Dosya olarak kaydet: PDF - WORD
Görüntüleme Ayarları:
Salt metin olarak göster (Kelime işlemcilere uygun görünüm)
Değişikliklere ilişkin notları gizle

Konsolide metin - yürürlükte değil (Sürüm: 21)

BAŞLANGlÇ

(A) KANUNU MEDENİNİN TATBİKİ:

MADDE 1

Kanun, lafziyle veya ruhiyle temas ettiği bütün meselelerde mer'idir. Hakkında kanuni bir hüküm bulunmıyan meselede hakim örf ve adete göre, örfü adet dahi yok ise kendisi vazıı kanun olsaydı bu meseleye dair nasıl bir kaide vazedecek idiyse ona göre hükmeder.

Hakim hükümlerinde, ilmi içtihatlardan ve kazai kararlardan istifade eder.

(B) MEDENİ HAKLARIN ŞÜMULÜ:

I - Umumi vazifeler:

MADDE 2

Herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifada hüsnüniyet kaidelerine riayetle mükelleftir.

Bir hakkın sırf gayri izrar eden suiistimalini kanun himaye etmez.

II - Hüsnü niyet:

MADDE 3

Bir hakkın doğumu için kanunen hüsnü niyet şart kılınan hallerde asıl olan, onun vücududur. Ancak, icabı hale göre kendisinden beklenen ihtimamı sarfetmiyen kimse hüsnü niyet iddiasında bulunamaz.

III - Hakimin takdiri:

MADDE 4

Kanun takdir hakkı verdiği ve icabı hale yahut muhik sebeplere nazaran hüküm vermekle mükellef tuttuğu hususlarda hakim, hak ve nasfetle hükmeder.

(C) BORÇLARIN UMUMİ KAİDELERİ:

MADDE 5

Akitlerin inikadına ve hükümlerine ve sukutu sebeplerine taallük eden borçlar kısmında beyan olunan umumi kaideler medeni hukukun diğer kısımlarında dahi caridir.

(D) BEYYİNE:

I - Beyyine külfeti:

MADDE 6

Kanun, hilafını emretmedikçe tarafeynden her biri müddeasını ispata mecburdur.

II - Resmi sicil ve senetler:

MADDE 7

Resmi sicil ve senetlerin doğru olmadığı sabit oluncaya kadar münderecatı ile amel olunur. Bu münderecatın doğru olmadığını ispat, bir şekil mahsusa bağlı değildir.

BİRİNCİ KİTAP

Şahsın Hukuku

BİRİNCİ BAP

Hakiki şahıslar

BİRİNCİ FASIL

Şahsiyet

(A) ŞAHSİYET:

I - Medeni haklardan istifade:

MADDE 8

Her şahıs medeni haklardan istifade eder. Binaenaleyh kanun dairesinde haklara ve borçlara ehil olmakta herkes müsavidir.

II - Medeni hakların kullanılması:

1 - Mevzuu

MADDE 9

Medeni hakları kullanmağa salahiyettar olan kimse iktisaba da iltizama da ehildir.

2 - Şartları

a) Umumiyet itibariyle

MADDE 10

Mümeyyiz olan reşit, medeni hakları kullanmağa salahiyettardır.

b) Rüşt

MADDE 11

Rüşt, on sekiz yaşın ikmaliyle başlar. Evlenme, kişiyi reşit kılar.

c) Kazai rüşt

MADDE 12

On beş yaşını ikmal eden küçük, kendi rızası ve ana ve babasının muvafakatı ile mahkemei asliyece mezun kılınabilir.Vesayet altında ise, vasi de dinlenir.

d) Temyiz kudreti

MADDE 13

Yaşının küçüklüğü sebebiyle yahut akıl hastalığı veya akıl zayıflığı veya sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden biriyle makul surette hareket etmek iktidarından mahrum olmayan her şahıs, Kanunu Medenice mümeyyizdir.

III - Medeni hakları kullanmağa ehliyetsizlik:

1 - Umumiyet itibariyle:

MADDE 14

Mümeyyiz olmayan ile küçükler ve mahcurlar medeni hakları kullanmak salahiyetinden mahrumdurlar.

2 - Temyiz kudretini haiz olmamak:

MADDE 15

Mümeyyiz olmayan şahsın tasarrufu, hukuki bir hüküm ifade etmez. Kanunda muayyen istisnalar bakidir.

3 - Temyiz kudretini haiz küçük veya mahcur:

MADDE 16

Mümeyyiz bulunan küçükler ile mahcurlar, kanuni mümessillerinin rızaları olmadıkça bizzat kendi tasarruflariyle iltizam edemezler. Ivazsız iktisapta ve münhasıran şahsa merbut hakları kullanmakta bu rızaya muhtaç değillerdir. Haksız fiillerinden mütevellit zararlardan mesuldurlar.

