Bir görüşe göre, azil nedeninin bildirilmesi gereği dürüstlük kuralına dayanmaktadır.…
Yargıtay uygulamasının da bu hususta birlik içinde olduğundan söz etmek mümkün değildir.…
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 15.5.1980 tarihli, 1600/6365 sayılı bir başka kararında
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin de, 26.03.1989 tarihli, 1687/2109 sayılı kararı, 4.…
Buna karşılık, doktrinde bir görüş, Yargıtay’ın, azil nedeninin sonradan da ileri…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 11.10.2006 tarihli ve 13-610/639 sayılı kararında konuyu…
“…davalı taraf cevap dilekçesinde tüm savunmalarını sebepleriyle birlikte bildirmek zorundadır. Cevap dilekçesinin davacıya tebliğinden sonra, savunma sebepleri genişletilemez ve değiştirilemez; eş söyleyişle, cevap dilekçesinde bildirilmeyen def’iler ileri sürülemez; ayrıca, cevap dilekçesindeki savunmanın dayandırıldığı olgular da genişletilemez ve değiştirilemez. Öğreti ve uygulamada “savunmanın genişletilmesi yasağı” veya “savunmayı genişletme yasağı” olarak adlandırılan bu yasağın istisnaları da aynı maddede gösterilmiştir. Bunlar; davacının muvafakati, ıslah ve müddeabihin temlikidir. Davalı vekilinin, esasa cevap süresinin uzatılmasına ilişkin 12.10.2004 tarihli cevap dilekçesindeki isteminin mahkemece zımnen reddedilmiş olması karşısında, esasa cevap süresinin geçmesinden sonra verdiği 17.11.2004 ve 10.12.2004 tarihli dilekçelerinde, 12.10.2004 tarihli cevap dilekçesinde yer almayan başka azil sebepleri bildirmesinin, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu açıktır.”…
ifadelerine yer verdikten sonra, uyuşmazlık konusu olayda, savunmanın genişletilmesi…
“Davalı vekilinin savunmanın genişletilmesi mahiyetindeki 17.11.2004 günlü dilekçesinden sonraki 18.11.2004 günlü oturumda bizzat hazır bulunan davacılardan Av. M.U., davalı tarafın savunmayı genişlettiğine ve buna muvafakati bulunmadığına dair bir beyanda bulunmamıştır.…
… Başka bir ifadeyle, söz konusu ibarelere göre davacılar vekilinin beyanı, Usul Hukuku’na ilişkin bir müessese olan savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı davranışta bulunulduğu yönündeki bir itirazı değil; tersine, maddi hukukun kapsamında bulunan ve aşağıda değinilen “vekalet ilişkisinde, müvekkilin, azil ihtarında belirttiği azil sebebiyle bağlı olup olmadığı” konusuna ilişkin bir itirazı ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, davacı tarafın yukarıda belirtilen hukuksal çerçeveye uygun şekilde savunmanın genişletilmesine yönelik bir itirazının varlığından söz edilemez.”…
Hukuk Genel Kurulu, bu durumda davacı tarafın, savunmanın genişletilmesine zımnen…
Karar öncelikle bu açıdan ele alınacak olursa, HUMK. m. 202, 6100 sayılı HMK m. 141…
Öncelikle, azilnamede gösterilen bir nedenin dava sırasında değiştirilmesi savunmanın…
Eski HUMK. m. 202’ye göre, savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı, dava…
HMK. m. 141/I’e göre ise, “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir.” Bu…
Davacının olduğu gibi, davalının da davaya cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde gösterdiği…
Yukarıda saymış olduğumuz olgular, yasağın istinası olmayıp doğrudan doğruya kapsamına…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, savunmanın genişletilmesine ilişkin açıklamalarından…
Hukuk Genel Kurulu kararına göre, “Özetle; müvekkilin azil bildiriminde gösterdiği sebeple bağlı bulunduğu, sonradan başka sebepler ileri süremeyeceği yönündeki görüşün, Borçlar Kanunu bakımından herhangi bir…
Hukuk Genel Kurulu ayrıca, davacıların avukatlık mesleğini icra etmeleri nedeniyle,…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi de 16.11.2017 ve 03.04.2019(135)…
