Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı şirketin eğitim kurumlarında 2003'ten bu yana aralıksız olarak belirsiz süreli iş sözleşmesi ile tam zamanlı çalıştığını, 2013 Ocak ayından bu yana ücretinin ödenmediğini ve ... primlerinin yatmadığını, müvekkilinin onaltı haftalık doğum iznini sömestr tatili başlangıcı olan 28 Ocak 2013'ten itibaren kullanmaya başladığını, dört buçuk hafta sonra 1 Mart 2013'te doğum yaptığını kalan onbir buçuk haftalık iznini ise doğum sonrasında kullanmak suretiyle 19 Mayıs 2013'te tekrar iş başı yaptığını, yaşadığı sağlık problemi nedeniyle iki gün ve on gün olmak üzere toplamda oniki günlük iki sağlık raporu aldığını ve Haziran başında tekrar işine başladığını, müvekkilinin işine dönmesinden sonra davalı şirketin kurumda artık davacıya ihtiyaç kalmadığını belirterek haklarını vermemek için istifaya zorladığını, Ocak 2013'ten bu yana maaşının ödenmemesine rağmen iyiniyetli olarak çalışmaya devam ettiğini, davalı işverenin kötüniyetli uygulamalarının devam etmesi üzerine ... 2. Noterliğinin 23/07/2013 tarih ve 18384 yevmiye nolu ihtarmanesinin keşide etmek suretiyle iş akdini haklı sebeple feshetmek zorunda kaldığını, aldığı son ücretin 1.450,00 TL olduğu halde ...'ya daha düşük gösterildiğini, 2003 yılından bu yana yaklaşık 170 günlük yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını ve ücretinin de ödenmediğini, Ocak 2013'ten iş sözleşmesinin feshettiği 23 Temmuz 2013'e kadar ücretinin de ödenmediğini belirterek, kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin, ücret ve fazla mesai ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, öğretmen olan davacının doğum izni sonrası kendisinin işi bıraktığını ve başka bir işyeri ile sözleşme imzalayıp işe başladığını, ücretlerinin ödendiğini, ders saati ücreti ile çalıştığını, fazla mesai çalışmasının olmadığını, dershanenin de özel okullar gibi yazın kapandığını ve tatil yapıldığını, izin kullandığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 01/10/2003 ile 14/09/2004, 27/09/2005 ile 08/08/2007 ve 10/09/2007 ile 23/07/2013 tarih aralıklarında iki dönem halinde davalı ve davalı ile iş yeri devri bağı bulunan özel doruk etüt eğitim merkezi Ö. Muhsin Yılmaz ünvanlı iş yerinde öğretmen olarak çalıştığı, fazla çalışmalarının tanık beyanı ile kanıtlandığını, iş sözleşmesi davacı tarafından 23.07.2013 tarihinde feshedilmiş ise de davacının dava dışı Toros koleji ile imzaladığı 28/06/2013 tarihli sözleşmeyle işi bırakma iradesini ortaya koyduğu, feshin haklı nedene dayanmadığı, kıdem tazminatına hak kazanmadığı, kullanmadığı izni ve ödenmeyen ücretleri bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Özel öğretim Kurumlarında görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; öncellikle 5580 sayılı Yasa ve buna göre çıkarılan yönetmelik hükümlerine, 4857 sayılı İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve sosyal güvenlik yönünden 5510 sayılı kanun hükümlerine, Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevzuatına tabidir.

Kurumlarda görevlendirilecek diğer personelle yapılacak iş sözleşmeleri, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun hükümlerine göre yapılır(Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği. Mad. 43/7).

Yönetmeliğin 10. maddesine göre “Okullarda, resmî okullar için hazırlanan yıllık çalışma takvimi uygulanması esas olmakla birlikte, valilikçe kabul edilmesi hâlinde ayrı bir çalışma takvimi de düzenlenebilir. Okullar dışındaki kurumlarda günlük çalışmalar 07.00 ile 23.00 saatleri arasında yapılır. Ders saatinin süresi, 45 dakikadır. Uygulamalı dersler blok hâlinde 90 dakika olarak yapılabilir. Eğitim personelinin toplam ders saati sayısı okullarda 30, diğer kurumlarda 40 saati geçemez.” Bu düzenleme nedeni ile eğitim personelinin çalışma süresi ders saatine göre belirlenmelidir.

Dosya içeriğine göre davalı özel öğretim kurumu ile fen bilgisi öğretmeni arasında düzenlenen sözleşmede, açıkça davacının haftalık 40 ders saati vereceği kararlaştırılmıştır. Kanunda ve sözleşmede haftalık 40 saate değil, ders saatine yer verildiğinden 4857 sayılı İş Kanunu’nun haftalık 45 saat esası uygulanamayacaktır. Davacı haftada 40 saatten fazla ders verdiğini kanıtlayamadığından, ek ders ücreti veya fazla çalışma ücreti talep edemez. Davacının 40 saati aşan haftalık ek dersleri saptanmadan fazla mesai ücretine karar verilmesi hatalıdır.

3- 5580 Sayılı Özel Eğitim Kurumları kanununun 9. Maddesinin 1. Fıkrasına göre “Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile özel öğretim kurumunu temsil eden kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli (Eğitim ve Öğretim yılı) olmak üzere yönetmelikteki esaslara göre yazılı olarak yapılmalıdır”.

Davacının tabi olduğu kanununa dayanılarak çıkarılan MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde eğitim elemanlarının izni düzenlenmemiş, ancak yönetmeliğin 63. Maddesinde açıkça “yönetmelikte yer almayan hususlarda, resmi benzeri kurumların mevzuat hükümlerinin uygulanacağı” belirtilmiştir. Davacı ile yapılan sözleşmede davacının 5580 sayılı Yasa ve T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelik hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi benzeri okullar için yayınladığı MEB İzin Yönergesinde ise Yıllık İzin başlıklı 7. maddesinin (1) fıkrasında "Öğretmen dışındaki memurlar, kendilerine ikinci görev olarak okul/kurum yöneticiliği verilenler ve yüz yüze eğitim yapılmayan eğitim kurumlarında görevli öğretmenlerden hizmet süresi bir yıldan on yıla kadar olan(on yıl dahil) olanların yıllık izin süreleri yirmi gün, on yıldan fazla olanların ise otuz gündür." Şeklinde düzenleme mevcuttur. Aynı maddenin (10) fıkrasında ise" Öğretmenler yaz ve dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Bunlara ayrıca yıllık izin verilmez." hükmü bulunmaktadır.

Açıklanan düzenlemeler nedeni ile özel öğretim kurumları kanunu kapsamında çalışan davacıya izin yönünden MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin atfı nedeni ile MEB izin yönergesinin 7/10 maddesi uygulanacaktır.

O halde yıllık ücretli izin konusunda davacının okulların tatil olduğu yaz sezonunda fiilen çalışıp çalışmadığı, idari görevde olup olmadığı, araştırılmadan yıllık ücretli izin kullanmadığı gerekçesi ile karşılığı ücret alacağının kabulü de isabetsizdir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.