İtirazname No : 2019/126291
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 3. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 502-470
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ...’ın 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32/2 maddesi delaleti ile TCK'nın 265/1-4, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 04.10.2016 tarihli ve 172-240 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince 03.04.2017 tarih ve 502-470 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 26.12.2022 tarih ve 11485- 10320 sayı ile; "… Olay tutanakları, görüntü teşhis ve tespit tutanakları ve tüm dosya kapsamından; sanığın güvenlik güçlerinin kalkanlarına saldıran grupla birlikte hareket ettiği ve polis kalkanlarına elleri ile vurduğu tespit edildiği halde, gerekçeli kararda ‘...'ın polise taş atarken çekilmiş fotoğraflarının bulunması nedeniyle bu sanık yönünden eylemin sübuta erdiği’ şeklinde dosya kapsamı ile uyumlu olmayan kabule yer verilmesi suretiyle çelişki oluşturulması," gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 30.03.2023 tarih ve 126291 sayı ile; ''... 1- İtirazın konusu, sanık ...'a görevinin yaptırmamak için direnme suçundan verilen hükme yönelik istinaf istemi hakkında bölge adliye mahkemesince verilen esastan red kararının temyizinin kabil olup olmadığına dairdir…… 3- TCK'nın 265/1, 265/4, 53, 63 maddeleri uyarınca verilen 9 cezası cezasının 5 yılın altında olduğu, ilk derece mahkemesinin verdiği cezanın bölge adliye mahkemesi tarafından değiştirilmediğ, bu sebeple esastan red kararının verildiği tarih itibariyle kesin olduğu, 24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Yasa ile CMK'nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkrada da TCK'nın 265. maddesinin yer almadığı anlaşılmaktadır.
2911 sayılı Yasanın 32/2 maddesindeki atfın atılı suçu temyizi kabil hale getirip getirmeyeceğine bakıldığında, maddedeki düzenlemenin bir gerçek içtima düzenlemesi olduğu, 2911 sayılı Yasanın 32/1 maddesinde yazılı suçun hareket unsurları ile TCK'nın 265. maddesindeki suçun hareket unsurlarının benzerliği karşısında TCK'nın 44. maddesindeki fikri içtima kuralının bertaraf edilmesine yönelik bir düzenleme olduğu, 2911 sayılı Yasanın 32. maddesinde düzenlenen suçlardan sayılmasının mümkün olmadığı, çünkü suçun düzenlendiği yerin Türk Ceza Kanunu olduğu, atılı suçun bu yönden de CMK'nın 7188 sayılı Yasa eklenen 286/3 maddesi kapsamında kalmadığının kabulü gerektiği düşüncesi ile Yüksek Daire tarafından temyiz isteminin reddine karar verilmesi yerine işin esasına girilmek suretiyle bozma kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu” görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 31.10.2023 tarih ve 6423-8266 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI, KONUSU VE ÖN SORUN
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; TCK’nın 265. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunun CMK’nın, 7188 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile değişik 286/3-c. maddesi kapsamında temyizi kabil olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık hakkında 06.04.2015 tarihinde işlediği iddia olunan eylemi nedeniyle cezalandırılması istemiyle 27.04.2015 tarihinde iddianame düzenlendiği,
İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada 15.07.2015 tarihli ilk celsede sanığın savunmasının alındığı ve 14.10.2016 tarih ve 172-240 sayı ile 2911 sayılı Kanun’un 32/2 maddesi delaletiyle TCK'nın 265/1-4, 53 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği,
Hükmün sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince 03.04.2017 tarih ve 502-470 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, 24.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun ile CMK'nın 286. maddesinde yapılan değişiklik üzerine sanık müdafiinin temyiz talebiyle dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 26.12.2022 tarih ve 11485-10320 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hükmün bozulmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
TCK'nın “Görevi yaptırmamak için direnme” başlıklı 265. maddesi;
“(1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. ….. (4) Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. ...” şeklinde düzenlenmiştir.
TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun'un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, Yerel Mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
B. Ön Soruna İlişkin Değerlendirme
Sanığa isnat edilen görevi yaptırmamak için direnme suçunun yaptırımı TCK'nın 265. maddesinin birinci fıkrasında altı aydan üç yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş, aynı maddenin 4. fıkrasında ise suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi hâlinde, verilecek cezanın yarı oranında artırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu bakımdan görevi yaptırmamak için direnme suçu bakımından asli dava zamanaşımı süresi TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıl, aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 06.04.2015 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 14.10.2016 tarihli mahkûmiyet kararı olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı da gözetildiğinde, sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 14.10.2024 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulü ile Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, mahkûmiyet hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta CMK'nın 303. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının TCK'nın 66/1-e ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının DEĞİŞİK GEREKÇEYLE KABULÜNE,
2- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 26.12.2022 tarihli ve 11485-10320 sayılı, sanık hakkındaki bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 03.04.2017 tarihli ve 502-470 sayılı sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, CMK'nın 303. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, TCK'nın 66/1-e ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.02.2025 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.