Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/16 E., 2022/45 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 16.06.2020 tarihli ve

2017/2163 Esas, 2020/2086 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)'nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun ile değişiklikten önceki hâliyle 438 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince direnme kararının temyiz incelemesinde duruşma yapılmayacağından davacı vekilinin duruşma talebinin reddine karar verilip dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin ürettiği elektriği serbest tüketicilere satma hakkına sahip olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirket müşterilerinin sayaçlarını okumak suretiyle müvekkilinin sattığı elektrik miktarını belirlediğini, davalı şirketin yaptığı bu hizmetin "perakende satış hizmeti" olarak adlandırıldığını ve bu hizmet karşılığında davalı tarafça fatura düzenlenerek bedellerin tahsil edildiğini, bu uygulamanın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 875 sayılı kararına dayandığını, bu karara göre nispi tarife uygulanarak ücretlerin belirlendiğini, EPDK'nın bu kararının Danıştay tarafından iptal edildiğini, iptal kararından önce belirlenen nispi tarife uyarınca davalı şirketin müvekkili şirketten Eylül 2006-Aralık 2010 dönemleri arasında fazladan perakende satış hizmet bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 294.992,52 TL'nin ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek gecikme zammının KDV'si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; anlaşmazlıkların çözümü için öncelikle EPDK’ya başvurulması gerektiğini, davacıdan tahsil edilen perakende satış hizmeti bedelinin sadece sayaç okuma işlemi olmadığını, bu nedenle tüm perakende satış hizmet bedelini geri isteme hakkının bulunmadığını, davacının dayandığı Danıştay kararının davacı gibi tüzel kişiler lehine değil, serbest konumdaki tüketiciler lehine alınmış bir karar olduğunu, davacının ise üretici olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı

6. Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.06.2016 tarihli ve 2014/939 Esas, 2016/376 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında 01.01.2003 tarihinde dağıtım sistem kullanım anlaşması imzalandığı, bu sözleşme uyarınca davalının, davacının abonelerinin sayaçlarını okuma görevini üstlendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 4 üncü maddesi ve ek belgelere göre sözleşmenin uygulanmasında EPDK kararlarının geçerli olduğu, EPDK'nın 875 sayılı kararı uyarınca perakende satış hizmet bedelinin elektrik ücreti üzerinden nispi olarak ücretlendirildiğinin anlaşıldığı, Danıştay tarafından maktu ücretlendirme yapılmasının gerektiği belirtilerek EPDK'nın 875 sayılı kararının iptal edildiği, bu kararın kesinleşmesi üzerine EPDK tarafından 01.01.2012 tarihinde iptal kararına uygun şekilde düzenleme yapıldığı, Danıştay kararının gerekçesi dikkate alındığında karardan önceki dönemlerde tahsil edilen bedellerin haksız olarak tahsil edildiği, EPDK'nın 01.01.2012 tarihinde aldığı karara göre hizmet karşılığı belirlenen maktu bedelin mahsubundan sonra davalının davacıdan 294.992,52 TL fazla tahsilatta bulunduğu, davalının davadan önce temerrüde düşürülmediği, bu nedenle faiz başlangıcının da dava tarihi olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 294.992,52 TL’nin dava tarihinden itibaren gecikme zammı ve gecikme zammına KDV uygulanarak davalıdan tahsiline, faiz başlangıcına yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı

7. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 16.06.2020 tarihli ve 2017/2163 Esas, 2020/2086 Karar sayılı kararı ile;

“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Mahkemece taraflar arasında imzalanan sistem kullanım anlaşması çerçevesinde davalı şirketin kwh başına aldığı hizmet bedelinin, Danıştay 13. Dairesi tarafından iptal edilmesi üzerine karar tarihi ile iptal tarihi arasında davacı tarafından davalıya ödenen farkın iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Elektrik dağıtım şirketleri tarafından tüketilen kwh bazında nisbi olarak tahsil edilen PSHB'nin yasal dayanağının ortadan kalkması nedeniyle davalının nisbi ücret ile maktu ücret farkı kadar zenginleştiği doğrudur. Ancak zenginleşmenin davacı aleyhine değil doğrudan tüketici aleyhine olduğu anlaşılmaktadır. Davacı aleyhine tüketiciler tarafından bu bedelin tahsili için dava açılması ve davacı tarafından ödenmesi halinde davacı bu bedeli talep edebilecektir. Davacının bu bedeli tüketiciye ödediğine ilişkin bir iddia da ileri sürülmediğine göre bu aşamada mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.

