Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı aracın davacının arkasında yolcu olarak bulunduğu motosiklete arkadan çarpması sonucunda davacı İ. İ.'ın ciddi şekilde yaralandığını, ayağının kırıldığını ve tedavisinin devam ettiğini, olaydan dolayı maddi zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.500,00 TL.nın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, olay nedeniyle müvekkiline her hangi bir bilgi ve belgenin ulaştırılmadığını, sigortalının kusur oranıyla ve poliçe limitiyle sorumlu olduklarını ve davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dava konusu edilen tazminatın olay tarihindeki sigorta poliçe limiti (teminatı) kapsamında bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazasında zarar gören 3.kişinin maddi tazminat istemine ilişkin olup, davalı sigorta şirketi zarara neden olan aracın trafik (ZMSS) sigortacısıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı

yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.

Trafik kazasında kişinin yaralanmasının doğal bir sonucu olan maluliyet hali 2918 Sayılı Kanunun 85.maddesi kapsamında olup, aynı kanunun 92.maddesinde bu hal sigorta kapsamı dışına çıkarılmadığı gibi, poliçe genel şartlarının aynı konuyu düzenleyen A.3 maddesinde de maluliyetin sigorta kapsamı dışında bırakıldığına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.

Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Özel Şartlar” başlığı altındaki C.9 maddesinde de “Bu genel şartlara ve varsa bunlara ilişkin klozlara aykırı düşmemek ve sigortalı aleyhine olmamak koşulu ile özel şartlar konulabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda; davalıya trafik sigortalı aracın davacının arkasında yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpması sonucunda davacının yaralandığı ve olaydan dolayı maddi zarara uğradığı iddiasıyla dava açılmış olup, dosya kapsamından davanın konusunun yaralanma nedeniyle geçiçi iş göremezlik zararına ilişkin olduğu açıktır.

O halde, dava konusu geçici iş göremezlik zararı sigorta teminatı içinde kaldığından, mahkemece, yargılamaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mevcut poliçe üzerinde yazılı bilgilere bağlı kalınarak ve delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.