Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

DAVACILAR : ... ve Ark,

DAVALILAR : ... ve Ark.-...-... ve Ark.

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan 15/07/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 04/07/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile davalılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... ve davalı ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleriyle davalıların ... ilçesi, ... mah. 105 pafta, 397 ada 65 parsel ile tapuda kayıtlı olan arsa üzerinde yapılı binada kat maliki olduğu, bağımsız bölümlerin arsa paylarının oluşturulmasında bağımsız bölümlere değerleri ile orantılı bir tahsis yapılmadığı, ileri ki safhalarda sorunlar doğuracağı ihtimali ile arsa paylarının düzeltilmesinin zorunluluğu ile karşılaşabileceği bu nedenle taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümlerin mevcut arsa paylarının değerleri ile mütenasip ve adaletli bir düzenlemenin yapılması istenilmiş, mahkemece; ...,..., ..., ... (yeni malik ...), ... adına açılan davanın yönetim planı imzalandığından reddine, davacılar vekilinin diğer davacılardan ..., ..., ..., ..., ... ve ... mirasçıları ..., ... ..., ... yönünden 23.09.2014 tarihli son bilirkişi raporu doğurultusunda kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... mah'de kain 105 pafta, 397 ada, 65 parsel sayılı taşınmazın arsa paylarının düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm bir kısım davacılar vekili Av. ..., bir kısım davalılar vekili Av. ..., davalı ... vekili Av. ... tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 3. maddesinde; kat mülkiyeti veya kat irtifakının, bu mülkiyete konu olan anayapının bağımsız bölümlerinden her birine kat irtifakının kurulduğu tarihteki, doğrudan doğruya kat mülkiyetine geçilme halinde ise, bu tarihteki değeri ile oranlı olarak tahsis edilen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulacağı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değeri ile oranlı olarak tahsis edilmediği hallerde, her kat maliki veya kat irtifakı sahibinin arsa payının düzenlenmesi için mahkemeye başvurabileceği hükme bağlanmıştır. Arsa payı düzenlemesinin yeniden yapılabilmesinin ilk şartı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olmasıdır. Bu

hususa dayalı istemlerde mahkeme tüm kanıtları değerlendirerek bağımsız bölümün değeri ile bölüme özgülenen arsa payını karşılaştırıp denklik sağlamaya çalışmalıdır. Söz konusu işlem yapılırken de, bağımsız bölümlerin cinsi, bulunduğu kat, alanı, ısınma sistemi, aydınlanması, mimari kullanımı ve konumu, cephesi ve manzarası gibi hususlar değerlendirme için esas alınır; değerlendirmeye esas alınacak tarihten sonraki imar durumu ile cins ve manzara değişiklikleri, bakım ve onarım çalışmaları sebebiyle meydana gelen değer artış ve eksilmeleri dikkate alınmaz.

Somut olayda dava konusu taşınmazda 08.10.1974 olan kat irtifakına geçiş tarihinde; bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmadığı ve kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerlerinin yukarıda açıklanan unsurları ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu bilirkişi kurulunca açıkca saptanmadığı gibi, kat irtifakının kurulduğu tarihten bu yana geçen uzun süre içerisinde arsa paylarına herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Açıklanan sebeplerle arsa payının düzeltilmesi davasının reddi yerine, herhangi bir değerlendirme ve gerekçe içermeyen soyut ve genel ifadeli bilirkişi raporu esas alınarak kabulü doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile davalılar ... ve arkadaşları vekili ile ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ne göre 1480 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar ... ve arkadaşlarına verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/07/2017 günü oy birliği ile karar verildi.