikatında seyyar jandarma ve hudut birlikleri kıta ve vilâyet ve kaza jandarma kumandanlıkları, jandarma subay, astsubay ve er okulları ve diğer jandarma teşkilleri kurum sayılır.

MADDE 47

Garnizon kumandanı garnizona dâhil bütün kıta ve askerî kuramların disiplin âmiridir.

Garnizon kumandanlığına ait hizmetler ile sivil makamlarla münasebetleri talimatname ile tesbit edilir.

MADDE 48

Büyük garnizonlarda (Tümen ve eşidi askerî kurumlar ile daha büyük kıta ve kurumların bulunduğu yerlerde) garnizon kumandanları, oradaki kıta kumandanları rütbece kendisinden sonra gelen birine garnizon kumandanlığını devredebilir.

MADDE 49

Garnizon kumandanları garnizona ait her türlü hususatta mıntıkasında bulundukları tümen, kolordu ve ordu (Deniz ve Havada eşidi) kumandanlıklarına bağlıdırlar.

MADDE 50

Yukardaki maddelerde belirtilen hükümler dışında veya istisnai haller karşısında garnizon kumandanlığı görevinin hangi kıta kumandanı veya kurum âmiri tarafından yapılacağı Genelkurmay Başkanlığınca düzenlenir.

E) KIŞLALARDA, KONAK VE ORDUGAHLARDA KUMANDANLIK

MADDE 51

Kışla: Askerin barındırıldığı ve hizmet gördüğü tek bir bina veya toplu halde bulunan muhtelif binalar ile bunların müştemilâtından olan diğer binalar ve arazidir.

Karargâh ve askeri kurumlar ile Deniz Kuvvetleri teşkilâtında bulunan gemiler gibi askeri tesisler de kışla olarak mütalâa edilir.

Konak: Askerlerin hazar ve seferde muvakkat bir zaman için meskûn yerlerde yerleşmesidir.

Ordugâh: Askerlerin muvakkat bir zaman için açıkta çadır veya baraka ve zeminliklerde yerleştirildiği sahaya denir.

MADDE 52

Müstakil olarak bir kışla, konak veya ordugâhta bulunan bir kıta veya askeri kurumun kumandan veya âmiri aynı zamanda bu yerlerin kışla, konak veya ordugâh kumandanıdır.

Muhtelif birlik ve kurumların bir arada bulunduğu kışla, konak ve ordugâhlarda kumandanlık en büyük rütbeli kumandan veya âmire aittir.

MADDE 53

Her kışlada kışla binaları ve teçhizatının daima iyi bir halde bulunmasını temin etmekle görevli bir subay veya astsubay bulunur. Buna kışla subayı denilir. Bu vazifenin kimin tarafından yapılacağı kadrolarda ve talimatlarda gösterilmemişse kışla kumandanı, emrindeki subay veya astsubaylardan birine bu görevi verir.

MADDE 54

Tümen (Dâhil) daha yukarı kıta kumandanları ve eşidi kurum âmirleri kıta kumandanlığı görevini rütbece kendisinden sonra gelen birine devredebilir.

F) YOKLAMALAR

MADDE 55

İnsan ve hayvan mevcutlarını anlamak, bunlardan ve silah, malzeme ve eşyada bir vukuat olup olmadığı haberini almak maksadı ile kıta, karargâh ve kuramlarda biri sabah, diğeri akşam, üçüncüsü de gece olmak üzere günde üç defa yoklama yapılır.

Yoklamaların şekli ve yapılış tarzı talimatnamede gösterilir.

MADDE 56

Kati bir lüzum görülürse, muayyen yoklamalardan başka kışla kumandanı tarafından verilecek emir üzerine de yoklama yapılabilir.

G) SAĞLIK İŞLERİ

I - Genel

MADDE 57

Silâhlı kuvvetler sağlık işlerinde askerlerin fizik ve moral durumlarını takip ve koruyucu tababetin tatbiki esastır.

Bu hizmetin yürütülmesinden ve görülmesinden kıta kumandanları veya kurum âmirleri ve bunların tabipleri sorumludur.

MADDE 58

a) Hastalanan askerlerin muayene ve tedavileri kendi kıta ve kuramlarının kadrolarında gösterilen tabiplerince yapılır.

b) Kadroda gösterilen tabip mevcut değilse oradaki diğer kıta veya askeri kuramların tabiplerinden biri, yoksa mahalli askeri hastane tabiplerinden biri, askeri hastane bulunmuyorsa sırası ile hükümet, belediye veya resmi vazifeli sivil tabiplerden biri, bunlar da mevcut değilse serbest çalışan sivil tabiplerden biri, kıta veya kurum tabibi olarak görevlendirilir.

c) Kıta veya askeri kurum tabibi olarak görevlendirilen serbest çalışan sivil tabiplerin ücretleri mukavelesine göre Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığı bütçelerinden ödenir.

d) Hastanın veya tabibin nakli için askeri vasıtalardan istifade mümkün olmadığı hallerde diğer sivil nakil vasıtalarından faydalanılır ve masrafı Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığı bütçelerinden ödenir.

MADDE 59

Kıta veya askeri kurumunun bulunduğu yerden başka bir yerde hastalanan askerler hastalıklarını, oranın garnizon veya merkez kumandanlığına haber verirler. Garnizon veya merkez kumandanı lüzumu halinde hastanın nezdine tabip göndermeye, icabedlyorsa hastayı askeri bir hastaneye, yoksa başka hastaneye naklettirmeye mecburdur.

