Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/313 E., 2023/13 K.

KARAR : Davanın kabulüne

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 26.04.2021 tarihli ve

2020/9065 Esas, 2021/5871 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Samsun 2. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalılar ... ve Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili; müvekkilinin 15.08.1997 tarihinde davalı ... nezdinde çalışmasına rağmen değişik şirketlerde çalışmış gibi gösterildiğini, hâlen davalı Belediyenin kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini ileri sürerek müvekkilinin baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı ... (Belediye) vekili; davacının müvekkili Belediyede 15.07.2002 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, bu tarihten önce başka işverenler nezdinde çalıştığını, bu şirketler ile müvekkili Belediye arasında herhangi bir bağ bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

6. Birinci bozma kararından sonra davaya katılımı sağlanan davalı ... (SGK/Kurum) vekili; Kurum kayıtlarına göre davacının 15.08.1997-14.07.2002 tarihleri arasında 1014816 ve 1020601 sicil numaralı işyerlerinde çalıştığını, bu durumda davacının uyuşmazlık konusu dönemde davalı Belediyede çalıştığını ispatlaması gerektiğini, davanın kamu düzenini ilgilendirdiğini, bu nedenle resen araştırma yapılması ve fiili çalışma olgusunun ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemenin Birinci Kararı

7. Samsun 2. İş Mahkemesinin 24.09.2013 tarihli ve 2011/373 Esas, 2013/526 Karar sayılı kararı ile; dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre ihaleyi alan şirketlerin hisselerinin çeşitli belediyelere ait olmasının tek başına muvazaanın kabulü için yeterli olmadığı, hizmet alım sözleşmesiyle bulvar, cadde, sokak, pazar yerleri ve benzeri alanların süpürülmesi, yıkanması, çöplerin toplanıp depo alanlarına taşınması, araç ve iş makinelerinin bakım ve onarımı, park, bahçe ve oyun alanlarının bakımı işlerinin alt işverenlere verildiği, davacının davalı Belediyenin hizmet binasında temizlik işinde çalıştığı, bu durumda davacının hizmet alım sözleşmesinde belirtilen iş kapsamında çalıştırılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının 15.08.1997-15.07.2002 tarihleri arasında Kuruma bildirilen hizmetlerinin davalı ... asıl işyerinde geçmiş olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı

8. Samsun 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

9. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 17.03.2014 tarihli ve 2013/23771 Esas, 2014/5959 Karar sayılı kararı ile; “…Davaya konu somut uyuşmazlık, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. maddesinin 8. fıkrasına dayalı hizmet tespiti istemine ilişkin olup, hizmet tespiti davalarında işveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu arasında (pasif) mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. İşveren ile birlikte yasal hasım olan Sosyal Güvenlik Kurumunun davalı olarak katılımı sağlanarak savunması alınıp, onun göstereceği deliller de toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir

O hâlde, davalı ... avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin İkinci Kararı

10. Samsun 2. İş Mahkemesinin 30.05.2014 tarihli ve 2014/443 Esas, 2014/309 Karar sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle davanın kabulü ile davacının 15.08.1997-15.07.2002 tarihleri arasında Kuruma bildirilen hizmetlerinin davalı ... asıl işyerinde geçmiş olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı

11. Samsun 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

12. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 22.09.2014 tarihli ve 2014/17812 Esas, 2014/18121 Karar sayılı kararı ile; “…Somut olayda; 15.08.1997-14.12.1997 tarihleri arasında dava dışı Vezirköprü İnş. Tic. Ltd. Şti, 15.12.1997-14.07.2002 tarihleri arasında dava dışı Atakum İmar İnş Tic. Ltd. Şti tarafından bildirimleri bulunan davacı, davalı ... bünyesinde çalıştığı halde dava dışı taşeron şirketlerden bildirim yapıldığını, aslında bu sürelerde fiili olarak Belediye bünyesinde çalıştığının tespitini istemiştir. Hizmet cetvelinin incelenmesinden, 15.08.1997-14.12.1997 tarihleri arasında dava dışı Vezirköprü İnş. Tic. Ltd. Şti, 15.12.1997-14.07.2002 tarihleri arasında dava dışı Atakum İmar İnş Tic. Ltd. Şti ve 15.07.2002-2011 Temmuz arasında davalı ...’den bildirimleri bulunmaktadır. Mahkemece, ihale sözleşmeleri ile bulvar, cadde, sokak, pazar yerleri ve benzeri alanların süpürülmesi, yıkanması, çöplerin toplanıp depo alanlarına taşınması, araç ve iş makineleri bakım onarımı ve park, bahçe oyun alanlarının bakımı ve her türlü malzemenin kullanılması işçiliğin alt işverenlere verildiği, davacının ise davalı ... hizmet binasında büro işlerinde çalıştığı, ihale edilen asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılmadığı gerekçesiyle davacının baştan itibaren asıl işveren davalı ... işçisi olduğunun tespitine dair hüküm tesis edilmiştir

