Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 10 numaralı ödeme emri tebliğ edilmiştir.

Borçlu tarafından yasal süresinde İcra Mahkemesine başvurularak, takibe itiraz edildiği ve takip dayanağı bononun ön yüzünde teminat senedidir, ciro edilemez kaydı bulunduğu ve bu nedenle bono vasfında olmadığından kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip yapılamayacağı ileri sürülerek, takibin iptali isteminde bulunulmuştur.

Takip dayanağı bononun ön yüzünde “Teminat senedidir. Ciro edilemez.” şerhinin yazılı olduğu görülmüştür.

Bononun ön yüzünde ve sadece “teminat senedidir” ibaresinin bulunması onun kambiyo vasfını ve bu senetlere mahsus özel yol ile takibe dayanak yapılmasını engellemez. Takip dayanağı bononun hangi ilişkinin teminatı olduğu anılan ibarede açıklanmış olmadığı gibi karşılıklı edimleri içeren bir münasebet nedeniyle verildiği ve ilamsız takibe konu edilemeyeceği, yukarıda tartışılanın dışında başka bir belge ile

de kanıtlanmış değildir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre bonoda yazılı olan ve sadece “teminat” şeklindeki ibare tek başına dayanak belgenin kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliğini etkilemez. (HGK’nun 14.03.2001 tarih ve 2001/12-233 E, 2001/257 K. sayılı ve yine HGK’ nun 20.06.2001 T, ve 2001/12-496 sayılı kararları).

Öte yandan, T.T.K.’nun 690.madde göndermesi ile T.T.K.’nun 597/2.maddesi hükmü gereğince bir bonoda “emre yazılı değildir” veya bu manayı ifade eder şekilde “ciro edilemez” gibi ibarelerin yazılması halinde o bononun kambiyo senedi niteliğini etkilemez. Böyle bir bonoya dayalı olarak lehtarın keşideci borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapması mümkündür.

O halde Mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.