3-Bozma nedenine göre; davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı

9. Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.01.2022 tarihli ve 2021/16 E., 2022/45 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, Eylül 2006-Aralık 2010 dönemine ait sayaç okuma bedeli olarak her sayaç başına sabit ücretin hesaplanması gerektiği hâlde, davacıdan EPDK'nın 24.08.2006 tarihli ve 875 sayılı kararı ile tüketilen enerji miktarına göre değişik miktarda sayaç okuma bedelinin tahsil edildiği, davalı tarafından faturaya esas alınan EPDK'nın 875 sayılı kararının Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarihli ve 2008/2695 Esas, 2011/1368 Karar sayılı kararı ile "Sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin, abone grubuna ve tüketim enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit ücret uygulanması gerektiği" belirtilerek iptal edildiği, bu durumda iptal edilen karar hiç alınmamış gibi eski durumun kendiliğinden geri gelmesi gerektiği, eldeki davada da EPDK'nın iptal edilen 875 sayılı kararı gereğince yapılan fazla ödemenin tahsilinin talep edildiği, davacı tarafından 01.09.2006-31.12.2010 döneminde 294.992,52 TL fazladan ödeme yapıldığı, tüketiciler tarafından açılacak davaların muhatabının davacı olduğu, davalının fazladan yaptığı tahsilat nedeniyle tüketicilere ödediği bedel varsa bu bedelin rücuen davacıdan tahsil edilebileceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi

10. Direnme kararı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan dağıtım sistem kullanım anlaşması uyarınca davalının davacıdan tahsil ettiği perakende satış hizmet bedelinin hesaplanmasına ilişkin EPDK’nın 875 sayılı kararının Danıştay tarafından iptal edilmesi üzerine, davacının davalıya fazladan ödediğini iddia ettiği bedeli talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında fayda vardır.

13. Uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken 4628 sayılı Kanun’un “Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ve Kurul Başkanlığı” başlıklı 5 inci maddesi;

“Kurul, biri Başkan, biri İkinci Başkan olmak üzere yedi üyeden oluşur.

…Bu Kanunun diğer maddeleri ile belirlenen yetkilerinin yanısıra, Kurul aşağıdaki yetkilere de sahiptir:

… e) İlgili lisans hükümleri uyarınca hazırlanacak olan; Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketinin toptan satış fiyat tarifesini, iletim tarifesini, dağıtım tarifeleri ile perakende satış tarifelerini incelemek ve onaylamak,…” hükmünü haizdir.

14. Aynı Kanun’un “Tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi” başlıklı 13 üncü maddesi;

“Bu Kanun kapsamında düzenlenen tarifeler, tarifelerin uygulanması ve tüketicilerin desteklenmesine ilişkin usul ve esaslar şunlardır:

a) Tarifeler:

Bu kısımda düzenlenen ve bir sonraki yıl uygulanması önerilecek tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından bu Kanun hükümleri doğrultusunda ve kendisine Kurul tarafından verilen lisanstaki hükümler uyarınca her yıl ekim ayının sonuna kadar hazırlanır ve Kurul onayına sunulur. Kurul, bu başvuruların ilgili lisans hükümlerine uygun olduğunu tespit etmesi halinde, bu başvuruları aynı yılın 31 Aralık tarihini geçmeyecek şekilde onaylar.

