Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Zimmet suçundan sanık T. Ş.’ın yapılan yargılanması sonunda; atılı suçtan mahkümiyetine dair, Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 29.09.2005 gün ve 2005/316 Esas, 2005/331 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

5237 sayılı Yasanın 43. maddesi ile yapılan artırımın 6 yıl 3 ay yerine 6 yıl olarak tayinindeki isabetsizlik sonuç cezanın 5 yıl 2 ay 15 gün olarak doğru belirlenmesi karşısında bozma nedeni sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

5237 sayılı TCK.nun 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı gözetilmeden, bunu da kapsayacak biçimde hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar 53/1. maddede yer alan bütün haklardan ve bunları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi,

Muhtar ve Çiftçi Malları Koruma Birliği Başkanı olması sebebiyle suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında, 53/5. madde gereğince cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddedeki hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanması gerektiği gözetilmeden, 53/1-d maddedeki hak ve yetkilerden yasaklamasına karar verilmesi,

Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16.12.2008 gün ve 2008/146-235 sayılı Kararına göre mağdurun belli olması ve maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilebileceği durumlarda zimmetin maddi konusunu oluşturan değerlerin müsaderesine karar verilemeyeceği gözetilmeden kazanç müsaderesine hükmedilmesi,

Kanuna aykırı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.