Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının ... Kızılay Kan Bağış Merkezinde 10/09/2007 tarihinden itibaren kan alma personeli olarak ağır şartlarda çalıştığını, doğumu nedeni ile 08/07/2010 - 08/01/2011 tarihleri arasında izinli olduğunu, sonrasında 08/01/2011 tarihinde yeniden çalışmaya başladığını, çalışma şartlarının ağırlığı nedeni ile işten ayrıldığını, sonrasında İdari amirlerinin talebi ve iş şartlarının iyileştirileceği taahhüdü ile 04/03/2013 tarihinde yeniden işe başladığını, işe başladığında pozisyonunun ve maaşının düştüğünü, çalışma şartlarının değişmediğini ve zor olduğunu, çalıştığı yerde kamera kaydının yapıldığını ve bundan rahatsız olduğunu, bunun üzerine 24/04/2014 tarihli ihtarname ile iş akdini fesh ettiğini, kan almak için taşraya çıktıklarını, yolların engebeli olduğunu, bayan için çalışma şartlarının uygun olmadığını, mesaisinin 23,00'lere kadar sürdüğünü iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının 10/09/2007 tarihinde başladığı çalışmasını 01/08/2011 tarihinde ailevi sebepler ile kendisinin sona erdirdiğini, davacının işinin kan almak olduğunu ve kan almak için taşraya çıkılmasının normal olduğunu, davacının bunu bilerek çalışmaya başladığını, bu nedenle çalışma şartlarının zorluğuna tabi olarak iş akdinin haklı sebeplerle fesh edilemeyeceğini, davacıya doğumu üzerine 6 aylık ücretsiz izin verildiğini, daha fazla izin verilmesi yükümlülüklerinin olmadığını, bu nedenle davacının 10/09/2007-01/08/2011 tarihleri arasındaki çalışması için kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, davacının bilahare işe girmek için yeniden başvuruda bulunduğunu, bunun üzerine 04/03/2013 tarihinde yeniden işe başladığını, ancak 02/05/2014 tarihinde ailevi sebeplerle iş akdini sona erdirdiğini, mesaisinin 08.00 - 17.30 saatleri arasında olduğunu, davacının ikinci kez çalışmaya başladığında yeni bir iş sözleşmesi imzaladığını, davacının işinin kan almak olduğunu ve kan almak için taşraya çıkılmasının normal olduğunu, davacının bunu bilerek çalışmaya başladığını, bu nedenle çalışma şartlarının zorluğuna tabi olarak iş akdinin haklı sebeplerle fesh edilemeyeceğini, sözleşmeye göre davacının aldığı ücretin fazla çalışmalarını da kapsadığını, davacının haftada 40 saat çalıştığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalıya ait işyerinde 10/09/2007 - 31/07/2011 ile 04/03/2013 - 02/05/2014 tarihleri arasında kan alma uzmanı olarak çalıştığı, davacının 10/09/2007- 31/07/2011 tarihleri arasındaki çalışmalarına ilişkin olarak bizzat 19/07/2011 tarihli dilekçe ile ailevi sebeplerden dolayı iş akdini 01/08/2011 tarihi itibari ile feshettiği, 04/03/2013 - 02/05/2014 tarihten arasındaki çalışmalarına ilişkin olarak bizzat 02/04/2014 tarihli dilekçe ile "düzensiz çalışma şartlarının aile bütünlüğünü bozduğunu" gerekçe göstererek iş akdini 02/05/2014 tarihi itibari ile feshettiği, davacının davalı işyerinde kan alma personeli olarak farklı zamanlarda iki kez işe girdiği, her iki işe girişi sırasında da iş yoğunluğunu ve çalışma şartlarını bildiği, ancak bu yoğunluğa dayanamaması nedeni ile her iki çalıştığı sürelerin sonunda iş akdini bizzat kendisi feshettiği, yasal düzenlemeye göre bu durumun işçinin haklı fesih sebepleri arasında yer almadığı, davacının normal mesaisinin 08,30 -17,30 arası olduğu, haftada 3 kez ilçelere gidildiği ve ilçelere gidilmesi halinde mesainin ise 07,30 - 21,00/22,00 arası olduğu, fazla mesai yapılması halinde karşılık olarak izin verildiği, dosya kapsamında davacının 10/09/2007 - 31/07/2011 ile 04/03/2013 - 02/05/2014 tarihleri arasındaki çalışmalarına İlişkin ücret bordrolarda fazla mesai tahakkuku bulunmadığı, davacının normal mesaisinin 08,30 -17,30 olduğu, bir saat öğlen dinlenmesinin olabileceği, buna göre de davacının normal mesailerinde günlük 30 dakika fazla mesaisinin, davacının ilçelere gitmesi halinde mesaisinin genelleme yapılır ise 07,30 - 21,30 arası olabileceği, bir saat öğlen dinlenmesinin var olduğu kabul edildiğinde günlük 5,5 saat fazla mesainin bulunduğu, bu durumda davacının haftalık 18 ve günlük 3 saat fazla mesaisinin olduğu kabul edilmesi gerektiği, davalı taraf süresinde zaman aşımı itirazında bulunduğu, bu durumda davacı lehine dava tarihinden geriye 5 yıl için hesaplama yapılacağı, davacının 08/07/2010 - 08/01/2011 tarihleri arasındaki doğum izni ile çalıştığı süre içinde aldığı sair izinler ve dini milli bayram, genel tatil İzinleri de dikkate alınarak, davacının fazla mesai ücreti hakkının bulunduğu ve 0906/2009 - 07/07/2010 - 09/01/2011 - 31/07/2011 ve 04/03/2013 - 02/05/2014 tarihleri arasına ilişkin fazla mesai ücreti alacağı bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı, kıdem tazminatı ve fazla mesai alacağı için toplam 12.000,00 TL talep ederek dava açmış ancak bu miktarın ne kadarının fazla mesai ne kadarının kıdem tazminatı için istendiği hususunda bir açıklamaya yer vermemiş, davanın safahatında da herhangi ayrıştırma yapmamıştır.

