Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2039 E., 2022/1725 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bulancak 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2022/77 E., 2022/240 K.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dosyadaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen dosyada davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Dosya içeriğine göre birleşen davada temyize konu edilen toplam miktar 30.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin ve duruşma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı vekilinin asıl davaya yönelik "duruşma isteğinin" reddine, asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili; 11.05.2017 tarihinde müvekkilinin küçük kızı müteveffa...'un ebeveyn kontrolü dışında çamaşır makinesinin içerisine girip havasız kalması sebebi ile hayatını kaybettiğini, .......,’in Arçelik marka ve ... model makine içinde ölü bulunduğu olay ile ilgili soruşturmanın Bulancak Cumhuriyet Savcılığının 2017/970 soruşturma nolu dosyası ile yürütülmekte olduğunu, .........,’in çamaşır makinesine girdikten sonra hafif bir el ya da ayak hareketiyle çamaşır makinesinin kapağını dışarı doğru hafif şiddette ittiğinde kapağın hız kazanarak menteşe sınırına çarparak kapanmış olduğunu, davalı tarafından üretilen çamaşır makinesinin kapağının içeriden aldığı hafif bir darbe ile bile rahatça kapandığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, makinede çocuk eliyle açılmasını önleyecek bir önlem olmadığını, kapak kilit mekanizmasının öncelikle bir çocuk tarafından açılamayacak şekilde tasarlanmış olması ve buna göre üretilmiş olması gerektiğini, bunun yanı sıra çamaşır makinesinin içten almış olduğu bir darbe ile kapanmayacak şekilde, kilidinin üzerinde bulunan ve kapağın kilitlenmesini sağlayan, sadece dışarıdan elle kontrol edilebilen bir mandal ile donatılması halinde güvenli hale getirilmesi gerekirken; üretici firma tarafından güvenlik önlemi üzerinde çok yönlü düşünülmediğini, önemli güvenlik açığı olduğunu beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müteveffa küçük ......’in hayatını kaybetmesinden dolayı müvekkili anne ... için 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 200.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; 40.375,56 TL maddi tazminat ile 200.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 240.375,56 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işlemiş olan, maddi tazminat bakımından en yüksek mevduat faizi, manevi tazminat bakımından yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacılar vekili; asıl dava dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek; yaşanan olay nedeni ile hayatını kaybeden...’un kardeşleri olan müvekkillerinin tarifi imkânsız acılar yaşadığını ve acılarının zaman geçtikçe artarak katlandığını, ......,’in hayatını kaybetmesinden dolayı müvekkil kardeşi ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın, ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işlemiş olan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili asıl davada; dava konusu ürünün gerekli tüm yasal mevzuata uygun şekilde Türk Standartları Enstitüsü ve yurtdışında güvenlik ve teknik standartlar konusunda en yetkili kurumlardan biri olan VDE standartlarına uygun olarak üretildiğini, tüketici kullanımına uygun olarak dava konusu ürünün dışarıdan kolay açılması gerektiğini, bununla birlikte yasal olarak içeriden açılmasını sağlayacak hiçbir güvenlik gereksinimi ve zorunluluğu olmadığını, tüketicilere işlevsel ve ergonomik kullanım kolaylığı sağlaması açısından ürün kapağının kolaylıkla açılması gerektiğini, 6 yaşındaki bir çocuğun şu an piyasada mevcut her çamaşır makinesini açabilecek güçte olduğu düşünüldüğünde, müvekkili şirketin davacının kızının çamaşır makinesinin kapağını açmasında bir kusuru olduğundan söz edilemeyeceğini, herhangi bir yasal mevzuatta yer almayan bu husus davacı tarafından bir zorunlulukmuş gibi aksettirilmiş ise de müvekkili şirketin çamaşır makinesi kapağının kolay açılmasını engelleyici bir tasarım zorunluluğu bulunmadığını, aksine dava konusu ürünün bir çamaşır makinesi olduğu göz önüne alındığında, sızdırma risklerinin önüne geçilmesi ve tambur dönüş hareketinin güvenli olarak sağlaması adına kapak kapatıldıktan sonra içeriden de açılmaması gerektiğini, ürün kullanım kılavuzunda yanlarında güvenliklerinden sorumlu olacak bir kişi bulunmadığı sürece ürünün çocuklar tarafından kullanılmasının önüne geçilmesi gerektiğinin açıkça yazıldığını, çocuklarının güvenliğini sağlamanın ebeveynlerin asli sorumluluklarından olup, davacıların çocuklarını evde yalnız bırakmasının yaşanan olayda asıl sorumluların kendisi olduklarını gösterdiğini, ürün kullanım kılavuzunda çocuk güvenliğine yönelik tüm duyuruların yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı vekili birleşen davada; dava konusu olayın 11.05.2017 tarihinde meydana geldiğini, Borçlar Kanunu'nun 72 nci maddesi gereği tazminat isteminin zamanaşımına uğradığını, davalı müvekkilinin yaşanan olay konusunda bir kusurunun olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.02.2021 tarihli, 2018/712 Esas, 2021/157 Karar sayılı davanın kısmen kabulü kararına karşı taraf vekilleri süresi içinde istinaf yoluna başvurmuş, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 18.02.2022 tarihli, 2021/1886 Esas, 2022/233 Karar sayılı kararı ile davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının re'sen kaldırılmasına, dosyanın HMK'nun 353/(1)-a maddesi gereğince Daire kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılamaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği, davalı şirketin kusur raporuna yönelik itiraz dilekçesinin cevap dilekçesinin tekrar edilmesi mahiyetinde olması, rapordaki değerlendirmelere karşı somut itiraz olmaması, bununla birlikte davalı tarafın çocuğun ailesinin asli kusurlu olduğu itirazı ile bilirkişi raporu arasında uyumsuzluk bulunmadığı, bilirkişi raporunda da davacı tarafa %75 oranında asli kusur verilmiş olduğu, kazanın meydana geldiği tarih itibariyle çamaşır makinelerinde çocukların korunmasına yönelik olarak ekstra güvenlik sistemleri tasarlanmış olması ve bu tasarımın imkansızlığının da söz konusu olmaması dikkate alınacak olursa davalı şirketin güvenlikli bir makine tasarlamamış olması neticesinde meydana gelen kazaya sebebiyet verdiği değerlendirmesiyle şirket için belirlenen %25 kusurun olayın oluş şekli ve teknolojik imkanlar dikkate alınarak davalı şirketin fiili ile davacı tarafın zararı arasında illiyet bağı bulunduğu kanaatine varıldığı, bu nedenle alınan kusur raporunun hükme esas alınabilecek mahiyette olduğu ve davalının itirazlarının dikkate alınmadığı, davalı vekilinin ıslah dilekçesine yönelik itirazların da kusura dair itiraz mahiyetinde olduğu, davalı tarafın hatalı ve güvenlik tedbirleri eksik nitelikte çamaşır makinesi imal etmesi ve meydana gelen olaydaki %25 oranındaki kusuru ile davacı çocuğunun ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, davacı lehine 15.000,00 TL manevi tazminat belirlendiği, müşterek çocuklardan ... ve ... için de ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminat belirlendiği, belirlenen tazminat tutarlarından maddi tazminata ilişkin olarak ıslah dilekçesindeki talep doğrultusunda olay tarihinden itibaren faiz tahakkukuna karar verildiği ancak manevi tazminatın ıslah dilekçesine konu edilemeyecek olması nedeniyle taleple bağlılık ilkesi gereğince dava dilekçesinde faizin temerrüt tarihi itibariyle talep edilmesinin esas alındığı gerekçesiyle;

