Hakim hükümlerinde, ilmi içtihatlardan ve kazai kararlardan istifade eder.
- Doküman Bilgileri
- İndirme seçenekleri
- Referans kopyala
- Görüntüleme Ayarları
-
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Konsolide metin - yürürlükte değil (Sürüm: 21)
madde:
No.: 743
Kabul Tarihi: 04.04.1926
Yürürlüğe Giriş Tarihi: 04.04.1926
Son Değişiklik Tarihi: 01.01.2002
Bu Sürümün Yürürlük Tarihi: 01.01.2002 - 01.01.2002
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Standart, Profesyonel veya Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
BAŞLANGlÇ
(A) KANUNU MEDENİNİN TATBİKİ:
Kanun, lafziyle veya ruhiyle temas ettiği bütün meselelerde mer'idir. Hakkında kanuni bir hüküm bulunmıyan meselede hakim örf ve adete göre, örfü adet dahi yok ise kendisi vazıı kanun olsaydı bu meseleye dair nasıl bir kaide vazedecek idiyse ona göre hükmeder.
(B) MEDENİ HAKLARIN ŞÜMULÜ:
I - Umumi vazifeler:
Herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifada hüsnüniyet kaidelerine riayetle mükelleftir.
Bir hakkın sırf gayri izrar eden suiistimalini kanun himaye etmez.
II - Hüsnü niyet:
Bir hakkın doğumu için kanunen hüsnü niyet şart kılınan hallerde asıl olan, onun vücududur. Ancak, icabı hale göre kendisinden beklenen ihtimamı sarfetmiyen kimse hüsnü niyet iddiasında bulunamaz.
III - Hakimin takdiri:
Kanun takdir hakkı verdiği ve icabı hale yahut muhik sebeplere nazaran hüküm vermekle mükellef tuttuğu hususlarda hakim, hak ve nasfetle hükmeder.
(C) BORÇLARIN UMUMİ KAİDELERİ:
Akitlerin inikadına ve hükümlerine ve sukutu sebeplerine taallük eden borçlar kısmında beyan olunan umumi kaideler medeni hukukun diğer kısımlarında dahi caridir.
(D) BEYYİNE:
I - Beyyine külfeti:
Kanun, hilafını emretmedikçe tarafeynden her biri müddeasını ispata mecburdur.
II - Resmi sicil ve senetler:
Resmi sicil ve senetlerin doğru olmadığı sabit oluncaya kadar münderecatı ile amel olunur. Bu münderecatın doğru olmadığını ispat, bir şekil mahsusa bağlı değildir.
BİRİNCİ KİTAP
Şahsın Hukuku
BİRİNCİ BAP
Hakiki şahıslar
BİRİNCİ FASIL
Şahsiyet
(A) ŞAHSİYET:
I - Medeni haklardan istifade:
Her şahıs medeni haklardan istifade eder. Binaenaleyh kanun dairesinde haklara ve borçlara ehil olmakta herkes müsavidir.
II - Medeni hakların kullanılması:
1 - Mevzuu
Medeni hakları kullanmağa salahiyettar olan kimse iktisaba da iltizama da ehildir.
2 - Şartları
a) Umumiyet itibariyle
Mümeyyiz olan reşit, medeni hakları kullanmağa salahiyettardır.
b) Rüşt
Rüşt, on sekiz yaşın ikmaliyle başlar. Evlenme, kişiyi reşit kılar.
c) Kazai rüşt
On beş yaşını ikmal eden küçük, kendi rızası ve ana ve babasının muvafakatı ile mahkemei asliyece mezun kılınabilir.Vesayet altında ise, vasi de dinlenir.
d) Temyiz kudreti
Yaşının küçüklüğü sebebiyle yahut akıl hastalığı veya akıl zayıflığı veya sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden biriyle makul surette hareket etmek iktidarından mahrum olmayan her şahıs, Kanunu Medenice mümeyyizdir.
III - Medeni hakları kullanmağa ehliyetsizlik:
1 - Umumiyet itibariyle:
Mümeyyiz olmayan ile küçükler ve mahcurlar medeni hakları kullanmak salahiyetinden mahrumdurlar.
2 - Temyiz kudretini haiz olmamak:
Mümeyyiz olmayan şahsın tasarrufu, hukuki bir hüküm ifade etmez. Kanunda muayyen istisnalar bakidir.
3 - Temyiz kudretini haiz küçük veya mahcur:
Mümeyyiz bulunan küçükler ile mahcurlar, kanuni mümessillerinin rızaları olmadıkça bizzat kendi tasarruflariyle iltizam edemezler. Ivazsız iktisapta ve münhasıran şahsa merbut hakları kullanmakta bu rızaya muhtaç değillerdir. Haksız fiillerinden mütevellit zararlardan mesuldurlar.
IV - Hısımlık ve sıhri hısımlık:
1 - Kan hısımlığı:
Hısımlığın derecesi, nesillerin adedi ile taayyün eder. Birbirinin sulbünden gelenler arasındaki hısımlık usul ve füru hısımlığı ve birbirinin sulbünden gelmeyip te müşterek bir sulpten gelenler arasındaki hısımlık civar hısımlığıdır.
2 - Sıhrî hısımlık:
Karı ve kocadan her birinin kan hısımları diğerinin aynı derece sıhrî hısımları olur.
Evlenmenin zevaliyle, sıhrî hısımlık zail olmaz.
V - İkametgah:
1 - Tarifi:
Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden ziyade ikametgahı olamaz.
Bu fıkranın hükmü, ticari ve sınai müesseseler hakkında cari değildir.
2 - İkametgahın değiştirilmesi:
Bir ikametgahın değişmesi, yenisinin ittihazına mütevakkıftır. Bir kimsenin evvelce bir ikametgahı mevcut olduğu tayin edilemediği veyahut memaliki ecnebiyedeki ikametgahını terketmekle beraber Türkiyede henüz yeni bir ikametgaha sahip olmadığı takdirde elyevm sakin olduğu mahalle, ikametgahı nazariyle bakılır.
3 - Kanuni ikametgah:
Kocanın ikametgahı karının ve ana ve babanın ikametgahı velayetleri altındaki çocuğun ve mahkemenin bulunduğu yer vesayet altındaki kimsenin ikametgahı addolunur.
İkametgahı belli olmayan kimsenin karısı veya kocasından ayrı yaşamağa mezun olan kadın kendisine ayrı bir ikametgah ittihaz edebilir.