Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/968 E., 2023/436 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/602 E., 2020/324 K.

Taraflar arasındaki iflas davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararın niteliğinin duruşma istenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan 27.03.2016 tarihli tekne yapımına ilişkin sözleşme uyarınca davalı tarafa 5.522.500,00 Euro ile 10.000,00 Dolar ödendiğini, ancak teknenin süresinde teslim edilmediğini, sözleşme uyarınca geciken her gün için 1.000 Euro cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığını, buna göre de davacıdan 192.000,00 Euro alacaklı olduğunu, davalı şirket yetkililerinin şirketin nakdi ve ayni mal varlığını alacaklıların zararına olacak şekilde azalttığını ileri sürerek, 192.000,00 Euro cezai şart ve davalıya ödenen bedel toplamının ödenmesi ile davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacaklı sıfatı olmadığını, davalının süresinde ödeme yapmayarak sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.07.2020 tarih 2018/602 Esas, 2020/324 Karar tarihli kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin akdedildiği tarihte her iki tarafın da alacaklı sıfatının oluştuğu, sözleşmenin feshinin sadece muacceliyet bakımından önem taşıdığı, davalı şirket kayıtlarına göre davalının davacıya borçlu olduğu, davalı şirket yetkililerinin alacaklılarını zarara uğratacak şekilde şirket kaynaklarını azalttığı ve rayiç değerlere göre borca batık olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile İİK’nın 179. maddesi uyarınca davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli ve 2020/2021 Esas, 2021/434 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında sözleşme yapılması ile alacak borç ilişkisi doğduğu, davacının davalının iflasını isteyebileceği, mahkemece borca batıklık hesabı usulüne uygun yapılmamış ise de, İİK’nın 177. maddeye göre iflas istenebilmesi için borca batıklık şartı olmadığından sonuca etkili olmadığı, mahkemece İİK’nın 179. maddesi uyarınca iflas kararı verilmiş ise 177/1 maddesi uyarınca iflasa hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.İİK’nın 177/1. maddesine göre iflas isteyebilmek için davacının öncelikle muaccel bir alacak dolayısı ile alacaklı sıfatı ile alacağın varlık ve miktarını kanıtlaması gerektiği, 27.03.2016 tarihli sözleşme hükümlerine göre davacının alacağının varlık ve tutarı tespit edilmesi gerektiği, ayrıca teknenin tamamlanma oranına ilişkin raporlar arasındaki çelişki giderilerek alacağının miktarı belirlenmesi gerektiği, bu aşamadan sonra İİK’nın 177. maddesinde yazılı iflas isteme şartlarının da oluşması halinde davalının iflasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge AdliyeMahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ticari defterlerinin birbirini teyit ettiği ve kayıtlara göre davalının davacıya 5.522.500,00 Euro ile 10.000,00 Dolar borçlu olduğu, sözleşme değerinin 7.500,000,00 Euro olduğu ve bu bedelin 22 taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacının 16 taksit ödediği, 12. taksit ödendiğinde geminin gövdesinin tamamlanması kararlaştırılmasına rağmen tamamlanmadığı, teknenin süresinde teslim edilmemesinde davacıya atfedilecek kusur olmadığı, sözleşmenin 22. maddesine göre gecikme halinde günlük 1000 Euro cezai şart kararlaştırıldığı, ifaya ekli cezai şart niteliğinde kararlaştırıldığından asıl borç ile birlikte cezai şartın ödenmesinin istenebileceği, dava tarihi itibari ile 198.000,00 Euro cezai şart alacağının olduğu, davacı tarafça sözleşme feshedilmemiş ise de dava dilekçesinde ödenen bedelin iadesinin talep edilmesi ile eylemli olarak feshedildiği gibi geminin cebri icra yolu ile satılarak yurt dışına çıkarıldığı anlaşıldığından ifa imkansızlığı da olduğu, davalı şirket sermayesinin ve kaynaklarının alacaklıların aleyhine azaltıldığı gerekçesi ile İİK’nın 177/1 maddesi uyarınca davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının edimlerini yerine getirmediği, süresinde ödemelerini tamamlamadığını, davadan önce sözleşmeyi feshetmediğini, dava tarihi itibari ile muaccel bir alacağı olmadığını, dava açıldığı tarihte teknenin mevcut olduğunu, ödeme planına uyulmadığından cezai şart talep edilemeyeceğini, İİK’nın 177. maddesi yarınca iflas şartlarının oluşmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, doğrudan iflas istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK’nın 177/1, 179. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

3- İİK'nın 177/1. maddesi uyarınca borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkeme, borçlunun iflasına resen karar verir. Ancak bu madde uyarınca iflas kararı verilebilmesi için 177/4. maddesi amir hükmü gereği iflas kararı verilmeden önce Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlunun dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağrılarak dinlenmesi gerekir. Somut olayda İİK 177/4 madde hükmünün yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır.

Bu durumda davalı şirket yetkilisinin mahkemeye usulüne uygun olarak çağrılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VII.KARAR

Yukarıda 2 no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 3 no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.