OLAY
(A), Ağustos ayında bir internet sitesinde bisikletini satışa çıkarmış, (D)’den gelen…
(A) bisikletini (C)’ye 2.000 TL karşılığında satar. Ancak (A)’nın bisiklete bir süre…
SORULAR/CEVAPLAR
1) (A)’nın B’den bir tazminat istemesi mümkün müdür? Mümkünse hangi hükümlere dayanarak? Bu tazminatın kapsamı ne olacaktır?
(B), sözleşmenin kurulmasından sonra yanılma hükümlerine dayanarak sözleşmeyi iptal etmiştir. BK m. 35/1’e göre, yanılma hükümlerine dayanarak sözleşmeyi iptal eden taraf kusurluysa, karşı tarafın uğramış olduğu olumsuz zararı gidermekle yükümlüdür. İlgili fıkrada olumsuz zarar için “sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zarar” ifadesine yer verilmiştir. Bununla birlikte, aynı maddenin ikinci fıkrasında hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda hükmedilecek olan tazminatın olumlu zararı aşmamak şartıyla, olumsuz zararın üstüne çıkabileceği düzenlenmiştir.
(A), (B)’nin yanılmasında kusurlu olması şartıyla, (B)’den uğramış olduğu olumsuz zararın tazminini isteyebilir (BK m. 35/1). Burada (B)’nin hafif ihmalinin olması da yeterlidir; örneğin internet sitesinde yapılan ilanda bisiklet lastiği ölçüleri verilmiş ve bundan söz konusu bisikletin şehir bisikleti olduğu anlaşılabilecek durumdaysa, (B)’nin ihmalli olduğu ileri sürülebilir. Bu durumda (A), (B)’den sözleşme hiç kurulmamış olsaydı içinde bulunacak olduğu ekonomik durumun tesis edilmesini talep edecektir (olumsuz zarar). (A), (B) ile sözleşmeyi hiç kurmamış olsaydı, satım sözleşmesini (B)’nin teklifinden sonra gelen ikinci en yüksek teklifi veren (D) ile 2.800 TL üzerinden kuracaktı. Olaydan (B) ile kurulan sözleşme iptal edildiği için, bugün bisikleti en fazla 2.000 TL’ye (C)’ye satabildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla (A)’nın uğramış olduğu olumsuz zarar 2.800-2.000=800 TL olacaktır.
(A), eğer hakkaniyet gerektiriyorsa, olumlu zararını da talep edebilecektir. İlanda bisikletin bir şehir bisikleti olduğu açıkça yazılıysa ama (B) ilanı okumadığı için bunu görmemişse ağır ihmali bulunduğu kabul edilebilir. Bu durumda (A)’nın olumlu zararı, sözleşme gereği gibi ifa edilseydi içinde bulunacak olduğu ekonomik durum ile şu anki durum arasındaki farktır. (B) sözleşmeyi ifa etseydi, (A) satmış olduğu bisiklet karşılığında 3.000 TL kazanacaktı. Ancak (B) sözleşmeyi ifa etmediği için (A) bisikletini 2.000 TL’ye satmıştır. Bu durumda (A)’nın uğramış olduğu olumlu zarar 3.000-2.000=1000 TL’dir.
2) 29.01.2018 günü geldiğinde (A), (C)’yi arayarak bisikleti gelip alabileceğini söyler. (C) ise bisikleti (A)’nın kendisine göndermesi gerektiğini söyler ve telefonu kapatır. Taraflardan hangisi haklıdır?
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin ifa yerine ilişkindir. Taraflar ifa yerini serbestçe belirleyebilirler, ancak sözleşmede bu konuda bir anlaşma mevcut değilse BK m. 89 devreye girecektir. Sözleşmenin konusu (bisiklet) bir parça borcu olduğu için, BK m. 89 uyarınca belirlenecek olan ifa yeri, sözleşmenin kurulduğu sırada bisikletin bulunduğu yerdir. Bu durumda (A), bisikleti (C)’ye göndermek zorunda değildir, ortada gönderilecek bir borç değil, aranacak bir borç vardır.
3) Haksız olan tarafın bisikleti gidip almaması ya da bisikleti göndermemesi durumunda nasıl bir hukuki sonuç doğar? (Yukarıdaki soruya verdiğiniz cevap doğrultusunda yanıtlayınız.)
(C), bisikleti teslim almayı reddetmesi durumunda BK m. 106 uyarınca alacaklı temerrüdüne düşecektir. Zira borçlu (A) tarafından borcun ifası gereği gibi teklif edilmiş olmasına rağmen, bu teklif alacaklı (C) tarafından haklı bir sebebe dayanılmaksızın reddedilmiştir. Alacaklı temerrüdü durumunda borçlu (A), BK m. 107 uyarınca bisikleti tevdi etme imkanından faydalanabilecektir. Buna göre (A), hakimin belirlediği yere bisikleti tevdi ederek borcunu ifa edebilecektir. (C) parayı daha önce ödemiş olduğu için ayrıca bir borçlu temerrüdü durumunun doğması söz konusu değildir.
4) Tarafların bisikletin belirli bir yerde teslim edileceği konusunda anlaştıklarını varsayalım. Bu durumda 29.01.2018 günü (A)’nın bisikleti teslim etmemesinin hukuki sonucu ne olur? (C)’nin sözleşmeden dönmesi mümkün müdür? Nasıl?
İfa yeri ve zamanı belirli olmasına rağmen borçlu borcunu belirlenen yer ve zamanda ifa etmezse, BK m. 117 uyarınca borçlu temerrüdü söz konusu olur. Bu sözleşmede borcun ifası için belirli bir vade (29.01.2018) kararlaştırıldığından, borçlunun temerrüde düşmesi için ayrıca bir ihtara gerek yoktur. Ancak satım sözleşmesi gibi karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde alacaklının, sözleşmeden dönme hakkının da dahil olduğu seçimlik haklarını kullanabilmesi için borçluya uygun bir süre (mehil) vermesi gerekir (BK m. 123). (C), (A)’ya bisikleti teslim etmesi için uygun bir süre vermelidir. Bu sürenin geçmesine rağmen ifa gerçekleşmezse, sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir (BK m. 125).