Printing Options: PDF - Print/save TIFF file - Save / print (WORD)
Display setting:

T.C.

D A N I Ş T A Y

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2023/2086

Karar No : 2025/972

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı

VEKİLİ: Av. ...

2- ... Valiliği

VEKİLİ: Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Huzur ve Bakımevi Rehabilitasyon Merkezi San. ve Tic. AŞ

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Özel bakım merkezi işleten davacı şirketin hak edişlerinden 198.930,90-TL kesinti yapılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı muhasebe işlem fişinin kesinti yapılan kısmının iptali istenilmiştir

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ...sayılı kararıyla;

Davacı şirkete özürlüler hakkında yürütmekte olduğu eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin karşılığı olarak ve yasa hükmü uyarınca yapılması gereken ödemenin özel hukuk ilişkilerinden doğan bir alacak olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı, davacı kurum yetkilisinin yazılı talebi bulunsa dahi, daha önce yersiz ödeme yapıldığı gerekçesiyle davacıya 5378 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca yapılan ödemelerin protokol hükmü uyarınca taksitlendirme yapmak suretiyle kesinti yapılmasına ilişkin davalı idare işlemlerinin, Kamu Zararının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı, diğer taraftan aynı Yönetmeliğin 15. maddesinde Sayıştay ve mahkeme ilamları ile hüküm altına alındığı halde sorumluları ve/veya ilgilileri tarafından rızaen ödenmeyen kamu zararından doğan alacakların dahi 2004 sayılı Kanun (İcra ve İflas Kanunu) hükümlerine göre tahsil edileceğinin öngörüldüğü, Sayıştay veya mahkeme ilamı olmamasına rağmen idarece müfettiş raporu ile saptandığı belirtilen kamu zararının, özel hukuk kurallarından bağımsız olarak, olaydaki gibi kamu gücü kullanılmak suretiyle tahsil edilebileceğinin kabulünün mümkün bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 27/02/2019 tarih ve E:2016/299, K:2019/1541 sayılı kararıyla;

2828 sayılı Kanun'un Ek 7. maddesinde bir kamu hizmetinin ruhsat usulü ile gördürülmesinin öngörüldüğü, bu madde kapsamında bakıma muhtaç engelli bireylere verilecek bakım desteklerinden biri olarak düzenlenen, bakım hizmetinin bakım merkezlerinde verilmesine dair kamu hizmetinin, yukarıda yer alan mevzuat uyarınca özel kuruluşlar eliyle de yerine getirilebildiği,

Davacı şirket tarafından görülen hizmet karşılığında, davalı idarece mevzuatta belirlenen bakım ücretinin ödeniyor olmasının, hizmetin asıl sahibi olan davalı idare tarafından bu hizmetin satın alma yoluyla görülmesi anlamına geldiği; bu durumun, idare tarafından verilen ruhsat sonrasında özel kuruluşlar aracılığıyla görülen ve karşılığında bir ücret ödenmesi yükümlülüğünü doğuran, bir tarafta idarenin, diğer tarafında özel hukuk kişilerinin yer aldığı; aynı anda hem kamusal ve hem de özel bir yönü bulunan bir ilişkiyi doğurmakta olduğu,

5018 sayılı Kanun'un 71. maddesi uyarınca çıkarılan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesindeki, kamu zararından doğan alacakların Borçlar Kanunu hükümlerine göre takas yapılmak suretiyle de tahsil edilebileceğine ilişkin hüküm ile idareye, böyle bir ilişkinin bulunması halinde, kamu zararı nedeniyle doğan alacağını genel hükümlere göre dava açmaksızın takas suretiyle tahsil etme imkanının sağlandığı,

Uyuşmazlıkta, davacı şirkete yapıldığı ileri sürülen yersiz ödemelerin davalı idarece geri istenilmesi üzerine, davacı şirket tarafından söz konusu borca yönelik olarak davalı idareye itiraz edilerek itirazının reddedilmesinin ardından, davacı şirketin hak edişinden alacağın kesinti yapılmak suretiyle tahsili yolunda tesis edilen, bu haliyle kesin ve icraî nitelikte bulunduğu tartışmasız olan dava konusu idari işlemin iptali istemiyle açılan bu davanın idari yargının görev alanında bulunduğu ve idari yargı yerlerince yapılacak yargısal denetimde, maddi ve hukuki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerektiği,