Askeri garnizon veya merkez kumandanlığı bulunmıyan yerlerde hastalananlar, mahallin hükümet veya belediye tabibine müracaat ederler. Bunların muayene ve tedavileri, icabedlyorsa hastanın askeri bir hastaneye buna imkân yoksa başka hastaneye sevki bu tablpliklerce sağlanır. Hastanın askeri bir hastaneye yatırılması halinde yol masrafı başka hastaneye yatırılması halinde bütün nakil, muayene ve tedavi masrafı Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığınca ödenir.

Hasta raporları garnizon kumandanlıkları, yoksa mahalli mülki âmlrliklerince hastanın âmirine gönderilir.

II - Hastalanan er ve erbaşlar

MADDE 60

Hastalananlar hastalıklarını derhal âmirlerine haber vermeye mecburdur. Hastalanan bunu yapmazsa en yakın âmiri tarafından haber verilir. Hasta âcil vakalarda derhal, diğer hallerde vizite zamanında tabibe gösterilir. Mesai saati haricinde hastalananlar nöbetçi tabibine gösterilir.

Tabibin lüzum gördüğü erbaş ve erler hastaneye gönderilir. Âcil hallerde en seri vasıtadan istifade edilir. Hastaneden dönenler kıta veya askeri kurum tabibine gösterilir.

MADDE 61

Erbaş ve erlerin kıta ve askeri kuramlara katılış ve ayrılışlarında genel sağlık muayeneleri yapılır. Bu muayeneler ilk altı aylık devrede ayda bir, bundan sonraki devrede üç ayda bir olmak üzere tekrarlanır. Muayenelerin neticeleri sağlık fişlerine kaydedilir. Kumandan ve âmirler bu muayene neticelerine göre personelin sağlık durumunu takip ve kontrol ederler.

III - Hastalanan subay, askeri memur, astsubaylar ile emeklileri ve bunların aileleri

MADDE 62

Hastalanan subay, askeri memur ve astsubaylar hastalıklarını bizzat yahut yazı ile veya başka bir vasıta ve âmirlerine bildirmeye mecburdurlar. Amirler de hasta haberini alınca kıta veya kurum tabibini, yoksa 58 inci maddenin (b) fıkrası gereğince vazifelendirilen tabibi hastanın nezdine gönderir.

MADDE 63

Müstacel vakalarda hasta, durumu âmirine bildirmekle beraber yakınsa kendi kıta veya askeri kuram tabibine, değilse sırası ile, civardaki diğer kıta veya askeri kurum tabibine, askeri hastane tabibine, Hükümet veya belediye tabibine ve ancak bunlardan hiçbiri mevcut değilse serbest çalışan bir sivil tabibe müracaat edebilir.

Serbest çalışan sivil tabibe müracaat zarureti hâsıl olduğu takdirde muayene, tedavi ve nakil masrafı hastanın kendine aittir.

MADDE 64

Hastalık hakkındaki rapor hastayı muayene ve tedavi eden tabip veya tabipler veyahut müessese baştabipleri tarafından hastanın âmirine gönderilir.

MADDE 65

Hastalık raporunu alan amir keyfiyeti bir derece yukarı âmirine arz eder. 24 saatten fazla hasta olanların durumu kıtalarda tümen, (Deniz ve Havada eşidi birlik) kumandanlıklarına kadar, karargâh ve askeri kuramlarda bir derece yukarı âmire bildirilir.

MADDE 66

a) Subay, askeri memur ve astsubayları askeri tabip ve mütehassıslar kıta, kurum, hastane ve meskenlerinde her zaman ücretsiz olarak muayene ve tedaviye mecburdurlar. Bunların askerî hastanelerde yatırılarak tedaviler halinde hiçbir suret ve maksatla ilâç, iaşe ve malzeme bedeli alınmaz.

Hastanelere yatırılmayıp ayakta veya meskeninde muayene ve tedavi edilenlerin tedavisi için gerekli malzeme ve reçete muhteviyatı kıta, askeri kuram veya hastanece aynen, yoksa Millî Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığı bütçelerinden nakden ödenir.

Her türlü tedavi halinde ihtiyaç görülecek gözlük, işitme cihazı, protez, suni âza, korse ve saire gibi malzemeler Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığınca aynen temin veya bedelleri bu Bakanlık veya Kumandanlık bütçelerinden ödenir.

b) Bu şahısların yurt içinde ve dışında ölümleri halinde cenaze masrafı ile cenazenin nakli arzu edilen yere götürülmesi ve getirilmesi masrafı Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığı bütçelerinden ödenir.

c) Kumandan veya askeri kurum âmirleri ve bunların muvafakati ile tabipler sağlık durumunu kontroluna lüzum görülen subay, askeri memur ve astsubayları muayeneye tâbi tutabilirler.

Ayrıca her subay, askeri memur ve astsubay âzami üç senede bir sağlık kurulu muayenesine tâbi tutulur.

d) Yabancı devletler Silâhlı Kuvvetler mensuplan, karşılıklı anlaşmalar mevcut ise Türk Silâhlı Kuvvetleri mensuplan gibi muameleye tâbi tutulurlar.