IV - Hısımlık ve sıhri hısımlık:

1 - Kan hısımlığı:

MADDE 17

Hısımlığın derecesi, nesillerin adedi ile taayyün eder. Birbirinin sulbünden gelenler arasındaki hısımlık usul ve füru hısımlığı ve birbirinin sulbünden gelmeyip te müşterek bir sulpten gelenler arasındaki hısımlık civar hısımlığıdır.

2 - Sıhrî hısımlık:

MADDE 18

Karı ve kocadan her birinin kan hısımları diğerinin aynı derece sıhrî hısımları olur.

Evlenmenin zevaliyle, sıhrî hısımlık zail olmaz.

V - İkametgah:

1 - Tarifi:

MADDE 19

Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden ziyade ikametgahı olamaz.

Bu fıkranın hükmü, ticari ve sınai müesseseler hakkında cari değildir.

2 - İkametgahın değiştirilmesi:

MADDE 20

Bir ikametgahın değişmesi, yenisinin ittihazına mütevakkıftır. Bir kimsenin evvelce bir ikametgahı mevcut olduğu tayin edilemediği veyahut memaliki ecnebiyedeki ikametgahını terketmekle beraber Türkiyede henüz yeni bir ikametgaha sahip olmadığı takdirde elyevm sakin olduğu mahalle, ikametgahı nazariyle bakılır.

3 - Kanuni ikametgah:

MADDE 21

Kocanın ikametgahı karının ve ana ve babanın ikametgahı velayetleri altındaki çocuğun ve mahkemenin bulunduğu yer vesayet altındaki kimsenin ikametgahı addolunur.

İkametgahı belli olmayan kimsenin karısı veya kocasından ayrı yaşamağa mezun olan kadın kendisine ayrı bir ikametgah ittihaz edebilir.

4 - Müesseselerde bulunmak:

MADDE 22

Mektebe devam için bir yerde bulunmak veya bir terbiye müessesesine, bir hastaneye ve darülacezeye ve bir ceza müessesesine konulmak ikametgah ittihazını tazammun etmez.

(B) ŞAHSİYETİN HİMAYESİ:

I - Umumiyet itibariyle:

1 - Devir ve takyit yasağı ve istisnaları

MADDE 23

Kimse, medeni haklardan ve onları kullanmaktan kısmen olsun feragat edemez.

Kimse, hürriyetini ferağ edemediği gibi kanuna veya adabı umumiyeye mugayir surette takyit dahi edemez.

Ancak, yazılı rıza üzerine insan kökenli biyolojik maddelerin alınması, aşılanması ve nakli mümkündür. Şu kadar ki, biyolojik madde verme borcu altına giren kimse aleyhine ifa talebinde bulunulamayacağı gibi maddi ve manevi tazminat davası da açılamaz.

2- Tecavüz halinde

a) İlke

MADDE 24

Hukuka aykırı olarak şahsiyet hakkına tecavüz edilen kişi, hakimden, tecavüzde bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.

Şahsiyet hakkı ihlal edilenin rızasına veya üstün nitelikte bir özel ya da kamu yararına veya kanunun verdiği bir yetkiye dayanmayan her tecavüz hukuka aykırıdır.

b) Dava hakları

MADDE 24/a

Şahsiyet hakkı hukuka aykırı olarak tecavüze uğrayan veya bir tecavüz tehlikesi karşısında bulunan kişi, tecavüze son verilmesini veya tecavüz tehlikesinin önlenmesini talep edebileceği gibi, sona ermesine rağmen etkisi devam eden tecavüzün hukuka aykırılığının tespitini ve gerekiyorsa kararın yayınlanmasını ya da üçüncü kişilere bildirilmesini talep edebilir.

Maddi ve manevi tazminat davaları açma hakkı ile birlikte bu tecavüzden elde edilen kazançları vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca talep etme hakkı saklıdır.

Manevi tazminat talebi karşı tarafça kabul edilmedikçe devredilemez ancak miras yoluyla intikal eder.

Davacı şahsiyet haklarının himayesi için kendi ikametgahı veya davalının ikametgahı mahkemesinde de dava açabilir.

Davacı aynı zamanda maddi ve manevi tazminat ile vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca tecavüzden elde edilen kazancın kendisine verilmesini birlikte talep etmiş ise, bu davaları da kendi ikametgahı mahkemesinde de açabilir.

II - İsim üzerindeki hak:

1 - İsmin himayesi:

MADDE 25

İsmi ihtilafa mahal veren kimse, hakimden hakkının tanınmasını talep edebilir. İsmi gasbolunmasiyle mutazarrır olan kimse, bunun menini ve taksir vukuu takdirinde maddi tazminat talebi hakkına halel gelmemek üzere maruz kaldığı haksızlığın mahiyeti icabediyorsa manevi tazminat namiyle bir meblağ itasını da talep edebilir.