Bu durumda, İdare Mahkemesince, davalı idarelerin alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olarak davanın tüm yönleriyle incelenerek karar verilmesi gerekirken belirtilen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E: ..., K: ... sayılı temyize konu kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ...sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, davacı şirketin hak edişinden yapılan kesintinin 5018 sayılı Kanun'un 71. maddesine istinaden çıkarılan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesinin (b) bendindeki "22/04/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre takas yapılmak" hükmü uyarınca yapıldığı, hukuka aykırı bir işlemin bulunmadığı; diğer davalı Antalya Valiliği tarafından, davacı şirketin rızaen ödeme iradesinin söz konusu olduğu, Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği uyarınca muhasebe birimlerine muhasebe kayıtlarına alma konusunda sorumluluk yüklendiği, kamu zararının tespit edilmesi, tahsilatın sağlanması, bildirilmesi ve diğer süreçlerde işlemlere ilişkin sorumluluğun tamamıyla ilgili kamu idarelerine ait olduğu, mevzuat hükümlerine uygun hareket edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile ...İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı şirket tarafından 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu kapsamında kurularak engelli bireylere bakım hizmeti veren ..., ..., ... ve ... isimli bakım merkezlerinde, davalı Bakanlık tarafından yapılan denetim sonucunda ... tarih ve ... sayılı Araştırma (Tazmin) Raporu düzenlenmiştir.

Anılan raporda, davacı şirkete ait bakım merkezlerinde 2007 yılı Temmuz ayı ile 2012 yılı Temmuz ayı arasını kapsayan dönemde mevzuat uyarınca zorunlu olarak çalıştırılması gereken personelin çalıştırılmadığı ve kuruluştan ayrılan engelliler için bakım ücreti alındığı tespit edilmiş, bu tespitler uyarınca 1.322.713,00-TL tutarında yersiz ödemede bulunulduğu kabul edilerek, Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca öncelikle ilgili özel bakım merkezlerinden tahsili yoluna gidilmesi, bunun mümkün olmaması halinde fazla ödemeye sebebiyet veren gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisinden tahsilinin uygun olacağı belirtilmiştir.

Davalı Bakanlığın ... tarih ve ... sayılı yazısı ile söz konusu kamu zararının, Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesine istinaden raporda adı geçenlerden ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte tahsil edilmesine karar verilmesinin ardından ... tarih ve ... sayılı yazı ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünden gerekli işlemlerin yapılması istenilmiştir.

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün ...tarih ve ..., ..., ..., ..., ..., ... sayılı yazıları ile özel bakım merkezlerine bir ay içerisinde ödeme yapılmadığı takdirde alacak takip dosyası hakkında idari ve hukuki işlem yapılacağına ilişkin bildirim yazıları ile ... tarih ... sayılı belirtilen süre içerisinde kamu zararının ödenmemesi halinde borcun hak edişlerden takas suretiyle tahsil edileceğine dair yazı gönderilmiş, davacı şirketin 09/07/2013 tarihinde söz konusu borca yaptığı itiraz davalı Bakanlığın ... tarih ... sayılı işlemiyle reddedilmiş ve muhasebe kayıtlarına alınan yersiz ödemeler tutarının davacı şirketin hak edişinden tahsil edilmesi için ... tarih ve ... sayılı 198.930,90-TL tutarlı dava konusu muhasebe işlem fişi düzenlenmiştir.

Bunun üzerine anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 71. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan ve 19/10/2006 tarih ve 26324 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01/01/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin işlem tarihindeki; "Kamu zararından doğan alacağın tebliği ve takibi" başlıklı 10. maddesinde;

"(1) Kamu zararından doğan alacaklar, merkezde strateji geliştirme birimlerince, taşrada ise takibe yetkili birimlerce sorumluların ve ilgililerin bilinen adreslerine imzaları alınmak suretiyle veya 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir.

(2) Kontrol, denetim veya inceleme sonucunda tespit edilen kamu zararı alacaklarının sorumlulara ve ilgililere tebliğ işlemlerine, 7 nci madde gereğince yapılacak değerlendirme işlemlerinin tamamlandığı tarihten itibaren beş iş günü içerisinde başlanır. Tebliğde; borcun miktarı, sebebi, doğuş tarihi, faiz başlangıç tarihi, ödeme yeri, yedi günlük itiraz süresi, itiraz mercii belirtilerek, söz konusu tutarın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödenmesi istenir. İtiraz merkezde strateji geliştirme birimince, taşrada ise takibe yetkili birimin en üst yöneticisince on iş günü içerisinde sonuçlandırılır. İtiraz ve itirazı değerlendirme süresi bir aylık ödeme süresini etkilemez.

