Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin konuyla ilgili doğrudan/dolaylı bağlantılı kararları…
Taşıyana izafeten acentesine yönetilen ve konişmentoya dayanan başka bir davada ise,…
“Davalı vekili, müvekkili şirketin acenteliğini yaptığı taşıyan tarafından düzenlenen ve taşıma sözleşmesi şartlarının yer aldığı konişmentonun 10. maddesinde taşıma sözleşmesinden kaynaklanacak uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yetkili mahkemenin Londra Mahkemeleri ve uygulanacak hukukun İngiliz Hukuku olarak belirlendiğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, mahkemenin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olduğu, uyuşmazlığın akdi borç ilişkisinden doğduğu, davacının sigortalısının navlun sözleşmesinin taşıtan tarafı olduğu, bu nedenlerle tarafları bağlayıcı ve geçerli yetki şartı gereğince yetkili mahkemenin Londra Yüksek Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davalının yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir”…
Benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin kararında şu ifadeler yer…
“Davalılar vekili, müvekkilinin deniz yolu ile konteyner içinde yük taşıma işiyle iştigal eden şirketin Türkiye Acenteliğini yaptığını, taşımanın bir tarafını bu şirketin gerçekleştirdiğini, müvekkilinin taşımaya acente sıfatıyla aracılık ettiğini, davaya konu taşımaya dair konişmentonun 10. maddesinde taşıma sözleşmesinden kaynaklanacak uyuşmazlıkların çözümünde Londra Mahkemelerin yetkili olduğu ve uyuşmazlıklara İngiliz hukukunun uygulanacağının ön görüldüğünü, bu sebeple mahkemenin davaya bakma hususunda yetkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre yabancılık unsuru taşıyan borç ilişkileri sebebiyle uyuşmazlıkların yabancı bir devlet mahkemesinde çözümlenmesine dair anlaşma yapılabileceği, davaya konu olayda münhasır yetkiye ve kamu düzenine dair bir hususun bulunmadığı, davacının sigortalıya halef sıfatıyla dava açtığı, bu sebeple yetkiye dair anlaşmanın davacıyı bağlayacağı, gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir”…
Konişmentodaki yetki şartı ve genel işlem şartları arasındaki bağlantı, Hukuk Genel…
Farklı bir kararda da yine nihai görüş anlaşılamamaktadır:…
“Dava, sigorta rücu ilişkisinden doğan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle yetki itirazı reddedilerek davanın pasif husumetten reddine karar verilmiş ise de dava konusu kredi sözleşmesinin(110)…
Ek olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin şu kararı da konuyla ilgilidir:…
“Davalı konşimentonun acente tarafından düzenlendiğini, yetki şartının geçerli olabilmesi için özel yetki verilmiş olunması gerektiğini ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesinin kararında tartışıldığı üzere, taşıyıcı konşimento tahtında taşımayı gerçekleştirdiğinden konşimentoya icazet verdiği kabul edilmelidir. Bu konudaki istinaf talebi de yerinde değildir.…
Her iki taraf tacir sıfatını haizdir. Davalı taşıyıcı tacir olup, iştigal konusu itibariyle taşıma belgelerine aşinadır. Konşimentonun genel koşullarını bilmediğini, bu kuralları bilmeden taşımayı gerçekleştirdiğini iddia etmesi, TTK 18/2.maddesinde düzenlenen tedbirli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüyle uyuşmamaktadır. Bu nedenlerle, TBK 21. maddesi uyarınca davacının, sözleşme hükümlerini bilerek imzaladığının kabulü gerekir. Genel işlem koşulları arasına yetki şartı konulması TBK 25. maddesi anlamında dürüstlük kuralına aykırı bir husus olarak da değerlendirilemez. Bu gerekçeyle, davalının, genel işlem koşullarına dayanan istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin X şirketinin yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik nedeniyle verdiği usulden red kararı yerindedir” Farklı bir meseleyle ilgili kararda ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, davalının Türkiye’de…
“Dairemizin 22.05.2000 tarih ve 2000/3706 Esas, 2000/4482 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, münhasır yetki ve kamu düzeninin söz konusu olmadığı hallerde yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda yabancı bir devlet mahkemesinin yetkili kılınması mümkün ve böyle bir halde kural olarak davanın yetkili kılınan yabancı devlet mahkemesinde açılması gerekir ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.05.1984 gün ve 1982/12-524 Esas, 1984/522 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere iyiniyet kuralları yetki konusunda da uygulama yeri bulur. Somut olayda, yabancı devlet mahkemesini yetkilendiren yetki sözleşmesine rağmen davacı şirketin Türk uyruklu davalının ikametgah mahkemesinde dava açtığından, kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olan davalının davaya bakma hususunda Londra Mahkemelerinin yetkili bulunduğu yolundaki itirazı TMK’nın 2. maddesi hükmüne aykırılık oluşturur. Bu durumda, mahkemece, davalının yetki itirazının TMK’nın 2. maddesi hükmü ile bağdaşmayacağı nazara alınarak yetki itirazının reddiyle işin esasının incelenerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir”…