Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması ve iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilince davalıya 27.04.2005 tarihli sözleşme uyarınca teslim edilen 1935 referans nolu 450 kg. altının iade edilmediği gibi bedelinin de ödenmediğini, ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1311 sayılı dosyası ile İİK'nun 154. maddesine göre iflas yolu ile takip başlattıklarını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılmasına ve çıkartılacak depo emrine rağmen ödeme yapılmadığı takdirde iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince İngiliz Yüksek Mahkemesi'nin yetkili kılındığını, MÖHUK'nın 47. maddesine göre Türk icra daireleri ve Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, iflas davasında da alacağın varlık ve miktarının belirlenmesi gerektiğini, bu doğrultuda İngiliz Mahkemesinde açılmış bir dava bulunduğunu, sözleşmedeki yetki hükmü aşılmak amacıyla kötüniyetle iflâs takibi yapılarak davanın açıldığını, cevabi ihtarnamelerle de davacı faturalarının iade edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; icra takibi ve iflâs davalarında münhasır yetki kuralının uygulanacağı, buna göre de iflas takibi ve davasında Türk icra daireleri ile Mahkemelerinin yetkili olduğu, İİK'nın 154. maddesinde öngörülen kesin yetki kuralına istinaden davanın yetkili mahkemede açıldığı, 1935 referans no'lu 450 kg. altının davalıya teslim edildiği, davalı tarafından altının satıldığı fakat bedelinin davacıya ödenmediği, yapılan ödemelerin başka teslimatlarla ilgili olduğu, davalının borcunun hesaplanarak depo emri çıkartılmasına rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle, davalının itirazının kaldırılmasına ve iflasına karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava, İİK'nın 155. maddesi uyarınca başlatılan iflas yolu ile takibe yapılan itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir. Mahkemece, depo emrinin tebliğine rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle davalının iflasına karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 27.04.2005 tarihli sözleşme çerçevesinde teslim edilen altın nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Taraflarca imzalanan sözleşmenin 14/e maddesinde "işbu sözleşme İngiliz kanunları tarafından yönetilmekte olup buna göre yorumlanacağı ve SG (davacı) ve Konsinye Alıcısı'nın (davalı) her ikisi de İngiltere Mahkemesi'nin adli yetkisini kabul edecekleri" öngörülmüştür. Davacının da İngiliz mahkemelerinde ... altının teslimi, olmazsa tazminat yada altın bedelinin ödenmesi istemiyle davalı aleyhine dava açtığı dosyadan anlaşılmaktadır.

MÖHUK'nın 47.maddesine göre, yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülür. Dosyaya sunulan yazılı sözleşmede uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görüleceği kararlaştırılmış olup davalı vekili hem takibe itirazında ve hem de davaya cevabında yetki itirazında bulunmuştur. Yabancı devlet mahkemesince yetkisizlik kararı verildiği de iddia ve ispat edilmemiştir. Yetki sözleşmesi ile yabancı devlet mahkemesinin yetkili kılınmış olması halinde, Türk Mahkemelerinde artık dava açılamayacaktır (açılırsa, davalı Türk mahkemesinde yetki ilk itirazında bulunabilecektir). Ancak yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması halinde, dava yetkili Türk mahkemesinde görülebilir. Yargıtay 11.H.D.'sinin 19.11.1990 tarih ve 7016-7400 sayılı kararı da aynı yöndedir. HGK da ...bu görüşü benimsemiştir. (Bak. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı C.1, s. 645 vd.) 5718 sayılı Kanun ile 12.12.2007 tarihinde yürürlükten kaldırılan 2675 sayılı Kanun'un 31. maddesinde paralel düzenleme bulunmaktaydı.

İflas davalarında Türk Mahkemeleri İİK'nın 154/son maddesi uyarınca kesin yetkilidir. Bu yetki kamu düzeni ile ilgilidir. Ancak, iflas davalarında öncelikle alacaklı olduğunu iddia eden davacının alacaklı olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan 27.04.2005 tarihli sözleşmenin 14/e maddesinde taraflarca alacak borç miktarının belirlenmesi bakımından İngiliz Hukuk ve Mahkemelerinin yetkili kılındığı tarafların kabulündedir. Bu itibarla davacı, alacaklı olduğunu ve miktarını somut olayda İngiliz Mahkemesinde açacağı alacak davası ile MÖHUK'nın 47.maddesi uyarınca net olarak belirlemeli ve kesinleştirdikten sonra iflas yollarından birisiyle alacağının tahsili yoluna gitmelidir.

Bu durumda; Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ve HMK 103. ve İİK'nun 158. maddeleri uyarınca basit yargılama usulüne tabi iflas davalarının ivedi görülmesi gereken davalar olduğunu da dikkate alarak alacaklıdan alacağını belirten bir ilam veya belge olup olmadığı sorulmalı, varsa bunlara göre deliller toplanıp dava sonuçlandırmalı, yoksa, alacaklıya taraflar arasındaki sözleşme uyarınca İngiltere Mahkemelerinden alacağını belirtir ilam alması için süre verilmeli, dava açılması halinde bu dava sonucu beklenmeli, yahut iflas davasının basit yargılama usulüne tabi ve ivedi sonuçlanması gereken davalardan olduğu gözönünde bulundurularak davacı tarafça bu aşamada alacağının varlığını ispata yarar bir ilam veya belge sunulmadığından şartları oluşmayan iflas davasının reddine karar verme seçeneklerinin hangisinin dosya kapsamına ve somut olayın özelliklerine uygun düştüğü yerinde tartışılıp değerlendirilmeden eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.

2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzüre, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verilidi.