(3) Sayıştay denetimi sonucunda düzenlenen sorgular ihbar kabul edilerek yapılan değerlendirme sonucuna göre tahsil edilmesi gerektiği bildirilen kamu zararı alacaklarının sorumlulara ve ilgililere tebliğinde de aynı şekilde işlem yapılır.

(4) Kesinleşen Sayıştay ilâmlarının tebliğinde 21/02/1967 tarihli ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümleri uygulanır.

(5) Adlî, idarî ve askerî mahkemelerce hükme bağlanan ve taraflara tebliğ edilen kamu zararından doğan alacaklara ilişkin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, takip işlemlerine başlanır. Yargılama sonucunda verilen tazmine ilişkin kararlardan kamu idaresini temsile yetkili hukuk birimince takip edilmeyenler, takip edilmek üzere temsile yetkili hukuk birimlerine intikal ettirilir.

(6) Kamu zararı alacaklarının yapılan tebligata rağmen sorumlular ve/veya ilgililerce süresinde rızaen ödenmemesi halinde ilgili alacak takip dosyası, sürenin bitiminden itibaren beş iş günü içerisinde, alacağın hükmen tahsili için, strateji geliştirme birimi veya taşradaki ilgili takip birimince kamu idaresini temsile yetkili hukuk birimine gönderilir.

(7) Kamu zararına neden olan mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmalin yapıldığı malî yıla ilişkin hesap ve işlemlerin Sayıştay tarafından onanmış olması, tespit edilen kamu zararından doğan alacağın takip ve tahsiline engel teşkil etmez." düzenlemesine, "Kamu zararından doğan alacağın güvence altına alınması" başlıklı 11. maddesinde;

"(1) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda ihtiyatî haciz için öngörülen şartların varlığı ve kamu idaresi üst yöneticisinin de gerekli görmesi halinde, mahkeme kararı veya Sayıştay ilâmı tebliğ edilinceye kadar, alacaklı kamu idaresince kamu alacağını güvence altına almak amacıyla yetkili mahkemeden karar alınarak, sorumluların ve ilgililerin mal, hak ve alacakları üzerine ihtiyatî haciz konulur.

(2) İhtiyatî haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde icra dairesinden kararın uygulanması talep edilir. Aksi halde ihtiyatî haciz kararı kendiliğinden kalkar. İhtiyatî haciz kararının uygulanmasında icra dairesinin gecikmesi halinde, alacaklı kamu idaresini temsile yetkili hukuk birimince kararı uygulayacak olan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine başvurularak kararın infazının sağlanması talep edilir." hükmüne, "Kamu zararından doğan alacakların tahsil şekilleri" başlıklı 12. maddesinde;

"(1) Kamu zararından doğan alacaklar, sorumlulardan ve/veya ilgililerden, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte tahsil edilir.

(2) Tespit edilen kamu zararları;

a) Rızaen ve sulh yolu ile ödenmek,

b) 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre takas yapılmak,

c) 2004 sayılı Kanun hükümleri uygulanmak,

suretiyle tahsil edilir." hükmüne, "Rızaen ve sulh yolu ile tahsilat" başlıklı 13. maddesinde;

"(1) Kamu zararından doğan alacaklar, sorumluları ve/veya ilgilileri tarafından rızaen veya ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde sulh yoluyla ödenebilir.

(2) Oluştuğu tarih itibarıyla onaltı yaşından büyükler için tespit edilen asgarî ücretin bir aylık brüt tutarının yarısını geçmeyen alacaklar, merkezde üst yöneticinin, taşrada ise idarenin en üst yöneticisinin izni ve sorumlunun ve/veya ilgilinin kabul etmesi koşuluyla, tebliğ tarihini izleyen aybaşından itibaren aylığından kesilerek rızaen tahsil edilir.

(3) Bu tutarları aşan alacağın ödenmesinin ilgili mevzuat çerçevesinde sulh yolu ile sağlanması halinde, sulh işleminin kesinleştiği tarihi izleyen aybaşından itibaren sorumlunun ve/veya ilgilinin aylığından kesilerek tahsil edilebilir.

