Taşıma aktinin teminatı olarak verilen ve akit ifa edilmiş olmasına rağmen iade edilmeyen teminat mektubunun geri verilmesi konusunda açılan davada taşıtan tarafından ileri sürülen zamanaşımı defi sebebiyle
Yargıtay Ticaret Dairesinin 21/11/1952 gün ve
1) Taahhütleri ihtiva eden sözleşmelerde çok defa taraflardan biri, karşı tarafın vecibesini yerine getireceği konusunda geçerli bir banka teminatı istemekte ve bankalarca verilen bu gibi taahhüt belgelerine teminat mektubu denilmektedir. Banka teminat mektupları bir bakımdan üçüncü şahısın fiilini taahhüt niteliğinde olup daima yazılı şekilde düzenlenmektedir. Bu mektupta genellikle bankanın sorumlu olacağı en yüksek miktar rakamla gösterilmektedir. Bankanın sıfatı, teminatı veren olduğundan, taahhüdü; esas sözleşmeyi yapan taraflardan ve esas akitten ayrı ve tamamıyla müstakildir. Bankanın taahhüdü lehdarın borcunun geçerliliğine ve varlığına bağlı olmaksızın garanti taahhüdü olarak tecessüm eder. Banka bu teminat mektubu ile bir sözleşmeye bağlanmış şahsın vecibesini yerine getirmesini ve yerine getirmediği takdirde teminatı alan şahıs için doğacak tehlikeleri kısmen veya tamamen üzerine alır.
Bir kimse, asıl borçlunun ileri sürebileceği itirazlara bakılmaksızın borcun yerine getirilmemesinden doğan zararın tazminini kabul etmesi halinde, o kimse garanti veren durumundadır. Üçüncü şahsın fiilini garanti eden, yani bu şahsın bir şey yapacağını başkasına vaat eden şahıs müstakil bir taahhüt altına girmiş olup, o şeyin yerine getirilmemesi halinde müspet ve karşılık mahiyette zarar ve ziyan tediyesine mecburdur. Garanti aktinin kefaletten farkı; kefilin borcu feri mahiyeti haiz, yani asıl borca munzam ikinci derecede bir taahhüt olduğu, kefil borcun tediye edilmemesi halinde tazminat vermeyi değil asıl borçluca icrası lazım olan taahhüdün ifasını, yani borcu ödemeyi üzerine aldığı halde garanti veren kimsenin borcu, feri değil müstakil niteliği taşımış olmasıdır. Garanti veren, asıl taahhüdün icrasıyla değil, zarar ve ziyan tediyesiyle yükümlüdür.
Teminat mektubunu veren banka, bir borç yüklendiğinden bu aktin borçlusu ve teminatı alan ise alacaklısı durumundadır. Sözleşme hükümlerini yerine getirme yönünden fiili taahhüt edilen üçüncü şahıs ise bu garanti sözleşmesinin taraflarından değildir. Bu garantinin geçerli olabilmesi için-, bu fiilin üçüncü şahıs tarafından yapılabileceğinin düşünülmesi yeterlidir. Teminat altına alınan sonucun gerçekleşmesi halinde bu taahhüt ortadan kalkar.
2) içtihat aykırılığı bulunan olaylarda taşıyıcının taşıma sözleşmesinin gereklerini yerine getireceği konusu banka tarafından verilen teminat mektubu ile taşıtan lehine teminat altına alınmış, ;taşıma akti yerine getirilmiş, teminat altına alınan fiiller gerçekleşmiş, teminat mektubunun iadesi gerektiği halde verilmediğinden, bu mektubun geri verilmesi hakkında dava açılmıştır. davada taşıtan zamanaşımı definde bulunmuştur. Çözümlenmesi gereken konu; teminat mektubunu taşıyıcıya iade etmeyen davalı taşıtanın
Taşıma sözleşmesinin tarafları (taşıtan) ve (taşıyıcı); teminat mektubu ile taahhüt edilen garanti aktinin tarafları ise (taşıtan) ile (Banka) dır. Kendi fiili taahhüt edilen taşıyıcı, yaptığı banka muamelesinden dolayı banka ile bu konuda bir anlaşmaya girmiş ve o anlaşmaya uygun olarak komisyon ödemiş ve karşı garanti göstermiştir. Taşıma aktinin ifası sonunda bu mektubu alıp bankaya iade edecek, ona karşı mükellefiyetlerinden kurtulacaktır.
Bu durumlar, banka teminat mektubunun taşıtana verilmesi ve bankanın taşıyıcının fiilini taahhüdü, taşıma aktinin dışında ve ondan tamamıyla ayrı olduğunu göstermektedir. Teminat mektubunun bankadan taşıyıcı tarafından alınıp taşıtana verilmesi fiili ne bu akte ve ne de mektubun taşıyıcı tarafından iadesinin istenilmesi olayına taşıma akli vasfını vermez. Bu itibarla teminat senedinin iade edilmesine dair davada
3 Borcun ödenmesi üzerine borçlu senedin geri verilmesini veya iptalini istemek hakkına sahiptir. Garanti edilen neticenin tahakkuk etmiş olması halinde dahi durum aynıdır. Garanti alanın, taahhüdüdü muhtevi mektubu veren bankaya veya ona iade edilmek üzere fiili taahhüt edilen kimseye iade etmesi lazımdır. Bu mektubun iade edilmemesi üzerine açılan dava, bir alacak davası olmayıp bir belgenin iadesi veya bu belgenin hükmünü kaybetmiş olması itibariyle iptali davasıdır. Böyle bir davada iade hükmü ile iptal hükmü arasında bir farklılık düşünülemez. Elinde bu belgeyi tutan yani garanti alan, taahhüt edilen fiilin tamamen yerine getirilmediğini beyanla savunmada bulunabilir. Muhtevasının hükmü kalmadığından bahisle iadesi veya iptali istenilen bir belgeyi elinde tutan tarafın aleyhine açılan davada davacının o belgeyi geri istemekte hukuki yararı bulunduğu müddetçe zamanaşımı; itirazı ileri sürülemez. Esasen hakimin vereceği iade veya iptal) kararı o belgenin yerini alacağından ve belgenin maddi bir değeri bulunmadığından zamanaşımı söz konusu olamaz. Sonuç :
Taşıma aktinin teminatı olarak verilen ve akit ifa edilmiş olmasına rağmen iade edilmemiş bulunan teminat mektubunun iadesi hakkında taşıyıcının taşıtan aleyhine açtığı davada, taşıtan tarafından