Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Suç : 2863 sayılı Yasaya Muhalefet

Hüküm : CMK’nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması ile; 2863 sayılı Kanunun 65/b, TCK’nın 62/1, 52/2, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 2863 sayılı Kanunun 65/b, TCK’nın 62/1 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2010 tarihli ve 2010/79 esas, 2010/791 karar sayılı kararının 28/12/2010 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 27/06/2014 tarihinde 5833 sayılı Kanun ile değişik 61A/1 maddesinde tanımlanan marka hakkında tecavüz suçunu işlediği ve İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 03/12/2014 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair İstanbul 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2015 tarihli ve 2015/5 Esas, 2015/39 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinde; taşınmazın vasfının “altında dükkanı olan kargir apartman” olduğu, tapu kaydında taşınmazın zemin +2 normal kat+ çekme bina şeklinde görüldüğü, sanığın da aşamalardaki beyanlarında, taşınmazı satın aldığında bodrum+zemin+iki katlı betonarme bina olduğunu, belediyeden bakım onarım izni aldığını, depreme dayanıklı hale getirmek için bakım onarım iznini aşan çalışmalar yaptığını, ancak yeni bina yapmadığını beyan ettiği, fakat; 10.12.2010 tarihli bilirkişi raporunda; izinsiz ve ruhsatsız bodrum+zemin+2 normal katlı bina inşa edildiği yönünde kanaat bildirildiği ve sanığın dava konusu taşınmaza yeniden bir bina mı inşa ettiği, yoksa edinme tarihinde mevcut olan bina üzerinde bir takım müdahalelerde mi bulunduğu hususunda tereddüt hasıl olduğu anlaşılmakla;

Mahallinde fen, sanat tarihçi ve inşaat bilirkişisi refakatinde yeniden keşif icra edilerek; kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları gibi teknik verilerden yararlanılmak suretiyle binanın yapım tarihi, sanığın dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binayı yıkıp yeniden yaptırıp yaptırmadığı, yeniden yaptırmayıp edinme tarihinde mevcut bina üzerinde müdahalede bulunmuş ise; sanığın beyanında; izin kapsamını aşan çalışmalar yaptığını ikrar ettiği de göz önüne alınarak; sanığın hangi müdahalelerinin Eminönü Belediye Başkanlığının 25.12.2008 tarihli onarım iznini aşan uygulamalardan olduğunun, müdahalenin niteliğinin (esaslı-basit) açık şekilde tespiti, yine bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmaza komşu olan eski esere zarar verildiğinin belirtildiği, ancak ne şekilde zarar verildiği konusunda herhangi bir açıklama bulunmaması karşısında rapordaki kanaatin soyut nitelikte kaldığı anlaşılmakla, sanığın eylemi neticesinde eski eserde zarar oluşup oluşmadığı tereddütsüz şekilde belirlenerek, zarar meydana gelmiş ise; 2863 sayılı Kanun 65/1. maddesi gereğince, zarar meydana gelmemiş ise ; dava konusu taşınmazın bağlı bulunduğu Fatih Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunup bulunmadığı araştırılarak, eylemin basit müdahale niteliğinde olması halinde veya esaslı müdahale niteliğinde olup KUDEB bulunması halinde 65/4, esaslı müdahale niteliğinde olup KUDEB yok ise 65/1. maddesi gereğince sanığın hukuki durumumun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,

Kabule göre de;

Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5728 sayılı Kanunun 408. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/b maddesinde; 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası öngörülmüş olmasına rağmen, temel cezanın 1 yıl hapis cezası ve 30 gün adli para cezası şeklinde tayini,

Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak CMUK'un 326/son maddesi gereğince sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 23/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.