Davacı vekili, bilirkişinin kıdem tazminatı hesabı yapmadığı raporu sonrasında verdiği ıslah dilekçesinde kıdem tazminatı istememiş, dava dilekçesi ile talep edilen 12.000,00 TL’nin tamamı fazla mesai ücreti için talep edilmiş gibi fazla mesai alacağı talebini ıslah etmiştir. Bu şekilde yapılan ıslah sonrasında kıdem tazminatı istemine ilişkin miktar hiç kalmadığından, davacı vekilinin de ıslah dilekçesi ile ayrıştırma yaptığı da söylenemeyeceğinden mahkemece dava dilekçesi ile talep edilen 12.000,00 TL’nin yarısının kıdem tazminatı, diğer yarısının ise fazla mesai ücreti olarak talep edildiği kabul edilerek sonuca gidilmelidir. Bu açıklamaya göre fazla mesai ücreti bakımından dava dilekçesi ile istenen miktar 6.000,00 TL, ıslah ile artırılan miktar 6.016,11 TL olmak üzere toplam talep 12.016,11 TL olduğundan, kıdem tazminatı için istenen miktarın fazla mesai alacağı olarak değerlendirilmesi hatalıdır.

3- İş hukukunda çalışma olgusunu iddia eden işçi, karşılığı ücretin ödendiğini de işveren kanıtlamalıdır.

Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Kayıt var ise kayıtlı dönem için tanık beyanları esas alınamaz.

Davalı işveren bazı dönemler için puantaj kaydı sunmuştur. Davacının fazla mesai alacağı talebi bakımından davalı işyerinin sunmuş olduğu puantaj kayıtları dikkate alınmaksızın tanık beyanları ile sonuca gidilmiş olması da hatalıdır. Mahkemece puantaj sunulan dönem için puantajlar, varsa puantaj sunulmayan dönem için ise tanık beyanları ile sonuca gidilmeli, bu yapılırken de belgelerle ispat edilen dönem için de takdiri indirime gidilemeyeceği de gözden kaçırılmamalıdır.

İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Dosyada mevcut, taraflar arasındaki ilk döneme ilişkin hizmet akdine göre fazla mesai ücreti, ücrete dahil edildiğinden davacının ilk dönem çalışması olan 10/09/2007-31/07/2011 tarihleri arasındaki çalışmasında yıllık 270 saat fazla mesainin dışlanması gerekirken bu hususun gözden kaçırılması da fazla mesai hesabı bakımından hatalı olmuştur.

Son olarak fazla mesai hesabında davacının istirahatli olduğu dolayısıyla çalışmadığı Haziran 2009 - Ekim 2009 tarihleri arasında çalışma yapılmış gibi hesap yapılması da hatalı olmuştur.

Mahkemece fazla mesai hesabı bakımından yukarıda izah olunan bozma nedenlerini karşılayan yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmelidir.

4- 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinin II. fıkrasının e ve f bentlerinde ücretlerin sözleşme ve yasa hükümlerine göre ödenmemesi ve çalışma koşullarının sağlanmaması işçiye haklı fesih hakkı vereceği belirtilmiştir. Davacı 24/04/2014 tarihli ihtarnamesi ile ilk dönem çalışmasından sonra iş şartlarının düzeltileceği önerisi ile tekrar işe başladığını ancak herhangi bir değişiklik yapılmadığını, fazla çalışması nedeniyle aile bütünlüğünün bozulması sebebiyle iş akdini sonlandırmış olup ihtarnamesinde açıkça fazla mesai yaptığına değinmiş ve feshin esas sebebi olarak bu durumu göstermiştir. Mahkemece davacının ödenmemiş fazla mesai ücretinin bulunduğunun kabul edilmesine rağmen yazılı gerekçeyle ikinci dönem için kıdem tazminatı talebinin reddi yerinde değildir. Mahkemece yapılacak iş, bir önceki bozma içeriğine göre yeniden yapılacak değerlendirme sonucunda davacının fesih tarihi itibariyle ödenmemiş fazla mesai ücretinin bulunduğunun tespiti halinde fazla mesai gerekçe gösterilerek yapılan feshin haklılığını gözetip talep gibi ikinci dönem çalışması için hesaplanacak kıdem tazminatına hükmetmek, davacının ödenmemiş fazla mesai ücretinin bulunmadığının tespiti halinde ise şimdiki gibi karar vermektir.

5- Davalı kurumun harçtan muaf olduğunun gözetilmemesi de ayrıca hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

F) SONUÇ:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.