Mahkemenin kabulü eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır. Mahkemece yapılacak iş, davacıya talebi açıklattırılmak suretiyle, dava konusu bildirim yapılan dönemlerde davacının hangi görev ve sıfatla çalıştığına ilişkin ayrıntılı beyanına başvurulmalı, taşeron şirketlerde fiili bir çalışması olup olmadığı tam olarak tespit edilmeli, yine bu dönemlere ilişkin olarak gerek Kurum nezdinde gerekse dava dışı taşeron işverenler bünyesinde davacının çalışmalarına ilişkin tüm belge ve evraklar temin edilip irdelenmeli, davalı ... ile taşeron şirketler arasında yapılmış olan sözleşmelerin okunaklı ve onaylı suretleri dosya içine alınmalı ve incelenmeli, sözleşmede belirlenen işlerin neler olduğu ve davacının fiili olarak bu sözleşmede belirtilen işleri yapıp yapmadığı net olarak açıklığa kavuşturulmalı, ihale edilen işlerin gerçekte taşeron şirket bünyesinde yapılıp yapılmadığı tüm yönleriyle belirlenmeli ayrıca davacının bu dönemlerde, emir ve talimatları kimden aldığı, ücretini ne şekilde ve kimden aldığı hususları tespit edilmeli, davaya konu dönemdeki bordrolarda kayıtlı, davacı ile birlikte çalışmaları olan kişiler ile gerektiğinde aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak re’sen bilgi ve görgülerine başvurulmalı; davalı işyerinde tespiti istenen dönemde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa, belgeler getirtilmeli; yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği ile davacının çalışmalarında kesinti olup olmadığı, çalışma süreleri nazara alınmalı; çelişki olursa, usulünce giderilmeli, dava konusu dönemde aracı (taşeron) olan işverenlerin de hak alanını ilgilendirdiğinden tespit edilen aracı (taşeron) işverenlere, HMK. 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle husumet yöneltmesi için mehil verilmeli; gösterecekleri bütün deliller toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin Üçüncü Kararı

13. Samsun 2. İş Mahkemesinin 20.02.2020 tarihli ve 2014/845 Esas, 2020/161 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda hizmet cetveline göre davacının 15.08.1997-14.12.1997 tarihleri arasında Vezirköprü İmar İnş. Ltd. Şti; 15.12.1997-14.07.2002 tarihleri arasında ise Atakum İmar İnş. Ltd. Şti. nezdinde çalıştığı, 13.07.2005 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 67 nci maddesindeki düzenleme ile belediyelerin asıl işlerinin işletmenin veya işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren iş olup olmadığına bakılmaksızın üçüncü kişilere gördürülmesinin mümkün kılındığı, ancak bu yasal düzenleme öncesi olan dava konusu dönemde Belediyenin asıl işlerini ihaleyle devretmesinin mümkün olmadığı, hizmet alım sözleşmelerinin 2005 yılı öncesinde düzenlendiği, tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere davacının davalı Belediyeye ait işyerinde alt işverenler nezdinde sokak lambası kurulumu ve tamiri, aydınlatma bakımı ve tamiri işinde çalıştığı, 15.07.2002 tarihinden sonra da aynı işi yapmaya devam ettiği, emir ve talimatları Belediye yetkililerinden aldığı, ücretin davalı ... tarafından ödendiği, bu itibarla uyuşmazlık konusu dönemde davalı Belediyenin teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmeyen ve asıl işi olan işini başka şirketlere ihale ile veremeyeceği, davacının uyuşmazlık konusu dönemdeki tüm hizmetlerinin davalı Belediyenin hizmet alanında ve emri altında devam ettiği, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu, davacının ücret ve yıllık izin süresinin belirlenebilmesi için kıdeme esas hizmet süresinin tespiti talebiyle eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının 15.08.1997-14.12.1997 tarihleri arasında Vezirköprü İmar İnş. Ltd. Şti; 15.12.1997-14.07.2002 tarihleri arasında ise Atakum İmar İnş. Ltd. Şti. nezdinde geçen hizmetlerinin davalı ... işyerinde Belediye işçisi olarak geçtiğinin tespiti ile bu hizmetlerinin davacı adına davalı ... tarafından Kuruma ihtilafsız çalışma (kıdem) sürelerine eklenmesine karar verilmiştir.