MADDE 67

Tabip rapora ile mütehassıs tabiplerin müşahedesi altında tedaviye muhtaç görülen subay, asker memur ve astsubaylann tedavileri askeri sağlık kurumlan olmıyan yerlerde diğer resmi sağlık kuramlarında, bunlar da yoksa özel sağlık kurumlarında yapılır. Yol ve bütün tedavi masrafları Millî Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığı bütçelerinden ödenir.

MADDE 68

Türkiye’de tedavi edilmeleri imkânı olmıyan ve herhangi bir yabancı memlekette tedavileri mümkün olabileceği Güihane Askeri Tıp Akademisi Profesörler Kurulu raporu ile tesbit edilen subay, askeri memur ve astsubaylar ile erbaş ve erler yabancı memleketlerde yol, ikamet, iaşe ve tedavi masrafları Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığınca ödenmek üzere tedavi ettirilirler.

Ancak bu rapor Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığının tasdiki ile tekemmül eder.

b) Yabancı memleketlerde daimi veya muvakkat vazife ile veyahut tahsil, kurs, staj, dil öğrenimi ve bilgi, görgü ve ihtisaslarını arttırmak maksadıyle bulunan subay, askeri memur ve astsubaylardan bulundukları mahallerdeki sıhhat müesseselerinde tedavi edilenlerin masrafları bu müesseselerden alacakları ve askeri ataşelikler veya konsolosluklar tarafından tasdik edilen faturalara istinaden Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığı bütçelerinden ödenir.

c) Dış memleketlerdeki tedavi müddeti iki yılı geçemez. Bu müddet içinde âcil haller müstesna raporda gösterilen hastalıktan başka yapılan tedavilerin masrafı ödenmez. Ve bu tedaviler için müddet uzatılmaz.

Tedavi süresi altı ayı geçtiği takdirde ilgili yabancı sağlık kurumundan ve tedavinin devamı zaruretini gösteren rapor, mezkûr kurum tarafından ataşelik kanalı ile Millî Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığına gönderilir. Mütaakıp altı ayda bir aynı ameliye tekrarlanır.

MADDE 69

Subay, askeri memur ve astsubayların aileleri;

a) Bu kanunun 59, 63 ve 66 ncı maddenin a) ve (b) fıkraları, 67 nci madde ve 68 nci madde (b) fıkrası (Yalnız daimi vazife ile gidenlerin aileleri) hükümlerinden istifade ederler.

b) Bu kanunun tatbikatında aileden maksat; subay, askeri memur ve astsubaylar ile bunların emeklilerinin eşleri ile kanunen bakmakla mükellef olduktan usul ve füruları ve erkek ve kız kardeşleridir.

c) Aile efradının muayene ve tedavileri için talimatnamede gösterilen resmi vesaikin gösterilmesi şarttır.

MADDE 70

Subay, askeri memur ve astsubay emeklileri ve bunların aileleri:

a) Bu kanunun 66 ncı maddesinin (a) ve (b) fıkraları ile 67 nci maddesi hükümlerinden aynen istifade ederler.

b) Muayene ve tedavileri garnizon veya merkez kumandanlıklarına veya askerî hastane baştabipliklerine talimatnamede gösterilen resmi vesaikin ibrazı ile yapılır.

H) HAYVANLARA AİT BAKIM VE HİZMETLER

MADDE 71

Hayvanların bakımı, barındırılması, yedirilmesl ve sağlığı dikkatle temin edilecek önemli bir vazifedir. Bunlar talimatnamesine tevfikan yapılır.

MADDE 72

Hastalanan hayvanlar derhal kıta veya kurum veteriner hekimine bildirilir. Askeri veteriner hekim bulunmıyan yerlerde hasta hayvanların. muayene ve tedavisi Hükümet veteriner hekimleri tarafından yapılır. Bu da yoksa serbest sivil veteriner hekim temin edilir.

MADDE 73

Subayların zati binekleri askeri veteriner hekimler tarafından parasız olarak muayene ve tedavi edilir. Bunların gerek hayvan hastanelerinde ve gerekse siyil veteriner hekim er tarafından tedavi edilmeleri halinde yem, ilâç, yer ve malzeme masrafları Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden ödenir.

İ) RÜTBE SAHİPLERİNİN VAZİFELERİ

MADDE 74

Hangi rütbe sahibinin hangi birlik ve askeri kurumda ne gibi vazife alacağı kadrolarda tesbit edilir.

MADDE 75

Her rütbe sahibi, kanunların, nizamların ve âmirlerin kendisine tahmil ettiği bütün hizmet ve vazifeleri öğrenmeye, vazifeli olduğu yerlerde öğretmeye ve bu hizmet ve vazifeleri eksiksiz yapmaya ve takibederek yaptırmaya ve daima ve her yerde disiplini tesis ve muhafazaya ve maiyetini yetiştirmeye ve astan şahsi teşebbüsünü inkişâf ettirmeye ve kendisine teslim olunan silâh, araç, gereç ve sair bütün askeri eşyayı, yapılan ve ağaçlan ve hayvanatı korumaya memur ve mecburdur.

Her rütbe sahibinin bu maddeye göre vazifeleri de talimatname ile gösterilir.

J) ASKERLİKTE NÖBET HİZMETLERİ

I - Genel

MADDE 76

Nöbet; askerlikteki müşterek hizmetlerin yapılmasını ve devamını sağlamak maksadı ile bu hizmetlerin belli bir sıra ve süre ile subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, erbaş ve erler ile Silâhlı Kuvvetler Teşkilâtı içinde vazifeli olan bilumum sivil şahıslar tarafından yapılmasıdır.