a) ana dava bakımından: maddi tazminat davasının kabulü ile, 40.375,56 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL’sinin temerrüt tarihi olan dava tarihi 13.12.2018 tarihinden, 30.375,56 TL’sinin ise olay tarihi olan 11.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan dava tarihi 13.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,

b) birleşen dava bakımından: davacı ...'un ve ...'un manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul kısmen reddi ile, her bir davacı lehine 5.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan dava tarihi 12.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili; manevi tazminat miktarının düşük olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; hükme esas alınan raporun yeterli olmadığını, ürünün ulusal ve uluslararası standartlara uygun üretildiğini, olayın meydana gelmesinde ailenin asli kusurlu olduğunu, faiz başlangıç tarihlerinin hatalı hesaplandığını, faiz başlangıcının ıslah ile değiştirilemeyeceğini, kısmi davada dava dilekçesinde ileri sürülen faiz talebinin ıslah ile artırılan kısım yönünden de geçerli olacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının düzeltilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davada haksız fiil hükümleri doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiği, soruşturma aşamasında aldırılan 10.11.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda çamaşır makinesi üzerinde yapılan incelemede makine kapağının içeriden aldığı hafif bir darbeyle rahatlıkla kilitlendiğinin tespit edildiği, mahkemece dava esnasında aldırılan 11.02.2020 tarihli raporda bu hususun benimsendiği, bu haliyle davalının üretimi olan makinede tasarım hatası olduğunun anlaşıldığı, öte yandan, makine kapağının bu şekilde rahatlıkla kapandığına dair bir uyarı veya bilgilendirmenin de bulunmadığı, böylece üründe uyarı hatasının da bulunduğu, bu bilgiler doğrultusunda davalının ürettiği üründe tüketicilerin haklı beklentilerini karşılayacak mahiyette bir tasarım ve uyarının yapılmadığı ve davalı üreticinin kusurlu olduğu, meydana gelen zarar ile ürün hatası arasında illiyet bağı bulunduğu, somut olayda illiyet bağını kesen bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince üretici olan davalının meydana gelen zarardan sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediği,

Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede; eldeki dosyada davacı annenin meydana gelen zararın doğmasında kusuru bulunduğu, bu kusurun illiyet bağının kesecek boyutta olmadığı dikkate alındığında mahkemece TBK'nın 52 nci maddesi gereğince tazminatta indirim yapılmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediği,

Faiz başlangıcı yönünden yapılan değerlendirmede; dava dilekçelerinde temerrüt tarihi itibariyle faiz işletilmesinin talep edildiği, olayın haksız fiil olduğu, bu durumda temerrütün TBK'nın 117/2 hükmü gereğince olay tarihi olduğu, bu durumda ilk derece mahkemesince tüm tazminat yönünden olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, sadece ıslah edilen kısım yönünden olay tarihinde faiz işletilmesi doğru değilse de bu yönde davacı tarafın bir istinafı bulunmadığından bu hususa değinilmekle yetinildiği, ıslahla artırılan kısım yönünden olay tarihinden itibaren faiz işletilmesinde hukuka aykırılık görülmediği,

Zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmede; olay aynı zamanda taksirle öldürme suçuna vücut verdiğinden, TBK'nın 72 nci maddesi gereğince ceza zamanaşımı uygulanacağı, bu durumda olay tarihi ve dava tarihleri dikkate alındığında davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı, bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı,

Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede; dosya kapsamı, zarara yol açan üründeki hatanın boyutu, meydana gelen olayın vahameti, üretici olan davalının bilim ve tekniğin gerekli kıldığı son durumu dikkate almadan ürün tasarlaması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, vefat eden çocuğun yaşı, ailenin yaşadığı elemin boyutu, paranın alım gücü dikkate alındığında mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu, bu hususlar ve davalının zararın doğmasına olan etkisi dikkate alındığında davacı anne lehine 110.000,00 TL, davacı kardeşler lehine ise her biri için 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun hmk'nın 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine, davacılar vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile, Bulancak 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi'nin 01.06.2022 tarih ve 2022/77 Esas, 2022/240 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-b-2 hükmü gereğince kaldırılmasına,

Kaldırılan hükmün yerine;

A) asıl dava (2022/77 Esas) bakımından; davacı tarafından davalı aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, 40.375,56 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL’sinin taleple bağlılık ilkesi gereğince temerrüt tarihi olan dava tarihi 13/12/2018 tarihinden, 30.375,56 TL’sinin ise olay tarihi olan 11.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 110.000,00 TL manevi tazminatın taleple bağlılık ilkesi gereğince temerrüt tarihi olan dava tarihi 13.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,

B) birleşen dava (2021/392 esas) bakımından; davacı ...'un ve ...'un manevi tazminat taleplerinin kabulü ile, her bir davacı lehine 15.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan dava tarihi 12.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarına ek olarak Bölge Adliye Mahkemesinin hükmünde esas aldığı bilirkişi raporunda dahi davacı tarafı asli kusurlu olarak tespit edildiğini ancak buna rağmen fahiş bir tazminata hükmedildiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, üreticinin hukuki sorumluluğuna dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 uncu, 56 ncı, 72 nci ve 117/2 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, mahkemece hükme esas alınan raporun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, dava dilekçesinde temerrüt tarihi itibariyle faiz işletilmesinin talep edildiği, olayın haksız fiil olduğu, bu durumda temerrütün 6098 sayılı Kanun'un 117/2 nci maddesi gereğince olay tarihi olduğu, bu durumda tüm tazminat yönünden olay tarihinden itibaren faiz işletilebileceği, bu nedenle ıslahla artırılan kısım yönünden olay tarihinden itibaren faiz işletilmesinde hukuka aykırılık görülmediği, Bölge Adliye Mahkemesince 6098 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesi gereğince somut olayın özelliği, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, davacının çocuğunun kaybı sebebiyle duyduğu elem ve ızdırap gözetilerek tespit ve hükmedilen manevi tazminat miktarının uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Vekilinin Birleşen Davaya Yönelik Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı Vekilinin Asıl Davaya Yönelik Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.