Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalılar ... ve ... yönünden kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı ... yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, dava dışı ...'nin genel kredi sözleşmesi gereğince müvekkili bankadan kullandığı krediye davalıların kefil olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar, yapılan ödemelerin banka tarafından dikkate alınmadığını, alacak miktarının yanlış olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalıların sözleşmede kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, davalı ...'in kefalet limitinin 500.000 TL, ...'in kefalet limitinin 850.000 TL, ...'in kefalet limitinin 350.000 TL olduğu, ayrıca ...'in 130.000 TL tutarında üçüncü şahıs ipoteği verdiği, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalılara ihtarname gönderildiği, davalı ...'e çıkartılan ihtarnamenin bila tebliğ iade edildiği, davalı ...'in 17.10.2012 tarihi itibariyle davalı ...'in ise takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davalıların çek sözleşmesinde kefil olarak imzaları olmadığından çek bedeli kredisinden sorumlu olmadıkları, davalı ...'in takip tarihi itibariyle işlemiş faizler ve feriler ile birlikte kefalet borcunun 110.217,49 TL olduğu, borç miktarının ipotek miktarından az olduğu, davacı bankanın davalı .. yönünden öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması gerekirken doğrudan ilamsız takibe başvurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davalılar ... ve ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalılar ... ve ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İpotek akit tablosunun incelenmesinde, ipotek veren ...'in söz konusu ipoteği kendi borcunun teminatı olarak değil asıl borçlunun borcunun teminatı olarak verdiği anlaşılmıştır.

İİK'nun 45. maddesi hükmü asıl borçlu için sevk edilmiş olup kefiller hakkında uygulanmaz. İİK'nun 45. maddesinde amaç bir borcun ipotekle temin edilmesi halinde alacaklının öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmasının zorunlu olduğudur. Ancak ipotek tutarının borcu ödemeye yetmemesi halinde alacaklı tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile aşan kısım için haciz yolu ile takip yapabilir. İcra takibinde alacaklı tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla takip yaptığından müteselsil kefil olan ...'in TBK'nun 586/1. maddesi dikkate alınarak borçtan sorumlu olduğu gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.