Nöbetçi: Nöbet hizmetinin yapılması için görevlendirilen şahıstır.

MADDE 77

Kıtalarda, karargâhlarda ve askeri kurumlarda nöbet hizmetine tabi tutulacak personelin kimler olacağı, nöbet hizmetlerinin yapılış tarzı ile şekli ve nöbetçilere alt vazifeler talimatname ile tâyin ve tesbit olunur.

II - Karakol, karakol nöbetçisi ve devriye

MADDE 78

a) Karakol: Hazarda ve seferde emniyet, muhafaza, disiplin ve gözetleme maksattan ile konulan ve bir âmir emrinde bulunan silâhlı bir kısım askerdir.

b) Karakol nöbetçisi: Aynı maksatlarla bir karakoldan veya herhangi bir suretle çıkarılan ve bir yere konulan ve belli bir talimatı ve mıntakası bulunan silâhlı tek veya çift er veya erbaşlardır.

c) Devriye: Hazar ve seferde aynı maksatlarla muayyen bir mıntıkada gezerek vazife gören çift veya daha ziyade silâhlı askerdir.

MADDE 79

a) Her bir askeri kıta ve kıtası bulunan karargâh ve askeri kurumlar nerede bulunursa bulunsun subay veya astsubay kumandasında bir nizam karakolu çıkarmaya mecburdurlar.

Bu nizam karakolunun vazifesi yakın emniyet, gözetleme, muhafaza ve disiplindir. Bunun kuvveti çıkaracağı devriye ve karakol nöbetçilerinin adedine göre hesabolunur.

Uzak emniyet ileri karakollara aittir.

Nizam karakol personeli seferi teçhizatı ve silâhlı bulunur.

b) Eğer bir kışlada, konakta veya ordugâhta başka başka sınıflardan birlikler bulunuyorsa nizam karakol vazifesi kumandanın tertibi üzerine münavebe ile yapılır.

Kıtası olmıyan karargâh ve askeri kuramların karakol nöbetçi ve devriyeleri o mevkideki en yakın nizam karakolundan temin olunur.

III - Karakol, karakol nöbetçisi ve devriyelerin muvakkat yakalama salâhiyetleri

MADDE 80

Karakol hizmetinde bulunan subay, astsubay, erbaş ve erler ile karakol nöbetçi ve devriyeleri kendi mıntıkaları dâhilinde asker ve sivil her şahsı aşağıda gösterilen hallerde muvakkaten yakalıyabilirler :

a) Adli takibat maksadı ile: Bir cürüm işlerken veya bir cürmü işledikten sonra kovalanırken her şahsı,

b) Muhafaza ve emniyet maksadı ile:

1. Kendi muhafazaları altına tevdi edilmiş olan insanlarla eşyanın himayesi için muvakkaten yakalanması zaruri görülen şahsı.

2. Karakola, karakol nöbetçisine ve devriyelere karşı tecavüz eden veya müessir fiil yapan, hakaret eden bir şahsın bu fiillere devamının men'i ancak muvakkat yakalanması ile kabil olduğu takdirde bu şahsı.

c) Disiplin maksadı ile: İzinsiz kıtası haricinde rastlanan veyahut himayesi için yakalanması lüzumlu görülen askerleri.

MADDE 81

Karakol, karakol nöbetçileri ve devriyeler 80 inci maddede zikredilen hallerde karakol âmirinin ve bağlı bulundukları kıta, karargâh ve askeri kurumun nöbetçi âmirinin emri ile de askerî ve sivil şahıslan muvakkaten yakalarlar.

MADDE 82

Muvakkat yakalamak, şahsın vücudu üzerine el koymak veya silâhla dokunmak ve muvakkat yakalandığının kendisine söylenmesi ile yapılır.

Muvakkat yakalanan kaçmaya teşebbüs ettiği takdirde silâh kullanılacağı hemen bildirilir. Ve üzerinden silâh vesair âletler de alınır.

Muvakkat yakalananlar adli takibatı mucip bir sebep varsa salâhiyeti askeri veya adli makamlara teslim olunur. Aksi takdirde nihayet muvakkat yakalandığının ertesi günü serbest bırakılır.

K) HAZIR KITA

MADDE 83

Hal ve vaziyetin icabettirdiği zamanlarda her kışla konak ve ordugâh da derhal kullanılmak üzere aynca bir hazır kıta bulundurulur.

Bunun kuvveti ve çıkarılacağı zamanlar talimatnamede zikredilen esaslar dâhilinde düzenlenir.

MADDE 84

Hazır kıta gece dahi seferi teçhizatlı silâhlı ve giyimi; olarak harekete hazır bulunur. Bu kıtanın nöbetle uyku uyuyup uyuyamıyacağı çıkaran kumandanca emredilir.

MADDE 85

Fevkalâde hallerde bütün kuvvet dahi hazır kıta halinde bulundurulur.

L) ASAYİŞİN TEMİNİ İÇİN ASKERİN NASIL KULLANILACAĞI VE ÖRFİ İDARE

MADDE 86

Asayişi temin için Silâhlı Kuvvetlerin nasıl kullanılacağı ve örfi idare ilânı halinde askerlerin vazife ve salâhiyetleri hususi kanunlar hükümlerine göre yürütülür.