2 - İsmin değişmesi:

MADDE 26

Muhik sebeplerden binaen bir kimse isminin değiştirilmesini isteyebilir. İsmin değişmesi nüfus siciline kayıt ve ilan olunur.

Şahsın ismi değişmekle ahvali değişmez.

Bir ismin değişmesinden mutazarrır olan kimse ıttıla gününden itibaren bir sene içinde tebdil kararına itiraz edebilir.

(C) ŞAHSİYETİN BAŞLANGICI VE SONU:

I - Doğum ve ölüm:

MADDE 27

Şahsiyet, çocuğun sağ olarak tamamiyle doğduğu andan başlar ve ölüm ile nihayet bulur.

Çocuk sağ doğmak şartiyle ana rahmine düştüğü andan itibaren medeni haklarından istifade eder.

II - Sağlığın ve ölümün ispatı:

1 - Beyyine külfeti:

MADDE 28

Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin vücudunu yahut öldüğünü yahut muayyen bir zamanda veya diğer bir şahsın vefatında sağ bulunduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispata mecburdur.

Hangisinin evvel veya sonra öldüğünü tayin mümkün olmaksızın ölenler, bir anda ölmüş sayılırlar.

2 - Ahvali şahsiye beyyineleri:

a) Umumiyet itibariyle:

MADDE 29

Doğum ve ölüm nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus sicilinde kayıt bulunmaz veya mevcut kaydın doğru olmadığı tahakkuk ederse keyfiyet her hangi bir delil ile ispat olunabilir.

Doğumdan sonra meydana gelen cinsiyet değişikliğinin asgari sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi halinde nüfus sicilinde gerekli düzeltme yapılır. Bu konuda açılacak davalarda cinsiyeti değiştirilen kişi evli ise, eşe de husumet yöneltilir ve aynı mahkeme, varsa ortak çocukların velayetinin kime verileceğini de tayin eder, cinsiyet değişikliği kararının kesinleştiği tarihte, evlilik kendiliğinden son bulur.

b) Ölüme karine:

MADDE 30

Ölüsü bulunamıyan bir kimse ölümüne muhakkak nazariyle bakılmağı icab edecek ahval içinde kaybolmuş ise o kimse hakikaten ölmüş addolunur.

III - Gaiplik kararı:

1 - Umumiyet itibariyle:

MADDE 31

Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya çoktan beri kendisinden haber alınamıyan bir kimsenin ölümü pek muhtemel görünürse, hakları ölüme muallak kimselerin talebi hakim gaipliğe karar verebilir.

Salahiyettar hakim gaibin Türkiyedeki son ikametgahı hakimdir; eğer gaip Türkiyede asla ikamet etmemiş ise nüfus sicilinde mukayyet bulunduğu ve bu kayıt yoksa pederinin mukayyet olduğu mahallin hakimidir.

2 - Usulü muhakeme:

MADDE 32

Gaiplik kararı talep olunabilmek için, ölüm tehlikesinden en aşağı bir sene yahut gaibin son haberinden beş sene geçmiş olmak lazımdır.

Hakim, gaip hakkında malümatı olan kimseler muayyen bir müddet içinde malümatlarını bildirmek için usulü dairesinde ilan edilen bir tebliğ ile davet eder. Bu müddet birinci ilan tarihinden itibaren en aşağı bir senedir

3 - Talebin sukutu:

MADDE 33

Kaybolan kimse, ilan müddeti bitmeden meydana çıkar veya kendisinden haber alınır yahut öldüğü tarih tebeyyün ederse gaiplik talebi sakit olur.

4 - Hükmü:

MADDE 34

İlan semeresiz kaldığı takdirde hakim, gaiplik kararını verir. Ölüme mütaallik haklar, tıpkı gaibin ölümü tebeyyün etmiş gibi kullanılır. Gaiplik kararı ölüm tehlikesi yahut son haber gününden itibaren hüküm ifade eder.

İKİNCİ FASIL

Ahvali şahsiye sicil kayıtları

(A) UMUMİYET İTİBARİYLE:

I - Sicil:

MADDE 35

Ahvali şahsiye, buna mahsus sicil kayıtları ile taayyün eder.

Bu sicillin nasıl tutulacağı ve kanunun emreylediği beyanların nasıl ve kimler tarafından yapılacağı, nizamnamesine tabidir.

II - Memurlar:

MADDE 36

Ahvali şahsiye sicilleri, her halde Devletçe mansup memurları tarafından tutulur. Ahvali şahsiye kayıtlarını tutmak ve suretlerini vermek bu memurlara mahsustur.

Yabancı memleketlerdeki Türkiye temsilcilerine, Dışişleri Bakanlığının teklifi, İçişleri Bakanlığının katılması ve Başbakanın onayı ile nüfus memurluğu yetkisi verilebilir.

