Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptâline ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

Davacı, davalıya ait evin toplam 7 adet pvc pencere imalâtını gerçekleştirdiğini, işin KDV dahil toplam 4.130,00 TL bedelle yaptığını, alacağını tahsil edemediğinden takip başlattığını, itiraz nedeniyle takibin durduğun, itirazın iptâline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı ise alacağın zamanaşımına uğradığını, borcun ödendiğini, davacı tarafından gönderilen faturayı iade ettiklerini, davacı tarafından ibraname verildiğini, davanın reddine karar verilmesini ve %40’tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davanın açıldığı 16.09.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un amaç başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir." hükmü bulunmaktadır. Kanun'un tanım başlıklı 3. maddesinin (1) bendi, "Sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi", (k) bendi, "Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi", (1) bendi "Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de

dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder" şeklindedir. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir. Açıklanan hususlar gözetildiğinde eser sözleşmesi ilişkisinin de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer yanın ise satıcı/sağlayıcı olması gerekir. Bu koşulların bulunması halinde tüketici işleminden ve sonuçta da görevli mahkemenin "tüketici mahkemesi" olduğundan söz edilebilecektir. Somut olayda davacı tüketici olup, davaya bakma görevi de tüketici mahkemelerinindir.

Ayrıca görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınmalıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Bolu’da ayrı bir tüketici mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi yok ise ara karar ile tüketici mahkemesi sıfatıyla işin esasına girilip, sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.