M) ASKERLERİN SİLÂH KULLANMA YETKİLERİ

MADDE 87

Askerler; karakol, karakol nöbetçisi, devriye ve nakliyat muhafazası hizmetlerinde iken aşağıda gösterilen hallerde silâh kullanmaya mezundurlar :

a) Bu hizmetlerden birini yaparken, müessir bir fiili ile taarruza uğranıldığı veyahut müessir bir fiil veya tehlikeli bir tehdit ile bu hizmetlerin yapılmasına mukavemet edildiği takdirde bu taarruzları ve bu mukavemetleri gidermek için başkaca bir çare kalmamışsa.

b) Kendi muhafazasına tevdi edilmiş olan insan ve her türlü eşvemete elverişli bir aleti bırakmaya davet edildiği halde bu davete derhal itaat etmiyen veyahut bıraktığı silâhı veya aleti tekrar eline alan kimseyi itaate icbar için başka çare kalmamışsa,

c) 80 ve 81 inci maddeler mucibince muvakkaten yakalanan bir şahıs veyahut muhafaza veya sevk, kendisine tevdi edilmiş olan bir mevkuf veya mahkûm kaçar veya kaçmaya teşebbüs eder ve verilecek dur emrini de dinlemediği görülür ve başka türlü ele geçirilmesi de kabil olmazsa,

d) Kendi musafazasına tevdi edilmiş olan insan ve her türlü eşyaya karşı vukubulan taarruzu başka suretle def'e imkân kalmamışsa,

Yukarıda dört halde gösterilen maksatları temin için asker, Iüzumu olacak derecede silâh kullanır.

Silâh kullanmak mutlaka ateş etmek değildir. Ateş etmek ancak ya bilhassa bunun için emir verilmiş olmasına veyahutta bu vasıtadan başka çare kalmamasına bağlıdır. Silâhın kullanılacağı zamanın ve kullanma tarzının tâyini, her münferit vakıanın bulunduğu ahval ve şerait nazara alınarak, silâhı kullanacak asker tarafından bizzat takdir olunur.

MADDE 88

Yukarıda yazılı hallerde gösterilen maksatları elde etmek üzere silâh kullanmak için kanunun tâyin etmiş olduğu müsaadeler vakit ve zamanında ve tamamen istifade etmiyen asker vazifesini yapmamış olmak fiilinden dolayı hiçbir suretle mazur tutulmaz.

MADDE 89

87 nci maddede gösterilen hallerden başka hizmete ait bir vazifeyi yaparken mâruz kaldığı bir mukavemeti bertaraf etmek veyahut askere veya askerî eşyaya karşı yapılan bir tecavüze karşı koymak için silâh kullanmak zarureti hâsıl olursa, her asker silâh kullanmaya salâhiyetli ve vazifelidir.

MADDE 90

87 ve 89 uncu maddelerde gösterilen hallerden başka her asker meşru müdafaa halinde silâh kullanmaya salâhiyettardır.

N) ASKERİ İNZİBAT KUVVETLERİNİN VAZİFE, TEŞKİL VE YETKİLERİ

MADDE 91

a) Garnizonlarda askerî disiplinin muhafazası, önleyici zabıta ve adliye vazifeleri ile askerî trafik vazifeleri garnizon kumandanlarına aittir.

Garnizon kumandanları yukarıda gösterilen vazifeleri merkez kumandanlıkları marifetiyle yürütür.

Merkez kumandanlıkları; büyük garnizonlarda kadrolarla tesbit ve teşkil olunur. Diğer garnizonlarda garnizon kumandanları rütbece kendisinden bir veya nihayet iki derece ast olan bir subayı merkez kumandanı olarak tâyin ve tavzif edebilir. Merkez kumandanlığı teşkiline lüzum görülmiyen küçük garnizonlarda buna ait vazifeler, garnizon kumandanı tarafından tâyin edilecek bir inzibat subayı veya astsubayı buna da imkân olmıyan hallerde bizzat garnizon kumandanı tarafından yapılır.

b) Merkez kumandalığı kadro ile tesbit ve teşkil edilmediği ahvalde garnizon dâhilindeki kıta ve askeri müesseselerin miktarı, şehir genişliği ve vazifelerin ehemmiyeti gözönüne alınarak kâfi miktarda subay, astsubay, erbaş ve erler merkez kumandanı veya inzibat subayı veya astsubayın emrine verilir ve bunlara inzibat kuvveti denilir.

Askerî inzibat kuvveti mensupları Silâhlı Kuvvetler Kıyafet Kararnamesinde tesbit edilen hususi işareti taşırlar.

MADDE 92

a) Askerî inzibat erbaş ve erleri vazife esnasında diğer erbaş ve erlere karşı karakol sıfatını ve Karakolların kanuni salâhiyet ve mesuliyetlerini haizdirler.

b) Askerî Ortaokul ve eşidi okul askerî öğrencilerine astsubaylar gibi, daha yüksek okul ve üniversite askerî öğrencilerine subaylar gibi muamele olunur.

c) Subay ve askerî memurlarla astsubaylar hakkında askerî inzibat vazifeleri, ancak üst veya kendi rütbelerindeki inzibat subay ve astsubayları tarafından yapılabilir.