Lisans sahibinin, bir sonraki yıl boyunca tarifelerde yapacağı aylık enflasyon ve lisansında belirtilen diğer hususlarla ilgili ayarlamalar da Kurul onayında yer alır. Bu tür fiyat ayarlamaları ile ilgili formüller Kurum tarafından bu Kanun hükümleri doğrultusunda verilen her lisansta bulunur. Fiyat yapısı içinde, söz konusu tüzel kişinin piyasa faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur yer alamaz. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi tarafından uygulanacak iletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluşturur.

Her lisansta yer alan fiyat formülleri ancak söz konusu lisansta belirtilen zamanlarda ve/veya koşullarda tadil edilebilir.

Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birisini yapmaması halinde, söz konusu hizmetin durdurulmasını da içeren usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

Tarife onayı gerektiren bir lisansın verilmesi ile birlikte, içinde bulunulan yıla ait tarife de Kurulca incelenerek onaylanır.

b) Kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri şunlardır:

1. Bağlantı ve Sistem Kullanım Tarifeleri: Bağlantı ve sistem kullanım tarifeleri, ilgili bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarına dahil edilecek olan ve iletim sistemi ya da bir dağıtım sistemine bağlantı ve sistem kullanımı için eşit taraflar arasında ayrım yapılmaması esasına dayalı fiyatları, hükümleri ve şartları içerir.

Bağlantı fiyatları, şebeke yatırım maliyetlerini kapsamaz. Bağlantı fiyatı, bağlantı yapmış olan tüzel kişinin namına oluşan masraflar ile sınırlıdır.

2. İletim Tarifesi: Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi tarafından hazırlanacak olan iletim tarifesi, üretilen, ithal veya ihraç edilen elektrik enerjisinin iletim tesisleri üzerinden naklinden yararlanan tüm kullanıcılara eşit taraflar arasında fark gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketinin yapacağı şebeke yatırımları ve iletim ek ücretleri iletim tarifesinde yer alır.

3. Toptan Satış Tarifesi: Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi tarafından hazırlanacak toptan satış tarifesi, toptan satışlar için Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketinin elektrik enerjisi satma yükümlülüğü olan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında fark gözetmeksizin uygulayacağı fiyatları, hükümleri ve şartları içerir.

Toptan satış tarifesinin belirlenmesinde Kurul, satın alınan elektrik enerjisinin ortalama fiyatının yansıtılmasını ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketinin mali yükümlülüklerini yerine getirebilme kapasitesini esas alır.

4. Dağıtım Tarifeleri: Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım tesisleri üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında fark gözetmeksizin uygulanacak dağıtım hizmetine ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir.

5. Perakende Satış Tarifeleri: İletim sistemine doğrudan bağlı olanlar dışındaki tüketiciler için, eşit taraflar arasında ayırım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve şartları içerir.

Serbest olmayan tüketiciler için geçerli olacak perakende satış tarifeleri, perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketi ve/veya perakende satış şirketleri tarafından önerilir ve Kurul tarafından incelenerek, onaylanır.

İletim sistemine doğrudan bağlı olanlar dışındaki serbest tüketiciler için geçerli olacak perakende satış tarifeleri de bu tüketiciler ikili anlaşmalarla kendi tedarikçilerini seçene kadar, bulundukları dağıtım bölgesindeki perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketi ve/veya perakende satış şirketleri tarafından önerilir ve Kurul tarafından incelenerek onaylanır,…” şeklinde düzenlemiştir.

15. Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 4 üncü maddesi ise; "perakende satış hizmetinin", perakende satış lisansına sahip şirketler tarafından, elektrik enerjisi ve/veya kapasite satımı dışında, tüketicilere sağlanan sayaç okuma, faturalama gibi diğer hizmetleri, "perakende satış hizmeti fiyatının" ise perakende satış hizmeti maliyetine göre hesaplanan fiyat olduğu belirtilmiştir.