III - Mesuliyet:

MADDE 37

Ahvali şahsiyeyi kayıtla mükellef nüfus memurları, kendilerinin ve maiyetlerinin kusurlarından ileri gelen zarardan şahsan mesuldürler.

IV - Tashih:

MADDE 38

Hakimin hükmü olmadıkça ahvali şahsiye sicillinin hiç bir kaydı tashih edilemez.

(B) DOĞUM SİCİLLİ:

I - Doğumun bildirilmesi:

MADDE 39

Her doğum bir ay içinde nüfus memuruna bildirilir. Anası babası belli olmayan bir çocuk bulan kimse, çocuğu Hükümete teslim eder.

II - Tadile uğrayan kayıtlar:

MADDE 40

Ahvali şahsiyede vukua gelen değişmeler ezcümle evlenme haricinde doğan bir çocuğun babası tarafından tanınması, hakimin babalığa hükmetmesi, nesebin tashihi, evlatlık edinme veya bulunmuş bir çocuğun nesebi taayyün etmek hususlarından ileri gelen tebeddüller alakadarların talebi veya resmi bir iş'ar üzerine sicilde ait olduğu künye kenarına yazılır.

(C) ÖLÜM SİCİLLİ:

I - Ölümün bildirilmesi:

MADDE 41

Her ölüm ve bulunan her ölü, nihayet on gün içinde nüfus memuruna bildirilir.

II - Ölüsü bulunmayan:

MADDE 42

Bir kimse ölümüne muhakkak nazariyle bakılmağı icabedecek haller içinde kaybolursa, ölüsü bulunmamış bile olsa mahallinin en büyük mülkiye memurunun emriyle künyesine ölmüş kaydı düşürülebilir. Bununla beraber her alakadar, kaybolan kimsenin ölü veya sağ olduğunun hakim tarafından hükmedilmesini talep edebilir.

III - Gaiplik kararı:

MADDE 43

Gaiplik kararı hakimin iş'arı ile ölüm sicilline kaydolunur.

IV - Kayıtların tashihi:

MADDE 44

Sicille düşürülen bir kaydın doğru olmadığı anlaşılmak veya hüviyeti meçhul diye kaydedilen bir kimsenin hüviyeti tayin olunmak veya gaiplik kararı feshedilmek sebepleri ile zaruri olan sicil tashihleri, künyesinin kenarına şerh verilmek suretiyle icra edilir.

İKİNCİ BAP

Hükmi şahıslar

BİRİNCİ FASIL

Umumi hükümler

(A) HÜKMİ ŞAHSİYET:

MADDE 45

Başlı başına mevcudiyeti haiz olmak üzere teşekkül eden cemiyet ve şirketler ile kendilerine has bir mevcudiyeti ve muayyen bir gayesi bulunan müesseseler, sicillerine kayıtlarını icra ettirmekle şahsiyet iktisabederler.

Gayeleri kanuna ve ahlaka mugayir olan cemiyet ve şirketler ve müesseseler şahsiyet iktisabedemez.

(B) MEDENİ HAKLARDAN İSTİFADE:

MADDE 46

Hükmi şahıslar; cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış icabı olarak ancak insana has olanlardan maada bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler.

(C) MEDENİ HAKLARI KULLANMAK SALAHİYETİ:

I - Şartları:

MADDE 47

Hükmi şahısların medeni hakları kullanmağa salahiyeti, kanuna ve nizamnamelerine göre bu husus için muktazi uzuvlara malik olmalariyle başlar.

II- Kullanmak tarzı:

MADDE 48

Hükmi şahsın iradesi, uzuvları vasıtasiyle ifade olunur. Uzuvlar; hukuki tasarrufları veya diğer herhangi fiilleri ile hükmi şahsı ilzam ederler. Uzuvların irtikabettiği kusurlar şahsan kendilerini dahi mesul kılar.

(D) İKAMETGAH:

MADDE 49

Hükmi şahsın ikametgahı, nizamnamesinde hilafına hükümler bulunmadıkça muamelelerinin tedvir olunduğu mahaldir.

(E) ŞAHSİYETİN ZEVALİ:

I - Malların tahsisi:

MADDE 50

Zeval bulan hükmi şahsın malları kanunda, nizamnamesinde veya tesis senedinde hilafına hükümler bulunmaz yahut salahiyettar uzvu hilafına karar vermiş olmazsa gayesinin taalluk ettiği hukuku amme müesseselerine intikal eder. Bu malların evvelki ciheti tahsisi mümkün mertebe muhafaza edilir. Gayesi kanuna veya adaba umumiyeye mugayir olduğu için hakim tarafından feshedilen hükmi şahsiyetlerin malları, hilafına dair olan şartlara bakılmaksızın hukuku amme müessesesine intikal eder.