O mahalde salahiyetli bir inzibat subayı veya astsubayı mevcut değilse vakaya şahit olan üst veya aynı rütbedeki her subay, askerî memur veya astsubay müdahaleye ve inzibat vazifesini ifaya mecburdur.

Ancak ağır cezayı müstelzim meşhut cürüm halinde subayları, askerî memurları ve astsubayları dahi yakalamaya askerî inzibatlar, polisler, jandarmalar ve herkes mezundur.

Bu takdirde dahi suçlu askerler duruma göre ya salâhiyetli askeri inzibat memuru gelinceye kadar vaka mahallinde tutulur veya en yakın askerî inzibat karakoluna, yoksa askerî makamlara teslim edilir. Bundan sonra yapılacak hazırlık tahkikatında, salâhiyetli inzibat memuru veya mevcut askerî makamın tâyin edeceği bir subay bulunur.

MADDE 93

Üniformalı veya sivil elbiseli subay askerî memur ve astsubaylar ağır cezalı cürümler dışındaki suçları işledikleri takdirde polis veya jandarma kuvvetlen tarafından en yakın askerî makama veya inzibat karakoluna davet edilir. Askerî şahıs bu daveti kabule mecburdur.

Bu şahıslara ait hazırlık tahkikatı bizzat C. Müddeiumumileri veya salâhiyetli askerî adlî hâkimler tarafından yürütülür ve tahkikat tamamlanıncaya kadar askerî makamlarca nezaret altında tutulurlar.

MADDE 94

Her hangi bir vakada askerî inzibatların kuvveti kâfi gelmediği takdirde en yakın askerî kıtadan asker celbolunur. Acele ve tehirinde tehlike melhuz olan hallerde en yakın polis ve jandarma kuvvetlerine de müracaat olunur. Askerî İnzibatlar tarafından vâki olacak yardım talepleri üzerine polis ve jandarmalar tarafından yardımda bulunulacağı gibi polis ve jandarmalar tarafından vâki olacak yardım talepleri de askerî inzibatlarca yerine getirilir.

MADDE 95

İnzibat er ve erbaşları diğer er ve erbaşlara inzibat subayı ve astsubayları aynı veya ast rütbedeki bütün subay askerî memur ve astsubaylarla er ve erbaşlara ve bütün askerî inzibatlar sivil şahıslara karşı aşağıda gösterilen hallerde muvakkat yakalama salâhiyetini haizdir.

a) Bu kanunun 80 inci maddesinde gösterilen hallerde,

b) Askerî disiplini bozan hallerde,

c) Adlî bir vazifenin yerine getirilmesi hallerinde,

d) Vazifelerini ifa esnasında veya vazifelerinden dolayı tecavüz veya hakarete mâruz kaldıkları takdirde:

Yukarıdaki hallerde muvakkat yakalananlar hakkında da bu kanunun 82 nci maddesi son fıkrası hükmü gereğince işlem yapılır.

MADDE 96

Askerî inzibatlar vazifeli bulundukları zamanda bu kanunun 87, 88 ve 89 uncu maddelerinde (Ve her türlü ahvalde de 90 ıncı maddesinde) zikredilen silâh kullanma salâhiyetlerini haizdirler.

MADDE 97

Askerî inzibatların askerî disiplini muhafaza önleyici zabıta ve adliye vazifeleri ile askeri trafik vazifeleri talimatname ve talimatlarla gösterilir.

O) SOSYAL HİZMETLER

I - Ordu pazarları

MADDE 98

Türk Silâhlı Kuvvetleri mensuplarının çeşitli ihtiyaçlarını elverişli şartlarla temin etmek maksadıyle hususi kanunlara göre teşkil edilecek ordu pazarları kurulur.

II - Ordu evleri ve askeri gazinolar

MADDE 99

Silâhlı Kuvvetler mensupları arasında tesanüdü artırmak meslekî ve kültürel inkişafları, sosyal ve moral ihtiyaçları temin gayesi ile büyük garnizonlarda (Tümen ve eşidi askerî kurumlar ile daha büyük kıta ve kurumların, Deniz ve Havada eşitlerinin bulunduğu) ordu evleri kurulabilir.

Bu yerlerde astsubaylar için de birer ordu evi kurulabilir.

Daha küçük birlik ve kurumların bulundukları yerlerde subay ve astsubaylar için birer askerî gazino teşkil edilebilir.

Ayrıca kışlalarda subay, astsubay ve erler için birer kışla gazinosu tesis edilir.

MADDE 100

Ordu evleri, askeri gazinoları ve kışla gazinoları askeri bina olup askeri mahal vasıf ve mahiyetini haizdir.

MADDE 101

Ordu evlerinin (Askeri gazino ve kışla gazinoları dâhil) sermayeleri:

a) İşletme gelirlerinden,

b) Üye aidatından,

c) Teberrüattan,

d) Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden konulacak ödeneklerden teşekkül eder.

MADDE 102

a) Ordu evlerinin kadro, kuruluş, idare, murakabe ve muhasebeleri ile işletme şekilleri ve müştemilâtı, yapılacak bir nizamname ile tesbit ve tâyin olunur.

b) Ordu evleri, askeri gazino ve kışla gazinolarından elde edilen gelirler bu yerlerin yenilenmesine ve yeniden inşasına veya idamesi ile modem hale getirilmesinde ve kitaplıkların tesis ve zenginleştirilmesine sarf olunur.