16. Taraflar arasında dağıtım sisteminin kullanılması için gerekli hüküm ve şartları içeren “Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması” imzalanmış olup, sözleşmenin 3 üncü maddesinde, maddi hatalar dışında, ödeme bildirimi içeriğine yapılacak herhangi bir itirazın ödemeyi durdurmayacağı, dağıtım şirketinin hatası nedeniyle fazladan ödenmiş olan tutarın, dağıtım şirketi tarafından ödeme bildiriminin tebliğ edildiği günden sonraki on gün içerisinde herhangi bir itirazda bulunulması hâlinde ödeme tarihini izleyen on birinci günden başlamak üzere 6183 sayılı Amme Alacakların Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51 inci maddesine göre hesaplanan gecikme zammı da dâhil olmak üzere bir sonraki ödeme dönemine ait bedelden mahsup edileceği kararlaştırılmıştır.

17. Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; davacı, davalı ... şirketinin içerisinde yer alan müşterilerine enerji nakletmesi için davalı ile “Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması” imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davalı şirketin davacının müşterilerinin sayaçlarını okumak suretiyle davacının sattığı elektrik miktarını belirlediğini, davalı şirketin yaptığı bu hizmetin "perakende satış hizmeti" olarak adlandırıldığını ve bu hizmet karşılığında davalı tarafça fatura düzenlenerek bedellerin tahsil edildiğini, bu uygulamanın EPDK’nın 875 sayılı kararına dayandığını ve bu karar uyarınca nispi tarife uygulanarak ücretlerin belirlendiğini, ancak anılan EPDK kararının Danıştay tarafından iptal edildiğini, iptal kararından önce belirlenen nispi tarife uyarınca davalıya fazladan ödenen perakende satış hizmet bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

18. Dosya içerisinde yer alan Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarihli ve 2008/2695 Esas, 2011/1368 Karar sayılı kararı ile, perakende satış hizmet bedelinin belirlenmesinde kullanılan ve EPDK tarafından belirlenen nispi tarifeye ilişkin 24.08.2006 tarihli ve 875 sayılı kararın iptaline karar verildiği ve kararın temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24.05.2012 tarihli ve 2011/1901 Esas, 2012/798 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verildiği görülmektedir.

19. Bu durumda perakende satış hizmet bedeli olarak her sayaç başına sabit ücretin hesaplanması gerektiği, ancak EPDK'nın 24.08.2006 tarihli ve 875 sayılı kararı ile tüketilen enerji miktarına göre değişik miktarda sayaç okuma bedelinin davacıdan tahsil edildiği, davalı tarafından faturanın düzenlenmesine esas alınan EPDK'nın 875 sayılı kararının Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarihli ve 2008/2695 Esas, 2011/1368 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, kararın iptali nedeniyle davalının önceki dönemler için perakende satış hizmet bedelinde sabit ücret yerine nispi tarife uygulamak suretiyle davacıdan fazla bedel tahsil ettiği anlaşılmaktadır.

20. Sonuç olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3 üncü maddesinde, davalı tarafça fazladan tahsil edilen tutarın bir sonraki ödeme dönemine ait bedelden mahsup edileceği de kararlaştırıldığından, davacı EPDK’nın 24.08.2006 tarihli ve 875 sayılı kararı uyarınca Danıştayın iptal kararından önceki dönemde fazladan ödediği bedeli davalıdan talep etmekte haklıdır.

21. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davacının, davalıya fazladan ödediğini iddia ettiği bedel yönünden davalı lehine bir zenginleşmenin bulunduğu, ancak bu zenginleşmenin davacı aleyhine değil doğrudan tüketici aleyhine olduğu, davacının, davalıya fazladan ödenen bedeli tüketicilere ödediğine yönelik herhangi bir delil sunulmadığı, bu durumda direnme kararının Özel Daire bozma kararında belirtilen gerekçe ve nedenlerle bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

22. Hâl böyle olunca mahkemece verilen direnme kararının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

23. Ne var ki, Özel Dairece davacıya ödenmesine karar verilen miktar ve davacının temyiz itirazları yönünden inceleme yapılmadığından dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

IV. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Direnme kararı yerinde olup, mahkemece davacıya ödenmesine karar verilen miktar ve davacının temyiz itirazları yönünden inceleme yapılmak üzere dosyanın YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6217 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

06.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.