(4) Aylıklardan yapılacak kesinti tutarı, sorumlulara ve/veya ilgililere yapılan her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil bir aylık net ödemelerinin dörtte birinden az, üçte birinden çok olamaz." hükmüne, "Takas suretiyle tahsilat" başlıklı 14. maddesinde;

"(1) Kamu zararı alacakları, sorumluların ve ilgililerin kamu idaresiyle olan özel hukuk ilişkilerinden doğan alacaklarından 818 sayılı Kanun hükümlerine göre takas suretiyle tahsil edilebilir.

(2) Takas suretiyle tahsil için;

a) Alacaklı kamu idaresi ile sorumlu ve/veya ilgilinin karşılıklı olarak alacaklı ve borçlu durumunda olmaları,

b) Takas edilecek borç ve alacağın nakit olması,

c) Takas edilecek borç ve alacağın her ikisinin de vadesinin gelmiş olması,

ç) Takas yapılmadan önce sorumluya ve/veya ilgiliye alacağının borcuna takas suretiyle mahsup edileceğinin bir yazı ile bildirilmesi veya alacağını talep ettiği zaman borcu ile takas edileceğinin beyan edilmesi, gerekir.

(3) Borç ve alacaktan birisi şarta bağlı bulunuyorsa veya henüz vadesi gelmemiş ise takas yapılamaz." hükmüne, "İcra yoluyla tahsilat" başlıklı 15. maddesinde;

"(1) Sayıştay ve mahkeme ilâmları ile hüküm altına alındığı halde sorumluları ve/veya ilgilileri tarafından rızaen ödenmeyen kamu zararından doğan alacaklar, 2004 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

(2) Kamu idarelerinin strateji geliştirme birimleri ile taşradaki takibe yetkili birimleri tarafından öncelikle tapu, banka, vergi dairesi, trafik şubesi ve sosyal güvenlik kurumları olmak üzere ilgili yerlerden sorumluların ve ilgililerin malvarlığı araştırması yapılarak veya yaptırılarak alacak takip dosyası tamamlanır ve icra takibatı yapılmak veya gereken hallerde yetkili mercilerden takipten vazgeçme onayı alınmak üzere kamu idaresini temsile yetkili hukuk birimine gönderilir.

(3) Takipten vazgeçme onayı, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde 8/1/1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanun hükümlerine göre, kapsamdaki diğer kamu idarelerinde ise özel mevzuatlarındaki hükümlere göre alınır." hükmüne, "Diğer Hükümler" başlıklı 22. maddesinde;

"Kamu zararından doğan alacakların takip ve tahsilinde aşağıda belirtilen hükümlere uyulur.

a) Kamu zararından doğan alacakların sorumlularca ve/veya ilgililerce rızaen veya sulhen ödenmemesi halinde alacak takip dosyası, genel hükümlere göre takibat yapılmak ve dava açılmak üzere, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince o yerdeki muhakemat müdürlüğü veya hazine avukatlığına gönderilir. Hazine avukatı bulunmayan yerlerde dava ve icra işleri kamu idaresi yöneticileri tarafından takip edilir. Genel bütçe dışındaki diğer kamu idarelerinde söz konusu dosya hukuk birimine gönderilir.

b) Alacağın takibinden sorumlu birim yöneticileri, mahkemeye veya icraya intikal ettirilen alacakların takibinin hangi aşamada olduğunu ilgili hukuk birimleri nezdinde izlemek, icra dairelerince tahsil edildiği bildirilen paraların muhasebe biriminin veznesine veya banka hesabına yatırılmasını ve sorumluların ve/veya ilgililerin borçlarına mahsubunu sağlamak zorundadırlar.” hükmüne yer verilmiştir.

