H. M. G. vereseleri A. S. vesaire vekilleri avukat Y. S. Y. ile hazine vekili avukat A. D. aralarındaki tescil davasının yapılan yargılaması sonunda, davalılar adına kayıtlı olan tapunun iptaliyle veraset ilamı dairesinde davacılar adlarına tapuya tesciline dair, Mersin 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 5.4.1973 gün ve 962/216 sayılı hükmün, süresinde Yargıtayca incelenmesi davalı hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü.
Dava konusu taşınmazın evvelinin tapuda kayıtlı bulunduğu iddia ve savunmayla tesbit edilmiştir. Kadastroca 12.8.1944 tarihinde tahdid ve tescil olunan 86 sayılı parsel A. evlatları M. ve F. uhdesinde bulunmaktadır. Kütüğün beyanlar hanesinde işbu taşınmaza 1062 sayılı kanun uyarınca hazinece el konduğu belirtilmiştir. Dava konusu yerin kadastrodan evvel Mart/1339 tarih 12 sıra numarasında kayıtlı olduğu mübrez senette açıklanmış ve keyfiyet davacılar tarafından doğrulanmıştır. Kayıt maliklerinin Suriye uyruklu oldukları hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık mevcut değildir. 1062 sayılı mukabelei bilmisil kanununun verdiği yetkiye dayanarak hükümetimizce 1966 yılına kadar çıkarılan müteaddit kararname ve bunların tatbik şeklini gösteren yönetmelik hükümlerine göre Suriye uyruklu kişilere ait taşınmazlar üzerindeki tasarruf hakkı, devir ve ferağ işlemleri, taşınmaz üzerine aynî hak tesisi gibi muameleler tahdide tabi tutulmuştur. Bu hale göre, 1966 yılına kadar bu kabil taşınmazların ahar şahıslara devri olanaksızdır. 1. 10.1966 tarihli kararname ile bunun uygulama şeklini gösteren ve 17.10.1966 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan yönetmelik hükümlerine göre Suriye uyruklu kişilere ait taşınmazlara hazinece el konulmuştur. Bu durumda mülkiyet yönünden Suriye uyruklu kişilerin Türkiye'deki taşınmazları tahdide tabi tutulmuş olduğundan bu şahıslar tarafından yapılan her türlü satış ve benzeri işlemler geçersiz bulunmaktadır. Gerçekten 1944 tarihinde yapılan kadastroda bu durum gözönünde tutularak taşınmaz Suriye uyruklu kişiler adına tahdit ve o yolda tescil edilmiştir. Taşınmazın tapuda kayıtlı bulunması ve açıklanan kararname hükümlerine göre satışına kanuni olanak bulunmaması ve zilyetlik vesair şekilde iktisabı mümkün olmadığı gibi 1.10.1966 tarihli kararname ile bu kabil taşınmazlar üzerine bina yapılması da yasaklanmış bulunduğundan Medeni Kanunun 650. ve müteakip maddelerin uygulanması hususunun da söz konusu olamayacağının nazara alınmaması isabetsiz ve hazinenin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve temyiz dilekçesinde yersiz alınan 39000 kuruş harcın iadesine 22.1.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.