MADDE 103

Ordu evleri ve müştemilâtı 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin 18 inci fıkrası gereğince Kurumlar Vergisinden, Bina ve Gelir vergilerinden muaf olup mezkûr maddedeki (Ordu evleri) tâbirine askeri gazino ve kışla gazinoları ile bunların nizamnamede gösterilen her türlü müştemilâtı dahildir.

MADDE 104

Ordu evleri, askerî gazino ve kışla gazinoları ile bunların nizamnamede gösterilen her türlü müştemilâtı, sarfiyat ve muameleleri bakımından 1050 ve 2490 sayılı kanunlara ve Divanı Muhasebatın vize ve murakabesine tabi değildir.

III - Dinlenme kampları ve karşılama ekipleri

MADDE 105

a) Subay, askeri memur ve astsubaylarla ailelerinin dinlenme ve moral ihtiyaçlarını temin maksadiyle elverişli yer ve mevsimlerde subay ve astsubaylar için ayrı ayrı dinlenme kampları tesis edilebilir.

b) Bu kampların ne zaman ve nerede açılacağı ve devam süresi Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığınca tâyin ve tesbit olunur.

c) Kampların tesis ve işletilmesinde, askeri nakil vasıtaları ile çadır, yatak ve karyola gibi askerî malzemeden istifade edilebilir.

d) Kampların tesisi, işletmesi ve personelin istifade şekli hususlarına ait teferruat hükümleri talimatnamede düzenlenir.

e) Bir garnizona tâyin edilerek gelen subay, askerî memur ve astsubayları karşılamak ve yerleştirmek gayesiyle ekipler kurulur.

Bu ekipler gelen personelin lojmanlara yerleştirilmesini veya o mahalde boş olduğu tesbit edilen meskenlere girebilmelerini temin ederler.

IV - Askeri kantinler

MADDE 106

a) Her kışlada askerlerin çeşitli ve zaruri ihtiyaçlarının daha ucuz ve kolaylıkla sağlanmasını temin maksadiyle bir kantin kurulur.

b) Kantinlerin gelirleri, teşkil, idare, murakabe, işletme ve kontrol şekilleri talimatname ile tesbit olunur.

c) Kantinlerin işletilmesinden elde edilen kâr kışla kumandanının emriyle, ödeneği olmıyan veya ödeneği olup da kâfi gelmiyen zaruri ve resmî işlere sarf olunur.

d) Askerî kantinler hakkında da 103 ve 104 üncü madde hükümleri tatbik olunur.

VI - Askeri nakil vasıtalarından istifade

MADDE 107

a) Subay, askeri memur ve astsubaylar, bütün masrafları kendilerine ait olmak üzere ordu pazarları ve ordu evleri tesislerinde her türlü şahsi eşya ve vasıtalarının bakım, onarım ve imalini yaptırabilirler.

b) Bu yerlerden faydalanmanın usul ve şekli talimatnamede gösterilir.

VI - Askeri nakil vasıtalarından istifade

MADDE 108

Subay, askeri memur ve astsubaylar ile aileleri aşağıdaki hallerde askerî kara ve deniz nakil vasıtalarından faydalanabilirler :

a) Mesaiye geliş ve gidiş için ihdas edilecek servis vasıtalarından,

b) Şehir içi ev eşyası ve mahrukat nakline tahsis edilecek vasıtalardan,

c) Uzak garnizonlarda oturanların kendileri ve ailelerinin şehirle irtibatlarının temini ve çocuklarının okula götürülüp getirilmesi için ihdas edilecek servis vasıtalarından,

d) Umumi vasıtaların işlemediği garnizon ve kıtalara tâyin edilen subay, askeri memur ve astsubayların zati eşyaları ile ailesi efradı ve kendisi umumi vasıtanın en son gittiği yerden vazife mahalline kadar askerî vasıta ile götürülür ve getirilir.

Yukardaki maksatlar için nakil vasıtalarının tahsisi ve bunlardan istifade şekli talimatname ile tesbit olunur.

VIII - Sivil nakil vasıtalarından tenzilâtlı istifade

MADDE 109

Subay, askeri memur ve astsubaylar resmî elbiseli oldukları veya sivil elbise iken hüviyet kartlarını ibraz ettikleri takdirde Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ve Denizcilik Bankası nakil vasıtalarında tenzilâtlı olarak seyahat ederler.

Erbaş ve erler şehirlerarası seyahatlerde izin belgesi göstermek suretiyle tenzilâtlardan faydalanırlar. Şehiriçi seyahatlerde tenzilât için izin belgesi aranmaz.

Sevk muhtırası ile yapılacak seyahatler tam ücrete tabidir.

P) MERASİM

MADDE 110

Askeri merasimler; Askerî Merasim ve Protokol Talimatnamesi esaslarına göre yapılır.

R) HARB ESİRLERİ VE MÜLTECİLER

MADDE 111

Harb esirleri hakkında 6020 ve mülteciler hakkında da 4104 sayılı kanun hükümleri tatbik olunur.

S) TABİİ AFETLERDE YARDIM

MADDE 112

Yer sarsıntısı, yangın, su basması, yer kayması, kaya düşmesi, çığ ve benzeri tabii âfetler zuhurunda 7269 sayılı kanun ve ekleri hükümleri dahilinde hareket olunur.