2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun Ek 7. maddesinin 3. fıkrasında, bakıma ihtiyacı olan engellilere sunulacak bakım hizmet modeline ve kapsamına, bakım hizmetinden yararlanabileceklerin başvuru şekline, bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak kuruluşlara açılış izni verilmesine, çalışmasına, denetimine, ücretlendirilmesine, idari para cezalarının ve kapatılma işlemlerinin uygulanmasına, özel bakım merkezlerine bakım hizmeti karşılığı yapılacak ödemelere ve bakım hizmeti veren resmî kurumlara yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esasların, Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirleneceği hükmü yer almış; dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 16/08/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakıma Muhtaç Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği'nin "Ücret Tahsili" başlıklı 41. maddesinin 2. fıkrasında, bakıma muhtaç engelli bireyin bakım ücretinin Bakanlık tarafından ödenmesi hâlinde; bakım ücretinin 30/7/2006 tarihli ve 26244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre ödeneceği, ödemeye ilişkin evrakın il müdürlüğüne eksiksiz teslimini takiben olağanüstü haller haricinde beş iş günü içinde evrak incelemesi tamamlanarak ödeme işlemi başlatılacağı; işlem tarihinde yürürlükte bulunan 30/7/2006 tarihli ve 26244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesinin (c) bendinde, bakıma muhtaç özürlünün veya yasal temsilcisinin talep etmesi ve özel bakım merkezinin kabul etmesi halinde, bakım hizmetinin Genel Müdürlüğün izni ile açılmış olan özel bakım merkezlerinden alınabileceği, bu durumda bakıma muhtaç özürlülere sunulan bakım hizmeti karşılığında, bakım ücretinin merkeze il müdürlüğü tarafından ödeneceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda anılan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in işlem tarihinde yürürlükte olan hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kamu zararından kaynaklanan alacakların tahsiline ilişkin süreçte, öncelikle sorumlu kişi veya kişilere ve/veya ilgililere, alacağın tutarı, sebebi, doğuş tarihi, faiz başlangıç tarihi, ödeme yeri ile birlikte yedi günlük itiraz süresi ve itiraz merciine de yer verilmek suretiyle, söz konusu borcun tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödenmesi gerektiğini bildirir nitelikte bir tebligatın yapılması gerekmektedir.

Söz konusu kamu zararı, sorumlu kişi veya ilgililere tebligat yapılmasına rağmen yasal süresi içinde rızaen veya sulhen ödenmediği takdirde, ilgili kamu idaresi tarafından genel hükümlere göre hükmen tahsili süreci başlatılacağı ve bu çerçevede, alacağın tahsili amacıyla takip dosyasının, ödeme süresinin bitiminden itibaren beş iş günü içinde kamu idaresini temsile yetkili hukuk birimine sevk edileceği ve bu hukuk birimi aracılığıyla adli yargı yerinde alacak davası açılarak alacağın tahsilinin sağlanacağı anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Başdenetçisi tarafından düzenlenen ... tarih ve ... sayılı araştırma raporunda; özel bakım merkezinde zorunlu personel çalıştırılmadığı ve engelli ayrıldığı halde bakım ücreti alınmaya devam edildiği gerekçesiyle 2007 Temmuz - 2012 Temmuz döneminde davacı şirkete 1.325.060,15-TL tutarında yersiz ödeme yapıldığının tespit edildiği, İl Müdürlüğünce 02/07/2013 tarihli yazıyla bu tutarın bir ay içinde ödenmesinin istendiği, davacı tarafından yapılan itirazın reddedilmesi üzerine davacının hak edişlerinden, Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesinin (b) bendindeki "22/04/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre takas yapılmak" hükmüne istinaden 198.930,90-TL kesinti yapıldığı ve bu kesintinin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, davacı şirketin özel bakım merkezinde zorunlu personel çalıştırmaması ve engellinin kuruluştan ayrılmasına rağmen bakım ücreti almaya devam etmesi sebebiyle oluştuğu ileri sürülen kamu zararının, ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca idarece doğrudan ve kamu gücüne dayalı bir işlemle geri alınmasının mümkün olmadığı, bu tür bir talebin ancak adli yargıda genel hükümlere göre açılacak bir alacak davası ile ileri sürülebileceği, söz konusu davada mahkeme tarafından zararın ödenmesi gerektiği yönünde karar verilmesi hâlinde, davacı şirketten bu bedelin tahsil edilmesinin mümkün olduğu, davalı idarece, bu yargı yoluna başvurulmadan ve davacı şirketin itirazı bulunmasına rağmen, Borçlar Kanunu hükümlerine dayanılarak ve davacının rızası olmaksızın, şirketin hak edişlerinden idari işlemle kesinti yapılmak suretiyle söz konusu tutarın geri alınmasına yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesinin temyize konu ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,

2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,

3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/04/2025 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyize konu ısrar kararının, Danıştay Onuncu Dairesinin 27/02/2019 tarih ve E:2016/299, K:2019/1541 sayılı kararında yer alan gerekçeler doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.