MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflas davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmişse de mahiyet itibariyle duruşma isteminin reddine karar verilmiştir; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket aleyhine işçilik alacakları için açılan davanın kabulüne karar verildiğini alacağın tahsili için ilamlı icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini, borcunun ödenmediğini ileri sürerek İİK. 177/4 maddesi gereğince davalı şirketin iflasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davalarda davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı işçilerin davalı şirket aleyhine işçilik alacakları için açtıkları davaların kabulüne karar verildiğini, dava dışı işçilerin ilama dayalı bu alacaklarının davacı müvekkili tarafından temlik alındığını, alacağın tahsili için ilamlı icra takipler yapıldığını, takiplerin kesinleştiğini, borcunun ödenmediğini ileri sürerek İİK. 177/4 maddesi gereğince davalı şirketin iflasına, karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve Birleşen davalarda davalı cevap dilekçesinde; doğrudan iflas davası açılmış olmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, müvekkil firmanın kasten ödemeden kaçınmasının söz konusu olmadığını, yaşanan ihtilaflar ve yönetim sorunları nedeniyle şirket gereği gibi yönetilemediğinden iş bu aksaklıkların ortaya çıktığını, müvekkil şirketin fabrikayı işletmeye başlamasından itibaren şirketin tüm borçlarının ödeneceğini, davaya konu icra takiplerinde tek borçlunun müvekkil ... ... Endüstrisi AŞ olmayıp, aynı icra takiplerinde ... Demirçelik Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin de borçlu olduğunu, işçilerin ... ... işçileri olmadığını, bu işçilerin iş bu davada taraf olma ehliyetleri bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, iflas davasının açılış tarihi itibariyle hangi şirketin ne kadar miktardan sorumlu olduğunun hesaplanıp, depo kararı verilmesi ve ödeme için taraflarına süre verilmesi gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleşen dava dosyalarındaki davacı alacaklılarının kesinleşen ilamlara dayalı olduğu, davalı borçlu aleyhine ilamlı icra takipleri yapıldığı, takiplerin kesinleşmesine rağmen takibe konu borçların davalı şirketçe ödenmediği, davalı şirketi temsile yetkili şirket yönetim kayyımına meşruhatlı davetiyenin tebliğ edildiği ancak duruşmanın bırakıldığı gün ve saatte hazır olmadığı, bu nedenle beyanının alınamadığı, ilama dayalı takiplerde takip borcunu ödemeyen davalı borçlunun iflasına karar verilmesi gerektiğinden asıl ve birleşen davaların kabulü ile davalı borçlu şirketin iflasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin mal varlığının takip dosyalarına konu alacakları ödeyebilecek miktarda olduğunu, takip dosyalarında mal varlığı haczedilmiş olmasına rağmen satış yoluna gidilmeden doğrudan iflas davası açıldığını, İİK 37 ve 177/4 maddesindeki koşulların müvekkili açısından gerçekleşmediğini, mahkemece ödeme için depo kararı verilmediğini, şirkete yönetim kayyımı atandığını, İİK 177. madde gereğince yönetim kayyımı dinlenmeden karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, takip dosyalarının bir kısmında ... Demircilik şirketinin de borçlu olduğunu, buna göre müvekkili şirketin borçlu olduğu miktarın belirlenmesi gerektiğini, iflas kararı verilmeden önce yapılması gerekli ilanlar bildirimler ve tebliğler tamamlanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı şirketin iflasa tabi olduğu, takibe dayanak ilamların para alacağına ilişkin olduğu, davalı şirket temsilcisinin meşruhatlı davetiye ile mahkemeye çağrıldığı, gelmemesi nedeniyle dinlenemediği, ilama bağlı alacağın icra emri tebliğine rağmen ödenmemesi ve doğrudan iflas sebebi olması nedeniyle depo emri tebliğine gerek bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğundan, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüşlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK 177/4 gereğince iflas istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, İİK 177/4 maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleşen davalarda davalı vekiliince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan .sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Fazla ödenen temyiz peşin harcın istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.