Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, Borçlar Yasasının 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türünü oluşturan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil, kira giderimi ve menfi zarar istemine ilişkindir.

Yerel mahkemede görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda tapu iptali tescil ve menfi zarar talebinin kabulüne, kira giderimi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz olunmuştur.

1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektir rici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı yanın sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.

2- Kural olarak borç ilişkisinden kaynaklanan bütün borçlar ifa edilince o borç ilişkisi sona erer. Genel bir anlatımla ifa, borçlanılan edimin yerine getirilmesi demektir. İfanın konusu, borçlanılan edimdir. Alacaklının borçludan isteyebileceği edim ne ise odur. Sözleşmedeki edim yerine getirilmemişse borçlu alacaklının uğradığı zararları gidermekle mükelleftir. Fakat bazen sözleşmedeki edimin yerine getirilmesi edimin yok olması gibi maddi, sözleşme konusunu yapılamaz kılan hukuki veya ekonomik bir nedenle mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda ifa imkansızlığı gündeme gelmektedir. Şayet ifa imkansızlığı sadece sözleşmenin tarafları bakımından değil, herkes için söz konusu ise, buna objektif imkansızlık, yalnız sözleşmenin taraflarından birinin tutumundan doğmuşsa buna da sübjektif imkansızlık denir. İfâ imkansızlığı sözleşme yapılmadan önce varsa ve bu olgu herkes bakımından aynı sonucu meydana getirmekte ise sözleşme geçersizdir (BK.Md.20).

Dava konusu somut olayda davacılara ait Kırıkkale İli Yaylacık Mahallesi tapunun ada No 170 parsel No 4'de kayıtlı taşınmaza dava dışı yüklenici Haydar kat karşılığı inşaat yapmayı üstlenmiş, tapu kaydı kendisine devredilmiş ancak edim ifa edilemediğinden sözleşme feshedilmiş, tapu kaydının da yeni yüklenici davalı şirkete devri kararlaştırılmıştır. Davalı yüklenici ile 07.11.2000 tarihli haricen kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış bu defa aynı tapu kaydı önceki yüklenici tarafından davalıya devredilmiştir. Davalı şirket sözleşme gereği davacılara üç adet daire vermeyi taahhüt etmiştir, işin süresi inşaatın devam ruhsatının alınmasından itibaren 24 ay olarak belirlenmiştir. Ne varki bu yere inşaat yapımı için gerekli ruhsat alınamamıştır. Yapım için komşu 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarla birleştirme sağlanıp yeni imar parseli oluşmasından sonra inşaat yapılabileceği ortaya çıkmıştır. Yapılan imar çalışmaları sonucunda 4-5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tevhit edilip 23.03.2004 tarihinde 170 ada 13 nolu parsel meydana gelmiştir. Oluşan bu parsel itibariyle yapılaşma olağan hale gelmiştir.

Davacılara ait 4 nolu parsel açısından işin başında daha açığı sözleşmenin yapıldığı aşamada objektif imkansızlık bulunmaktadır. Bu haliyle sözleşme geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye dayanarak kaçırılan fırsat kapsamında olumsuz zarar istenmesi olanağı da bulunmamaktadır. Ancak geçersiz sözleşmeye rağmen taraflar kendi edimleri yönünden ifada bulunmuşlarsa sebepsiz zenginleşme ilkeleri doğrultusunda işlem yapılıp iade edilmesi gerekir. Nitekim somut olayda davacıların devrettiği tapu kayıtlarının tekrar iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Anılan husus ise usul yasaya ve yönteme uygun olmuştur. Bu bakımdan da tapu iptali tescil konusu bozma kararı kapsamı haricinde tutulmuştur.

Tüm bu yönler gözetilerek fesih yerine sözleşmenin geçersiz olduğunur tesbitine, olumsuz zarar kapsamındaki maddi giderim isteminin reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşünceyle yazılı şekilde sonuca gidilmes isabetli olmamış kararın bozulması uygun bulunmuştur.

Sonuç: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 05.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.