T) ASKERİ ÖĞRENCİLER

MADDE 113

a) Liselerden yukarı okul, yüksek okul ve üniversitelerde okuyan askerî öğrenciler Askerî Ceza ve Askeri Muhakeme Usulü kanunları ile, bu kanunun tatbikatı bakımından askerlik mükellefiyeti altına girmiş addolunur. Ve diğer askerler hakkında tatbik olunan hükümler bunlar hakkında da aynen tatbik edilir.

b) Bütün askerî öğrenciler; subay ve askerî memurlara karşı ast durumunda olup gerek kendi aralarında ve gerekse astsubaylara ve erbaş ve erlere karşı astlık ve üstlük münasebetleri yoktur.

c) Lise, ortaokul ve eşidi okullar askeri öğrencileri; bu kanunun 14 üncü maddesinin asta tahmil ettiği vazifeleri aynen yapmaya mecburdurlar. Hilâfına hareket edenler diğer askerlerin tabi olduğu cezai müeyyidelere tabidirler.

d) Bütün askeri öğrencilerin yalnız kendileri bu kanunun (G) bölümünde belirtilen sağlık işleri ile ilgili hükümlerden ve şehiriçi ve şehirlerarası seyhatten emsali sivil talebeler gibi tenzilâtlı tarifeden istifade ederler, (j) bölümünde gösterilen hükümler dahilinde nöbet hizmetlerine sokulabilirler.

MADDE 114

Bu kanunun yukarda gösterilen esasları da gözönünde tutularak, askerî öğrenciler hakkında tatbik şekli talimatnamede ayrıca teferruatlı olarak gösterilir.

Askeri öğrenciler diğer hususlarda kendi okul talimatlarına tabidirler.

U) SİLAHLI KUVVETLERDE ÇALIŞAN SİVİL PERSONEL

MADDE 115

Silâhlı Kuvvetlerde çalışan sivil memur, müstahdem, müteferrik müstahdem ve gündelikçi sivil personel bu kanunun askerlere tahmil ettiği sorumluluk ve hizmetlerin ifası bakımından :

a) Amir vazifesi alanlar; maiyetindeki bütün askeri ve sivil personele hizmetin icabettirdiği emirleri verebilir. Ceza vermek salâhiyetleri yoktur. Maiyetin cezalandırılması icabeden hallerde en yakın askerî âmire müracaat edilir.

b) Bütün sivil personel emrinde çalıştıkları askeri âmirlere karşı ast durumunda olup bu kanunun 14 üncü maddesinin asta tahmil ettiği vazifeleri aynen yapmaya mecburdurlar. Hilâfına hareket edenler askerlerin tabi olduğu cezai müeyyidelere tabi olurlar.

MADDE 116

Sivil personelin, bu kanunun askerlere tanıdığı hak ve salâhiyetlerden faydalanmaları ve mükellefiyetleri yerine getirmeleri aşağıdaki esaslar dâhilinde olur:

a) Bu kanunun müracaat ve şikâyet bölümlerinde gösterilen usul, hak ve kayıtlara aynen tâbidirler.

b) Bu kanunun 33 üncü maddesinde gösterilen izin hakkındaki hükümlere aynen riayetle mükellef olup senelik izinleri hususi kanunlardaki esaslara göre tâyin ve tanzim olunur.

c) Hastalık ve ölüm hallerinde bütün sivil personel hakkında tabi oldukları özel kanunlar hükümleri tatbik olunur. Ancak sivil personel yalnız kendileri icabında askeri tabipler tarafından muayene ve tedavi edilebilir ve askeri hastanelere yatırılabilirler. Bu takdirde muayene ve tedavileri için gerekli ilâç, iaşe ve malzeme bedelleri, tabi oldukları hususi kanunlarına göre temin ve tedarik edilemediği takdirde Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığı bütçelerinden ödenir.

d) Sivil personel Silâhlı Kuvvetlerde gördükleri hizmetlerin hususiyetleri göz önüne alınarak bu kanunun 77 nci maddesi gereğince nöbet hizmetlerine sokulabilirler.

e) Sivil personelin yalnız kendileri ordu pazarlan ve askeri kantinlerden aynen ve askerler gibi, askeri nakil vasıtalarından ise bu kanunun 108 inci maddesi hükmünden faydalanabilirler.

f) Sivil personelin vazifedeki kıyafetleri, Kıyafet Kararnamesinde gösterildiği gibidir.

MADDE 117

Bu kanunun yukarıda gösterilen esaslar da gözönünde tutularak Silâhlı Kuvvetlerde çalışan sivil personel hakkında tatbik şekli talimatnamede ayrıca teferruatlı olarak gösterilir.

MADDE 118

Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce muhtelif kanunlarda geçen erat tâbiri «erbaş ve er» olarak değiştirilmiştir.

MADDE 119

2771 sayılı Ordu Dahili Hizmet Kanunu ile tadil ve ekleri ve 2850 sayılı Kanunla tadil edilen 1111 sayılı Askerlik Kanunun 1 inci maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 120

Bu kanunda mevcudolan hükümlerin Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinde, barış ve savaşta ve düşman karşısında tatbik şekli Milli Savunma Bakanlığınca hazırlanacak talimatname ile ayrıca tâyin ve tafsil olunur.

MADDE 121

Bu kanunun sağlık işlerine alt 57 - 70 inci madde hükümleri 1 Mart 1961 tarihinde diğer hükümleri yapılacak talimatname ile birlikte 27 Mayıs 1961 tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 122

Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.