Özel Dairenin Üçüncü Bozma Kararı

14. Samsun 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

15. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 26.04.2021 tarihli ve 2020/9065 Esas, 2021/5871 Karar sayılı kararı ile “...Dava, hizmet cetvelinde başka işverenlerde görünen çalışmaların davalı ... nezdinde geçtiğinin tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma kararına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalılar Kurum ve Atakum Bld. Bşk. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Gürhan Koç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava, davacının, davalı ... Bld. Bşk. taşeronları olan şirketlerde geçmiş gibi görünen çalışmalarının fiilen davalı ... nezdinde geçtiğinin tespiti istemine ilişkindir.

Dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacının dava açma hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde korunmaya değer bir yararı olmalıdır. Hukuki yarar bir dava şartı olup, mahkeme dava şartlarını re’sen incelemekle görevlidir. Dava açılmasında korunmaya değer bir hukuki yarar yok ise, davanın bu yönden esasa girilmeden reddi gerekir.

Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)'nin 6. maddesi ve 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen “hak arama özgürlüğü” nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır.

Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır.

Somut olayda; davacının çalışmalarının kuruma eksiksiz bildirildiği anlaşılmakla, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

O halde, davalılar Kurum ve Atakum Bld. Bşk. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı

16. Samsun 2. İş Mahkemesinin 10.01.2023 tarihli ve 2021/313 Esas, 2023/13 Karar sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten davacının ücret ve yıllık izin süresinin belirlenebilmesi için kıdeme esas hizmet süresinin tespiti talebiyle eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, nitekim davanın kabulüne karar verilen Samsun 1. İş Mahkemesinin 2016/286 Esas, 2019/37 Karar ile 2019/971 Esas, 2012/820 Karar ve Samsun 2. İş Mahkemesinin 2014/820 Esas, 2019/582 Karar ile 2014/844 Esas, 2019/583 Karar sayılı kararların da onanarak kesinleştiği, öte yandan davacının çalıştığı süreler Kuruma eksiksiz bildirildiğinden eldeki davanın davacı adına bildirim yapan şirketler ile davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığına ilişkin olduğu, bu nedenle davanın niteliği gereği taraf ehliyeti bulunmadığı anlaşılan Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının 15.08.1997-14.12.1997 tarihleri arasında Vezirköprü İmar İnş. Ltd. Şti; 15.12.1997-14.07.2002 tarihleri arasında ise Atakum İmar İnş. Ltd. Şti. nezdinde geçen hizmetlerinin davalı Belediyeye ait işyerinde Belediye işçisi olarak geçtiğinin tespiti ile bu hizmetlerin davalı ... tarafından bildirilen ihtilafsız kıdem süresine eklenmesine, Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi

17. Direnme kararı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

18. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının 15.08.1997-14.12.1997 tarihleri arasında Vezirköprü İmar İnş. Ltd. Şti; 15.12.1997-14.07.2002 tarihleri arasında ise Atakum İmar İnş. Ltd. Şti. tarafından Kuruma bildirilen çalışmaların davalı ... işyerinde Belediye işçisi olarak geçtiğinin tespiti ve bu sürelerin Belediyede geçen diğer hizmet sürelerine eklenmesi istemli eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı; buradan varılacak sonuca göre davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

19. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

20. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek herhangi bir yeni delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

21. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.

22. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarında mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.

23. Somut olayda ilk bozmaya uyularak Sosyal Güvenlik Kurumunun davaya katılımı sağlandıktan sonra devam eden yargılama süreci sonucunda Mahkemece 20.02.2020 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiği, Özel Dairece davacının çalışmaları Kuruma eksiksiz bildirildiğinden eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması üzerine Mahkemece verilen direnme kararında bozma öncesindeki gerekçe ve hükümden farklı olarak davacının çalıştığı süreler Kuruma eksiksiz bildirildiğinden eldeki davanın davacı adına bildirim yapan şirketler ile davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığına ilişkin olduğu, bu nedenle davanın niteliği gereği Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf ehliyetinun bulunmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği gerekçesine yer verildikten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

24. Buna göre Mahkemece direnme olarak adlandırılan kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, önceki kararda yer almamasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı değerlendirilmek suretiyle verilen ve dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

25. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.

26. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ve davalı ... vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.