Zarar kavramı, genel çerçevede, ikiye ayrılmaktadır: Maddi zarar ve manevi zarar.…
Maddi zarar; kişinin malvarlığında rızası dışında yaşanan eksilme, şeklinde tanımlanabilir
Manevi zarar kavramının tanımı açısındansa öğretide bir fikir birliğinin bulunmadığı…
Bu görüşler arasında daha eski olan ve bugün hala Türk öğretisinde baskın olan görüş,…
Sübjektif görüşü savunan bazı yazarlar, bu görüşü, tüzel kişilerin de manevi tazminat…
Bizim de benimsediğimiz objektif görüşe göre, manevi zarar, kişinin iradesi dışında…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yakın tarihli bir kararında(18)…
“…Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir. Bunlar kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK m.24), isme saldırı (TMK m.26), nişan bozulması (TMK m.121), evlenmenin butlanı (TMK m.158/2), boşanma (TMK m.174/2) bedensel zarar ve ölüme neden olma (818 sayılı BK m.47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesi (818 sayılı BK m.49) olarak sıralanabilir…”…
Öte yandan, bu görüşlerden hangisi benimsenirse benimsensin, bir manevi zarardan…
Bu noktaya kadar izah ettiğimiz üzere, dar ve teknik anlamıyla tazminat yaptırımının…
Markanın itibar kaybetmesine dayalı tazminat talebinin bu ayrımlardaki yerinin tespit…
